Şu günlerde en çok konuşulan, siyasetçilere en çok sorulan, İstanbul Tuzla Piyade Okulu’nda 10 Kasım töreninde Atatürk fotoğrafını yakasına takmayan teğmen ve sonrasında gelişen olaylar. 15 Temmuz darbe girişimi ve yaşanan olaylar halkımızı Silahlı Kuvvetlerimiz konusunda daha duyarlı yaptı. Tarikatların, cemaatlerin, siyasetin şanlı ordumuzun içine sokulmaması isteniyor. Aksine davranış içinde olanlar, olayın gerçeğini bilmeden, araştırmadan ahkam kesenler az değil.

10 Kasım’da Atatürk’ü Anma gününde Tuzla Piyade Okulu’nda başlayan, 13 Kasım’da da devam eden “Teğmenler olayı” sosyal medyaya yansıdı. CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan, kendilerine ulaşan diğer bilgilerle birlikte Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in cevaplandırması istemiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi verdi.

ÖNCE O İDDİAYI OKUYALIM

Özgür Ceylan önergesinde, “Çeşitli sosyal medya platformlarında 10 Kasım Atatürk’ü Anma töreninde Tuzla Piyade Okul Komutanlığı’nda bir grup teğmenin yakalarına Atatürk resmi takmayı reddettikleri, teğmenlerden birinin Atatürk resmini yırtarak yere attığı ve buna tepki gösteren diğer bir grup teğmen ile aralarında arbede yaşandığı, arbedenin büyümesi ile olaya dışarıdan jandarma ve polisin de dahil olduğu, konuya ilişkin idari soruşturma başlatıldığı bilgisi kamuoyuna yansımıştır” dedi bunların doğru olup olmadığını sordu.

Soruya henüz bir cevap verilmedi. Sosyal medyada, bazı yayın organlarında bu konu daha farklı yönlere çekildi. Bir gazete “Teğmen cuntası” dedi. Konuyu araştırdım ve 23 Kasım’da SÖZCÜ’de şu haberim yayımlanmıştı: 

OLAYIN GERÇEĞİ

Tuzla Piyade Temel Okul Komutanlığı’nda, 10 Kasım Atatürk’ü Anma töreninde, bir teğmenin Atatürk fotoğrafını yakasına takmamasıyla başlayan tartışma, daha sonra oda kapısına asılan Atatürk fotoğrafının indirilmesinden sonra arbedeye neden oldu. Olay, askerler arasında da büyük üzüntü yarattı, fotoğrafı indirdiği öne sürülen asker, dövüldüğünü öne sürüp C. Savcılığı’na başvurdu. 

Askerlerin oluşturduğu bazı whatsapp gruplarında, 10 Kasım Atatürk’ü Anma töreninde bir grup teğmenin yakalarına Atatürk resmini takmayı reddettikleri, teğmenlerden birisinin Atatürk resmini yırtarak yere attığı, buna karşı diğer bir grup teğmenin tepki gösterdiği, iki grup arasında çıkan arbedenin büyümesi ile olaya dışarıdan jandarma ve polisin de dahil olduğu öne sürüldü. 

İĞNE OLMADIĞI İÇİN TAKMAMIŞ!

Olayla ilgili olarak SÖZCÜ’nün görüştüğü bir yetkili ise yaşananların farklı yönlere çekilmesinden üzüntü duyduklarını belirtti. Yetkili, yaşandığı belirtilen olayla ilgili olarak SÖZCÜ’ye şunları anlattı:

“10 Kasım Atatürk’ümüzü Anma törenimizde sol göğsümüze Atatürk fotoğrafı takıyoruz. Teğmenlerden birinin yakasında Atatürk fotoğrafı olmadığını görenler, bu

duruma tepki gösterip, neden Atatürk fotoğrafı takmadığını soruyor. Teğmen ise ‘İğne yok o yüzden takmadım’ diyor. Diğer askerlerden bazıları bu durumu Bölük Komutanına aktarıyor. Bunun üzerine Bölük Komutanı teğmene iğne ve Atatürk fotoğrafı verip bunu yakasına takmasını sağlıyor. Böylece törende bütün teğmenlerin yakasında Atatürk fotoğrafı bulunuyor. 

Ancak konu burada kapanmıyor. Teğmenin yakasına Atatürk fotoğrafı takmamasının gerekçesinin iğne olmadığına inanan bazı teğmenler, tören başlangıcında Atatürk fotoğrafı takmayan teğmenin kaldığı odanın kapısına 13 Kasım’da Atatürk fotoğrafı asıyor. Whatsapp grup yazışmasında da Atatürk fotoğrafının o kapıdan indirilmemesi söyleniyor.

KAPIDAN İNDİRİLİYOR

4 teğmenin paylaştığı odanın kapısına asılan Atatürk fotoğrafı indiriliyor. Ancak kimin indirdiği bilinmiyor. İndirme olayı ile ilgili olarak, başlangıçta Atatürk fotoğrafı takmayan teğmenin bunu yapmış olacağı değerlendiriliyor.

Bir grup teğmen arasında Atatürk fotoğrafının indirilmesi üzerine tartışma yaşanıyor ve daha sonra bu küçük çaplı bir arbedeye dönüşüyor. Fotoğraf takmayan teğmen,  darp edildiğini önü sürüp kendisini hastaneye sevk ettiriyor. Hastanede yapılan muayenede Teğmende herhangi bir darp izi bulunmadığı yönünde doktor rapor veriyor. Ancak, teğmen, darp edildiğini, rapor verilmemesi halinde savcılığa şikayette bulunacağını öne sürüyor. 

Darp edildiğine ilişkin herhangi bir bulgu olmamasına rağmen, Teğmen,  C. Savcılığına gidip askeri birlik içinde darp edildiğini söylüyor ve kendisine saldırdığını öne sürdüğü teğmenler hakkında suç duyurusunda bulunuyor. Savcılık, teğmenin iddiası üzerine soruşturma başlattı.  Yaşanan üzücü olayla ilgili olarak C. Savcılığı soruşturma yürütürken, Kara Kuvvetleri Komutanlığı da idari soruşturma başlattı.”

SON DURUMU: GEÇİCİ UZAKLAŞTIRMA

Yukarıdaki haberden sonra ben de gelişmeleri izledim. Milli Savunma Bakanı emekli Orgeneral Yaşar Güler’in emriyle başlatılan idari soruşturma tamamlandı. Ancak Disiplin Kurulu’ndan henüz bir karar çıkmadı. Son durumu araştırdım ve güvendiğim iki ayrı kaynaktan edindiğim bilgileri aktarıyorum:

“Olayın nasıl geliştiğine ilişkin tek doğru bilgi tarafınızdan yazılmıştı. Siz zaten olayların nasıl geliştiğini biliyorsunuz. İdari tahkikat heyeti çalışmasını tamamladı ve raporunu sundu. Şimdi bu Yüksek Disiplin Kuruluna gidecek. Adli süreçte bir yandan devam edecek. Burada sadece süreçler sonuçlanana kadar bu olaya karışan teğmenler hakkında geçici görevden uzaklaştırma tedbiri uygulanıyor. Sadece bir taraf değil, sadece Atatürkçü subaylar cezalandırılıyor falan değil tüm karışanlar geçici görevden uzaklaştırma tedbiri ile karşı karşıya.

TEĞMENLER CUNTASI MI?

Milli Savunma Bakanı’nın sayı vermemesinin nedeni, Savcılığın da bir taraftan adli soruşturma yürütüyor olması. Yarın C. Savcısı başka teğmenleri de çağırır olayı derinleştirir mi biz bilemeyiz. Onun için sayı verilmiyor. Zaten konuşulan rakamlar belli.  Maksimum 7 kişi.

10 Kasım’da sadece bir teğmen iğne olmadığını gerekçe gösterip Atatürk fotoğrafını yakasına takmamış. Olay kapandıktan üç gün sonra bu teğmenin bulunduğu ve 4 kişinin kaldığı odanın kapısına Atatürk fotoğrafı asılıyor.

Fotoğrafın indirilmesi sonrası çıkan arbedeye katılanlar belli. Onlara idari tedbir uygulanıyor. Tabi şu anda Yüksek Disiplin Kurulu ve adli süreç nedeniyle açıktalar. Belki bir kısmı suçsuz bulunacak, belki bir kısmı atılacak, bilmiyoruz. Onun için bunu sağa sola çekmeden adli sürecin sonuçlanması beklensin.

Bir gazetede Piyade Okulu’ndaki olay çok farklı yönlere çekildi. ‘Teğmenler cuntası’ denildi. Münferit bir olayı cuntaya çevirdiler. ‘Cunta’ diyenler böyle bir şey olamayacağını kendileri de biliyor. Şimdi bazı insanların neyin peşinde olduklarını anlamıyoruz. Silahlı Kuvvetler üzerine düşeni yapıyor. Gerekli soruşturma başlatılmış, tahkikat başlatılmış, adli süreç bir yandan devam ediyor. Bu sürecin sonunda zaten ne varsa ortaya çıkacak. Yarın iddianame hazırlanacaksa o iddianamede her şey zaten öğrenilecek. Art niyetli haberler de yapılıyor.

RAHAT BIRAKSINLAR

Bazı teğmenler onlara gidip, ‘Şöyleydi, böyleydi’ diye de anlatmışlardır. Onlarda, bunları korumak için tedbir alıyorlardır. Herkes kendi kafasına göre bir şey yapıyor. 

Teğmenlerimizi rahat bıraksınlar. Onların orada bulunmasının sebebi belli. Herkes ‘öyle, böyle, şöyle’ derse bu işin içinden nasıl çıkılacak?  Bakın işleri taa nereye götürüyorlar. Yapılanlar çok ayıp, gençlerimize de yazık. Böyle bir olay münferit olay olarak değerlendirilmeli, disiplini bozucu hareket edenlere TSK’nın gereğini yapacağını da herkes bilmeli. Şu anda yapılabilecek en güzel şey o.”

Olayın gerçeği bu. Ancak Yüksek Disiplin Kurulu’ndan nasıl bir karar çıkar, adli süreç nasıl işler onu da ileride öğrenebileceğiz. Duyarlılık şu, “Atatürk fotoğrafını takmayan, fotoğrafı indirenlerle, Atatürk’e sahip çıkan teğmenlerin aynı kefeye konulmaması. Atatürkçü teğmenler TSK’ dan atılacağına ilişkin kuşku giderek yayılıyor.