Mucize mi gerçekleşecek? Gökyüzünden sihirli bir değnek mi inecek? Orta Vadeli Plan hedefleri “bulunması zor dövizi bulmak” üzerine bina edilmişti. Planın hedefleri yalama olduğu için “yabancı para sahiplerine yüksek faiz ödeyerek döviz biriktirmek tahlikeye girmesin diye” hedefler de değiştirildi.
★★★
Sabır!
Sebat!
İstendi!
Ve halkın sıkılan kemerlerine bir delik daha delindi, kemer sıklaştırdı. Aklıma Nasrettin Hoca’nın “Tam Alışıyordu” fıkrası geldi.
★★★
Moğol istilası Anadolu’yu sarmıştı. Selçuklu devleti sallanıyor, halk elindeki parayla daha az mal almaya zorlanıyor, her şeyin fiyatı bugün yaşadığımıza benzer biçimde artıyordu. Hoca evin giderlerini kısmaya karar verdi ve planını hanımına da açıkladı.
Kepek pahalı.
Saman altın oldu.
Küspe el yakıyor.
Ben eşeği açlığa, sıkıntıya, acıya alıştıracağım. Böylece “sıfır yem masrafı” ile eşeğimizi sağ salim tutacağız.
★★★
Bir gün.
İki gün.
Beş gün.
10 gün.
Kepeği, samanı, yoncayı, küspeyi her gün yarı yarıya azaltarak 11’ci güne “yemsiz yaşama saatlerine” gelinmiş. Hoca eşine; “eşek yemsiz yaşamayı öğrendi” demiş.
Eşek açlıktan ölmüş!
★★★
Nasrettin Hoca; “zavallı tam yemsiz yaşamaya alışmıştı, ömrü yetmedi” demiş.
Bugün ana yazı bu kadar!
Halk filozofudur!
Madem ki bugün Nasrettin Hoca’ya sığındım, onula devam edeyim. Yapay zekaya geçildi, teknoloji gelişti sokak filozofları çoğaldı ama Nasrettin Hoca’nın yeri doldurulamaz. Birkaç yazılı kaynaktan okuduğum bilgileri bugün sizinle paylaşmak isterim. Adı yalnız Anadolu’da değil başka Türk topluluklarında da bilinir, fıkraları ağızdan ağıza anlatılır. Onun fıkralarını anlatan kitaplar, Uzakdoğu’da Çin’den batıda Amerika’ya, İskandinav ülkelerine, Ortadoğu’ya ve oradan da Kuzey Afrika’ya kadar bütün dünyaya yayılmıştır. Babası köy imamıydı, ondan din bilgisi dersleri aldı, Arapça öğrendi. Sivrihisar ve Konya’da medreselerde okudu. Akşehir’e yerleşti. Nasrettin Hoca, Anadolu Selçukluları döneminde; Moğol istilası sonunda devletin zayıfladığı, tahtı ele geçirme kanlı kavgalarının başladığı, halkın perişanlığının zirve yaptığı yıllarda yaşadı. Bu yıllar Anadolu tarihinin en karmaşık ve zor dönemidir. Nasrettin Hoca bu ortamda ve daha sonra devam eden bunalımlı yıllarda sıkıntı içindeki halkın durumuna ayna olacak fıkralar söylemiş, kulaktan kulağa halka mal olmuştur. Bir insanın en yüksek düzeyde yaratma gücünün ve mizah anlayışının simgesi Nasrettin Hoca; “Türk halk düşüncesinin yetiştirdiği büyük bir bilgedir.” İnce zeka kıvraklığının, mizah gücünün yer aldığı; “güldürürken düşündüren” fıkralarıyla toplumdaki gelir farklılıklarına, zengin- fakir uçurumuna devlet malının üstüne çökerek ya da devlet koltuğunu rüşvet karşılığı alıp, devlet hizmetini rüşvet karşılığı satarak varlık sahibi olanların kibirli, kendini beğenmiş durumlarını güldürerek anlatır. Ya da bu fıkralardan günümüze ulaşan bazılarını halk mizah zekasıyla üretip Nasrettin Hoca’ya mal etmiştir. Benim bilebildiğim; Fuad Köprülü ile Orhan Veli Kanık’ın manzum (düz olmayan ölçülü anlatım) Nasrettin Hoca fıkraları kitapları vardır. Bir de 2011 yılında Bolulu Yazar Caner Yücel’in “Dizilerle Nasrettin Hoca” adlı kitabı yayımlandı. Şu günlerde ne kadar Nasrettin Hoca fıkraları kitabı varsa bulabildiklerinizi okuyun. Sizi kirlenmiş, kirletilmiş algılardan korursa ancak Nasrettin Hoca korur.