-Açıklık, dürüstlüğün ve doğruluğun göstergelerinden biridir.-
Ülkemiz siyasal yaşamında olumlu olumsuz nice durumlar birbirini izlemekte, yetersiz tepkiler sonuca etki yapmamaktadır. Siyasal iktidarın, özellikle başkanlık sisteminin sakınca tutum ve davranışları gereken tepkiyi görmemekte, özellikle hukuksal yönden terslikler ve aykırılıklar sürmektedir. Bunların başında Cumhurbaşkanı’nın Anayasa’nın 103. maddesindeki andının belirgin bir içeriği olan TARAFSIZLIK ilkesine aykırı parti genel başkanlığını çekinmeden üstlenmesi ve yürütmesidir.
TARAFSIZLIK işe geldiği gibi yorumlanan bir konum değildir. Kanımızca aykırı durum, tutum ve davranışlar tam bir geçersizlik nedenidir. Hukuka aykırılığın özürü olamaz. Muhalefet kesimi bu konuda yetersiz kalmaktadır. Açık Anayasa kuralının çiğnenmesi başlıca geçersizlik nedenidir. Tersini savunmak boşuna bir girişim ve çabadır. Dikkate alınacak yönü yoktur. Tarafsızlığa aykırı durumlar ve tutumlar bulunulan katı yapıyı gölgeler ve karartır. Siyasal aldırışsızlık, özellikle Anayasa’ya ve yasalara aykırılık hiçbir özür kabul etmez. Siyasal hırslar, tutkular ve partizanlıklar hukukun karalarıdır. Hukuk güvencesi olmayan yerde koyu karanlıklar yaşamı yıkıma götürür.
Hukuk devletinde en küçük hukuka aykırılık, tam bir geçersizlik nedenidir. Hukuk, ülkenin en büyük, en etkin insanlık güvencesidir. İnsanlık ve eşitlik dayanağıdır. Hukuksuzluk çöküntüdür, ölümdür. Bu konuda tüm yurttaşların özenli ve çok duyarlı olması kendileri için en sağlıklı güvencedir. Siyasal iktidarların kendi etkinlikleriyle yararları için sık sık gözardı etmekten çekinmedikleri hukuka aykırılıklar onların kişisel ve parti düzeylerinin günlük göstergesidir. Ama insanlık tarihi, hukuku gözardı edenlerin hukuka sığındıklarının ibretlik örnekleriyle doludur. Dünya düzeyinde bunu kanıtlayan nice acı olaylar yaşanmıştır. İnsanlığın en büyük çağdaş güvencesi, yineleyelim, hukuktur. Savaşlar bile hukuka uygunluğuyla değerlendirilmektedir.
Partizanlık, başına buyrukluk, gelişigüzellik demokrasinin yıkımıdır. Bu da partililerin en büyük karasıdır. Ülkeye ve ulusa hizmetin siyasal kurumu olan siyasal partiler, toplum yaşamının mimarları olmak durumundadır. Partililerin tutum ve davranışları ülke ve ulus için değil de kendileri ve yandaşları için düzenlenip uygulanıyorsa orda insanlık ve yurttaşlık kavramları ve değerleri ayaklar altında demektir. Demokrasinin en belirgin tanımı tam eşitlik ve özgürlüktür.