Orman yangınları konusunda ağzı olan herkes konuşuyor. Oysa en doğruyu, yangınların olmadığı zamanlarda da konuşabilen uzmanlar söylüyor. Bunlardan biri de Tarım ve Orman Bakanlığı’nda üst düzey görevlerde bulunmuş bir bürokrat olan Faruk Çebi...
Onun verdiği bilgilere göre; orman yangınlarıyla mücadelede aya, mevsime ya da ağaç türüne bakılmaksızın meteorolojik verilerin anlık takip edilmesi gerekiyor. Ekstrem iklim koşullarında (yüksek sıcaklık, düşük bağıl nem, şiddetli rüzgar) ormancılığın tüm işleri askıya alınarak koruyucu önlemler için alarma geçilmeli. Yangın uzmanı olmayan üst düzey yöneticilerin orman yangınlarını söndürme çalışmalarına doğrudan müdahale etmesi kesinlikle doğru değil. Bu tür kişilerin müdahaleleri yangınları artırmaktan öte gitmiyor, adeta kaş yapayım derken, göz çıkarılıyor. Bu kişilerin bulundukları makamın verdiği gücü, yangın mahallinden gelen taleplerin hızla karşılanması için kullanmaları, en doğru davranış olur.
★★★
Orman yangınlarıyla mücadelenin gerçek kahramanları, canlarını ortaya koyarak köz üzerinde ter akıtan orman işçilerimizdir. Yangınlarla mücadele onlarsız düşünülemez. Ancak bu isimsiz kahramanlar, yıllardır haklarını alamıyor, yangınlar söndürüldükten sonra verilen sözler unutuluyor. Çağdışı sistemler ve sorumluluk üstlenmeyen anlayışlar nedeniyle Türk ormancısı her yangında ateşle sınava tabi tutuluyor. Köz üzerine ter akıtan bu kahramanların dünyada başka örneği olmayan destansı mücadelesi bürokratik oligarşiye heba ediliyor. Yazık!.
★★★
Orman yangınlarıyla mücadelede gereken çağdaş adımlar yıllardır atılmıyor! Sorunların çözümü hep erteleniyor. Bunun bedelini de milletçe ödüyoruz. Faruk Çebi, 2009’da Orman Mühendisliği Dergisi’nde de yayınlanan makalesinde orman yangınlarında yaşadığımız sorunları ayrıntılarıyla dile getiriyor. Ancak aradan geçen 15 yılda hiçbir şey değişmiyor!
Oysa sen, ben, o ayrımı yapılmamalı, tüm sorumlular, kamunun gücü etrafında birbirine kenetlenmeli.
Orman yangınlarıyla mücadele vatan savunmasına benzer. Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh, tüm canlılar ve onların yaşam alanlarıdır.
★★★
Orman yangınları konusunda bilmeden konuşanlar veya bilmeyenleri konuşturanlar da en az yangınlar kadar ülkemize zarar veriyorlar. Üniversitelerde ormancılık eğitimi almış, arazide de yıllardır yangınlarla mücadele etmiş tecrübeli mühendislerimiz ve bilim insanlarımız varken, orman yangınları konusunda ilgisiz kişileri konuşturmak ve toplumu yanlış bilinçlendirmek, en hafif tabiriyle cehalet ve ahlaksızlık oluyor.
★★★
Peki ormanlarımız neden yanıyor?
Ekstrem iklim koşullarında ormana sıçrayan en ufak bir ateş parçasının süratle büyük bir faciaya dönüşme olasılığı çok yüksek. Bu durumda teyakkuza geçilerek en ufak bir kıvılcıma anında müdahale edilmesi gerekiyor. Elimizdeki tüm olanaklar ne yazık ki bazen yeterli olamıyor. Bundan dolayı da aynı zaman diliminde geniş alanlarda ve çok sayıda orman yangını yaşanabiliyor.
Son yıllarda kuraklığın da etkisiyle orman yangınlarının büyüme istidadı çok arttı. İklim değişimi, orman yangınlarıyla mücadele sistemini sil baştan yenilemeyi zorunlu hale getirdi.
★★★
Önleyici tedbirlerin alınmasında ve yangınların söndürülmesinde yerel yönetimler de sisteme doğrudan dahil edilmeli. Yangınlar otel dahil, her türlü yapılaşmayı kolaylaştırmaz, bilakis daha da zorlaştırır. Gerçekleri bilmeden konuşmak ormanlarımıza yapılabilecek en büyük kötülük oluyor. Unutmayalım ki ormanlar hepimizin. Yanan ormanların yapılaşmaya açılması mevzuata göre mümkün değil. Yangından önce verilmiş bazı otel izinleri, toplumun bu gerçeğe inanmasını zorlaştırıyor. Bu nedenle yangından önce verilen otel izinlerini yangından sonra iptal edecek mevzuat değişikliğine acilen ihtiyaç var.
Bunların yanı sıra hava filomuzun güçlendirilmesi gerekiyor.
Yangınların söndürülmesinde çok büyük önemi olan hava filomuzun güçlendirilmesi için “Ülkemin Ormanları Yanmasın” adı altında bağış kampanyası başlatılırsa büyük yarar sağlanır.
★★★
“Çok şükür can kaybı yok!” demek de yanlış bir söylem.
İnsan kaybı yaşanmayan orman yangınlarından sonra “can kaybı yok” denilmesi, yanan ormanların da canlılardan oluştuğu ve yüz binlerce cana yuvalık yaptığı gerçeğini dikkatlerden uzaklaştırıyor...