Polis adliye haberleri en uzak olduğum haberlerdir.

Nedense gazetecilik hayatım boyunca o alana hiç girmek istemedim.

Ancak bazı adli olaylar aşırı siyasallaştığından kaçamadığım da oldu.

Ayhan Bora Kaplan soruşturması bunlardan biri.

(Konuya girmeden önce küçük bir detayı anımsatmak isterim:

Biz aylardır “Ayhan Bora Kaplan soruşturması” diye okuyup duyuyorduk.

Oysa sadece Bora Kaplan’mış.

Avukatı önceki gün SÖZCÜ TV’de yaptığımız söyleşi öncesinde “ismi sadece Bora, Ayhan yok” deyince ben de bu gerçeği öğrenmiş oldum.

Meğer Ayhan Bora Kaplan’ın Ayhan’ı alemde kullandığı ismiymiş ve polis de kod adı gibi gördüğünden Ayhan’ı da kullanıyormuş.

★★★

Yaşananları biliyorsunuzdur ama kısa bir özet geçeyim:

- Bora Kaplan “suç örgütü lideri” suçlamasıyla 7 Eylül 2023 günü Esenboğa Havalimanı’nda yere yatırılıp üstüne basılarak gözaltına alınmış, sonra da tutuklanmıştı.

- Uzun süredir soruşturmadan ses seda çıkmazken iki hafta önce emniyetin ve mahkemenin hem “suç örgütünün iki numarası” olarak görüp sanık yaptığı hem vereceği önemli bilgileri alabilmek için M7 koduyla “gizli tanık” haline getirdiği Serdar Sertçelik (Ankara’da ev hapsinde olması gerekirken) yurtdışında ortaya çıktı.

 - Hem Serdar Sertçelik hem Bora Kaplan’ın avukatı, soruşturmayı yürüten polislerin “ifadelerinizde bazı siyasetçilerin ismini geçirin” teklifi yaptığını ileri sürdüler.

- Bu gelişmeler üzerine Bora Kaplan’ı havaalanında derdest eden üç polis gözaltına alındı. Mülkiye Müfettişleri hem Serdar Sertçelik’in nasıl kaçtığını hem Sertçelik ve Kaplan’ın “soruşturmaya siyasetçileri dahil etme çabası” iddialarının doğruluğunu soruşturmaya başladı.

- Bizler neler olup bittiğini anlamaya çalışırken İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’dan zehir zemberek bir açıklama geldi. Yerlikaya “FETÖvari” birtakım yapılanmalardan yakınıp, açıkça belirtmediği bazı adresleri kendilerine darbe/komplo/kumpas yapmaya çalışmakla suçladı.

- Konu büyüyünce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan devreye girdi. Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı ve MİT Başkanı’yla görüşüp bilgi aldı.

- Erdoğan’ın devreye girmesinden sonra dün de bir polisle üç sivil daha gözaltına alındı. Gözaltı sayısı 7’ye çıktı.

★★★

Neler olduğunu anlamak için önceki akşam telefonla görüştüğüm Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a “Serdar Sertçelik’in ev hapsini denetlemek Bakanlığınızın işi değil miydi? Nasıl kaçmış?” diye sordum.

Tunç denetimli serbestlik kapsamında Serdar Sertçelik’in ev hapsinin Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü tarafından denetlendiğine dikkat çekti ve şöyle dedi:

“Bizim kurumumuz denetimi yapar, ihlali kolluğa bildirir. İlgili arkadaşlar, bu vakadaki bütün ihlalleri kolluk kuvvetine hızlı bir şekilde bildirmiş. Hepsinin yazıları mevcut.”

Ortaya çıkan haberler de Bakan Tunç’u destekliyor.

İhlaller ilgili polisler tarafından görmezden gelinmiş olacak ki ayağında elektronik kelepçeyle evden çıkamaması gereken Serdar Sertçelik bırakın evi, Türkiye’den kaçmayı başarmış. Hem de “sakat sakat”...

Bakan Tunç, görevli kolluk personelinin gözaltına alındığını, evlerinde arama yapıldığını, soruşturma sırasında olayın aslını ortaya çıkarmak için kimin kiminle irtibatlı olduğunu, HTS kayıtlarını incelediklerini ve gerçeği kısa sürede ortaya koyacaklarını söyledi.

★★★

Şu ana kadar aktardıklarımdan anlayacağınız gibi, polis içinde en nezaketli ifadesiyle bir “kamplaşma” var. Bu kamplaşma kapsamında rakip grupların birbirine çelme taktığı iddia ediliyor ki bu ülke güvenliği açısından çok tehlikeli bir durum.

Üst düzey bir yetkiliden aldığım bir bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, MİT Başkanı İbrahim Kalın ile İçişleri ve Adalet bakanlarıyla da görüştükten sonra olayın detaylıca soruşturulmasını ve aydınlatılmasını istemiş.

Bu kapsamda polislerle ilgili soruşturmanın polis değil jandarma tarafından yapılması yönünde bir görüş birliğine varılmış.

Bu tedbir, Bora Kaplan soruşturmasında görev alan polisleri soruşturan polisin meslektaşlarını koruma ya da (teşkilat içinde rakip olmaları halinde) haksızlık yapma ihtimaline karşı alınmış.

★★★

Geldiğimiz noktada sıradan bir suç örgütü soruşturması hem suç örgütü yöneticileri hem iktidar için bir “mağduriyet” hikayesine dönüşmüş durumda.

Öyle bir hava yaratıldı ki sanırsınız Bora Kaplan ve Serdar Sertçelik hiçbir suç işlememiş ve hedefi iktidar olan büyük bir komplonun kurbanları olmuş.

Öyle bir hava yaratıldı ki sanırsınız komployla darbeyle suçlanan personeli CHP lideri Özgür Özel atamış.

Oysa yanıtlanması gereken çok fazla somut soru var.

Mesela Serdar Sertçelik Kasım 2023’te kaçmış ve Mayıs 2024’te yurtdışına çıktığını kendisi ifşa etmiş.

Her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının aradan geçen 6-7 ayda neler yaşandığını bilmeye hakkı var.

Aynı şekilde her T.C. vatandaşının İçişleri Bakanı, Emniyet Genel Müdürü ve Ankara Emniyet Müdürü’ne “bunlardan ne zaman haberiniz oldu? Haberiniz olunca neler yaptınız?” diye sorma hakkı var.