Sabahın sisinde, yıkık bir fabrikanın bodrum katında, üç genç dizlerinin üzerine çökmüş. Birinin elinde PlayStation kolu, diğerinin gözünde gece görüş gözlüğü var. Ekranda bir drone kamerası uzak bir orman hattını gösteriyor. Hedefi 2.7 kilometre ötede.  

“Koordinat sabit, vuruş onaylandı.” 

Bir saniyelik sessizlikten sonra, monitörde küçük bir patlama beliriyor. Ardından biri mırıldanıyor... “Altı puan daha.” 

O puan, birazdan onları online bir silah mağazasında alışverişe götürecek. Tıpkı oyun içi mağazaya girer gibi...  

★★★

Anlattıklarım “Açlık Oyunları” filminden bir sahne değil.  

Bu, Ukrayna’nın gerçek savaşını bir “video oyunu arayüzüne” dönüştüren yeni sistemin sahadaki hali. 

Ukrayna’nın “Drone Ordusu Puan Sistemi” adını verdiği bu dijital savaş programı, askeri tarih açısından bir dönüm noktası. 

Bir yıldan uzun süredir uygulanan sistem, cephede viral oldu.   

Sistem, drone operatörlerini bir puan ekonomisi içinde yarışmaya teşvik ediyor. 

Kim daha çok Rus imha ederse, o daha çok puan kazanıyor. 

Kazandığı puanlarla da tıpkı “Amazon” benzeri bir mağazadan yeni drone’lar, elektronik savaş sistemleri ya da yedek parça satın alabiliyor. 

Ağustosta 95 olan katılımcı birlik sayısı eylülde 400’e çıktı.  

Aynı ay sistemin kaydettiği etkinin büyüklüğü de çarpıcıydı. 18 bin Rus askerinin öldüğü ya da yaralandığı bildirildi. Geçen yılın aynı döneminin iki katı.  

Kiev, “öldürülen piyade başına” verilen puanı 6’dan 12’ye yükselterek önceliklerini sahada değiştirdi. 

Ukrayna’nın Dijital Dönüşüm bakanı Mykhailo Fedorov’un deyimiyle, “Artık her saldırı bir hamle, her puan yeni bir silah.” 

★★★

Her birlik kendi ismini taşıyor. Kimi Aşil, kimi Hektor, kimi Anka Kuşu...  

Aşil, şu an en başarılı 10 İHA alayından biri. Harkov bölgesinin doğu kesiminde Donetsk bölgesinde faaliyet gösteriyor.  

Her drone ekranının köşesinde canlı bir lider tablosu... 

Tıpkı bir e-spor turnuvasında olduğu gibi herkes skorları izliyor.  

Bu görüntü, savaşın estetiğini değiştirdi. Her vuruş bir skor, her görev bir level, her ölüm bir ödül. 

Savaş, ilk kez bu kadar “oyunlaştırıldı.” 

Sistem sadece ‘öldürme’yi ödüllendirmiyor; her puanın arkasında bir video kayıt zorunluluğu var.  

Kiev komutanlığı bu verileri kullanarak hangi drone modelinin, hangi yüklemenin, hangi taktiğin daha etkili olduğunu çıkarıyor. Böylece savaş bir veri tabanına dönüşüyor; saha gerçekleri algoritmalara, kurallara indirgeniyor. 

★★★

Ancak gidişat tehlikeli...  

Çünkü ölüm artık istatistiksel veri. İnsanlar puan kazanmak için öldürüyor.  

Savaşın dehşeti “ekran grafikleri” arkasında sıradanlaşıyor. 

Ukrayna’nın başarısı Rusya’yı da tetikledi. İstihbarat raporlarına göre Moskova da benzer bir oyunlaştırılmış sistem geliştiriyor. 

Artık iki ordu da savaşın hem fiziksel hem dijital tarafında birbirini taklit ediyor. 

Tıpkı 20. yüzyılda nükleer silah dengesinin kurulması gibi, 21. yüzyılın dengesini oyunlaştırılmış drone’lar belirliyor. 

Her iki taraf da insan unsurunu giderek daha fazla makinelere devrediyor. Yapay zekalı drone’lar hedeflerini kendileri seçip, son hamleye kendisi karar verebiliyor. 

Ukrayna buna “Uber hedefleme” adını veriyor. (Uber taksi uygulamasına atıfla) 

Bir asker, haritada hedefi tıpkı bir taksi çağırır gibi işaretliyor ve birkaç dakika içinde başka bir birliğin drone’u o noktayı vuruyor. 

Savaşın dili tamamen değişmiş durumda. 

Artık “topçu desteği” değil, “veri paylaşımı” talep ediliyor. 

“Komutan” değil, “sistem yöneticisi” var. 

Kahramanlık fiziksel cesarette değil, ekran başında milisaniyelik reflekslerde ölçülüyor. 

★★★

Bir düşman İHA operatörünü öldürmek 25 puan, bir Rus askerini yakalamak için İHA kullanmak ise 120 puan getiriyor.  

Her puan; Brave1 mağazasından 100’den fazla drone modeli, VR gözlüğü ya da havalı savaş aksesuarlarından birini satın alabilmek demek.  

Savaş kendi iç döngüsünü yaratıyor. Öldürdükçe kazan, kazandıkça öldür. 

★★★

Bodrum’daki üç gence geri dönelim. Yaşları 17-18...  

Birinin eli titriyor, diğeri monitörün ışığında gözlerini kısmış. 

“Sinyal düştü, hedef belirdi, joystick ileri.” 

Ekranda bir patlama daha... 

Sonra sevinçle biri ellerini havaya kaldırıyor... 

“Sekiz puan daha!!!” 

Belki de insanlık tarihinin en ürkütücü cümlesi bu.