SÖZCÜ Spor yazarları, 2023’ü değerlendirmeye devam ediyor. Ercan Taner’den sonra sıra Fatih Söylemezoğlu’nda... Doğal olarak gündemin ilk sırasında tabii ki Türk futbolunun durumu var: Herkes son Fenerbahçe-Galatasaray derbisini konuşsa da olaya daha farklı pencereden bakmak lazım. İki takım da hem yurtiçinde hem yurtdışında başarılı olsalar da ülke futbolunun yönetimi, tam bir skandala dönüştü. ‘Atanan’ federasyon başkanının sporla ilgisinin olmaması, sürekli MHK başkanının ve üyelerinin değiştirilmesi, dolayısıyla bu işi yapabilecek liyakat sahibi insanların tüketilip sıfırlanması, hakemlerin gruplaşması...

SPORU SPORCULAR YÖNETSİN

İŞİN özeti; futbolun, en büyük problem olan liyakatsiz insanlar tarafından yönetilmesinin sıkıntılarını en ağır şekilde yaşıyoruz. Çözüm için bir araya gelen Spor Bakanı ve Kulüpler Birliği Vakfı da herhangi bir proje açıklamadıkları gibi, kulüp başkanları da maalesef samimi davranmıyor. Bunun yansımasını olumsuz anlamda 2024 ve sonrasında çok daha ağır göreceğiz. Özellikle hakemler konusunda bugünü milat kabul etsek, en az 4-5 yıla ihtiyacımız var; iyi hakemler yetiştirmek için... Bence çözüm, siyasi iradenin elini spordan çekmesinde gizli. Sporu, sporcular ve spor adamları yönetmeli.

HALİL'İ ALSINLAR İÇERİYE

FARUK Koca serbest kaldı. Bence Halil’i alsınlar içeriye; niçin yanağını o yumruğa uzattın diye. Ülkemizde her konuda akıl tutulması yaşanıyor. Son örneği de Faruk Koca hadisesi. Söylenecek söz yok.

ÇARÇURA DEVAM

LİG derbisi, Suudi Arabistan’daki Süper Kupa maçının kalitesi anlamında çok şey ifade etti. Kendi seyircisi önünde oynamayacak iki büyük takımın motivasyonunun bu maçta belirleyici olacağını düşünüyorum. Ayrıca bir kez daha Cumhuriyetin 100. yılında bu maçın orada oynatılmasını kınıyorum. Lig şampiyonu da Fenerbahçe veya Galatasaray olacak. Çok açık. Değişen bir şey de yok. Büyükler ligi manipüle etmeye devam ediyor, diğer kulüpler paralarını çarçur ediyor.

KARABIYIK'IN EMEĞİ

VOLEYBOLUN bugünkü başarısının temelleri aslında yıllar önce, federasyonun eski başkanlarından Erol Ünal Karabıyık zamanında atıldı. Projelendirilen alt yapı ve tesisleşmenin bugünlere kadar sürdürülmesinin neticelerini alıyoruz. Bugünkü başarılarda şimdiki yöneticiler kadar, belki de daha fazla, Sayın Karabıyık’ın emeği var. Diğer spor dallarına örnek teşkil etmeli.

OLİMPİYAT FARKLI OLMAZ!

SPOR maalesef siyasetin şemsiyesi altında baskılandığı için olimpik spor ruhu bir türlü gelişmiyor. Liyakat sahibi insanlar görevde olmadığı için aynı şeyleri yaparak farklı sonuç almanız mümkün değil. Umarım sporcularımız Paris’te çok başarılı olur. Ama görünen o ki; geçmiş olimpiyatlardan farklı bir durum ile karşılaşmayacağız.

NOT: 2024’ün dünyada savaş ve zulümlerin sona erip barışın hüküm süreceği, sosyal adaletin sağlanacağı, liyakat sahibi insanların söz sahibi olabileceği ve sokak hayvanlarının ihtiyaçlarının karşılanacağı bir yıl olmasını temenni ediyorum...