Süleyman Soylu’nun İçişleri Bakanlığı döneminde Mali Eylem Görev Gücü (FAFT) Türkiye’yi “Gri listeye” aldı. Kuşkusuz bu tek başına bir bakanlığın sorumlu olduğu konu değildi. Ülkemiz terör örgütlerinin elde ettiği kara paranın aklandığı, uyuşturucu baronlarının, organize suç örgütlerinin, yabancı ülkelerde suç işleyip kaçanların barınma, işlerini yürütme, hatta kendi aralarında da çatışma yeri haline gelmişti. Öğrendik ki, aranan birçok kişi bazı siyasi desteklerle, organizatörler aracılığıyla üstelik de sahte belgelerle Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığına alınmış. Vatandaş yapıldığı için suç işleyen kişinin arandığı ülkeye iadesi de mümkün olmuyor.

Bir bakan değişikliğiyle çok şükür birçok sorun aşıldı. Ülkemiz uyuşturucu merkezi, organize suç örgütlerinin liderlerinin üssü olmaktan çıkarıldı. Bu mücadelenin kesintiye uğramadan sürdürülmesi gerekiyor. Kolay olmadı, yerli ve yabancı uluslararası, ulusal, bölgesel organize suç örgütlerine yönelik bir yılda 451 projeli operasyon yapılması.

106 MİLYARA EL KONULDU

Her operasyon sabır, emek demektir. Bu operasyonlar sonucu 3 bin 891 kişi tutuklandı, 585 çete çökertildi. Suçtan elde edildiği düşünülen 106 milyar liralık mal ve paraya el konuldu. İnterpol’ün “Kırmızı bültenle” aradığı 497 yabancı uyruklu kişi ülkemizde yakalandı. 246 bin uyuşturucu kullanıcısı ya da satıcısı hakkında işlem yapıldı. Bunlardan 31 bin 792’si tutuklandı. Bugün cezaevindeki 337 bin tutuklu ve hükümlünün yüzde 30’unu uyuşturucu satıcıları oluşturuyor.

Benzer çalışmalar önceki İçişler Bakanı döneminde de kuşkusuz yapıldı. Ancak o bakanı, makamında, bayrağımız önünde organize suç örgütü liderleriyle, adı uyuşturucu kaçakçılığına karışan kişilerle fotoğrafları yayımlanınca, açıkçası bunların üzerine yeterince gidilemedi.

Bir gazeteci çıkıyor, “İşini halletmesi” için bir iş adamından 10 milyon Euro istediği ses kayıtlarıyla açıklanıyor. Artık iş o kadar çığırından çıkmıştı ki gazeteciler maaşa bağlanmıştı. Olay iyice yayılınca gazeteciyi aynen şu sözle uyarmıştı, “O kişiyle ilişkiyi kesmeseniz bacaklarınızı kırarım.”

AYIPTAN KURTARANLARA...

Hem kendilerini namuslu gösterecek, hem aranan kişiden maaş alacak! Sizi gidi utanmaz sizi... Başına gelecekleri bildiği için şimdi eski bir bakana yayınlarında övgü dizmekle meşgul olanlar var. Hakkında onca iddia olan eski bakanın yargı önüne çıkarılması CHP’li yetkililer tarafından sıkça gündeme getiriliyor. Haksız da değiller.

Hatta o eski bakanın çıkıp kendisi hakkındaki iddiaların son bulabilmesi için yargılanmasını talep etse milletten bir “Aferin” alır... O aferin üzerine elini göğsüne götürüp “Ohhh ... Ohhh” çeker. Ülkemizi kara para cennetine çevirenlere yazıklar olsun. Bu ayıptan kurtaranlara da milletçe teşekkür borcumuz var.

KARA DEFTERİN HESABI

İçişleri Bakanlığı görevinde 4 Haziran’da bir yılını dolduran Ali Yerlikaya, “Mali Eylem Görev Gücü’nün, yapılan mücadeleler sonucu ülkemizin gri listeden çıkarmaması için bir neden kalmadığını söylemişti. Dün Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin gri listeden çıkarıldığımızı müjdesini verdi. Kuşkusuz kendisi de bu konuda yoğun çalışmalar yapmıştı. Sağolsun.

Bir dönemin defterinin kapatılmasında, olumsuzluklarının ortadan kaldırılmasında emeği geçen herkese bizler de teşekkür borçluyuz. Ama böyle “kara” bir defter oluşmasında ihmali olanlardan da bunun hesabı mutlaka sorulmalı. Bu çalışmalarda MASAK, Adalet Bakanlığı hep yer aldı. Türkiye yurtdışı operasyonlara da ağırlık verdi. Nihayet bunun sonuçları alındı. Pek böyle bir tablo oluşması önlenemez miydi? Bunun cevabını verecek en doğru kişi önceki dönemin İçişleri Bakanı olmalı. Küfretmeyecekse buyursun.  

O LİSTEYE NASIL GİRDİK, NASIL ÇIKTIK?

Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, terörizmin finansmanı ve kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanı ile mücadelede uluslararası standartlar oluşturmak ve söz konusu standartlarla uyumlu yasal ve kurumsal tedbirlerin alınması hedeflendi. Bu önlemlerin operasyonel açıdan etkili bir şekilde uygulanmasını teşvik etmek amacıyla 1989 yılında G-7 (ABD, Japonya, Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya ve Kanada) ülkeleri tarafından kurulan, ülkemizin de 1991 yılından beri üyesi bulunduğu Mali Eylem Görev Gücü (FATF) tarafından hazırlanan 4. Tur Karşılıklı Değerlendirme Raporu Ekim 2019 tarihinde FATF Genel Kurulunda kabul edilmişti. Ülkemiz hazırlanan rapor çerçevesinde “Sıkılaştırılmış takip” sürecine alınmıştı.

19-21 Ekim 2021 tarihinde düzenlenen FATF Genel Kurulunda, FATF ve Avrupa-Avrasya Grubu değerlendirmecileri tarafından hazırlanan Birinci Takip Raporu kabul edildi.  Raporda; ülkemizin tüm konularda ilerleme sağlamasına karşın FATF’ın “Gri Liste” olarak adlandırılan “Arttırılmış İzlemeye Tabi Ülkeler” listesine alınması kararlaştırıldı.

7-10 Mayıs 2022 tarihinde düzenlenen FATF Genel Kurulunda İkinci Takip Raporu kabul edildi.

19-21 Ekim 2022 tarihlerinde düzenlenen FATF Genel Kurulunda, Üçüncü Takip Raporu kabul edildi.

23-27  Ekim 2023 tarihinde FATF Değerlendirmecileri tarafından hazırlanan raporun FATF Genel Kurulunda oylamaya sunularak kabul edildi.

19-23 Şubat 2024 tarihinde gerçekleştirilen FATF Genel Kurulunda; ülkemizin “Eylem Planı” maddelerini önemli ölçüde tamamladığı, “Kara Paranın Aklanması ve Terörizmin Finansmanı” reformlarının uygulandığı ve sürdürüldüğü anlaşıldığından ülkemizi yerinde ziyaret edilmesine karar verildi.

3-5 Mayıs 2024 tarihinde FATF Heyeti tarafından ülkemize yerinde ziyaret gerçekleştirildi.

26-28 Haziran 2024 tarihinde Singapur’da gerçekleştirilen FATF Genel Kurulunda FATF Değerlendirmecileri tarafından hazırlanan raporun oylanarak kabul edilmesi ile ülkemiz Gri Liste olarak adlandırılan “Artırılmış İzlemeye Tabi Ülkeler” listesinden çıkarıldı.

Hayırlı olsun. Bu konuyu yarın da anlatacağım.