“Yiye Yiye Belediye” döneminin biteceği sözünü veriyorlar. Ve “Çalışa Çalışa Belediye” döneminin açılacağını da vaat ediyorlar.

Hırsızlık gidiyor.

Hesap sorma geliyor.

Yiyicilik gidiyor.

Alın teri geliyor.

Şatafat gidiyor.

Sadelik geliyor.

İsraf savurma gidiyor.

Verimli çalışma geliyor.

★★★

Gösteriş yatırımı gidiyor.

Kuruşun hesabı geliyor.

Kayırmacılık gidiyor.

İşi ehline ver geliyor.

Borçlu belediye gidiyor.

Kasayı doldurma geliyor.

Saray özentisi gidiyor. Egemenlik halkındır geliyor. Yalan dolan gidiyor. Doğruluk dürüstlük geliyor.

★★★

Ben, bu umutlu tabloyu nereden mi çıkardım? CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Belediyelerimizin uyacağı bir tasarruf genelgesi yayımlayacağız. Bu tasarruf genelgesiyle Türkiye’de yeni bir çağ, yeni bir çığır açacağız.  Sonra da herkesten israfı sonlandırmak için katkı sağlamasını isteyeceğiz. Biz belediye yönetimlerini çocuklarımızı işe sokmak için, kendimiz saraylarda oturmak için, ıstakoz yemek için almadık” dedi.

İlaç gibi açıklama.

★★★

Genelge bu hafta yayımlanacak ve biz vatandaşlar; “çalmayan, çaldırmayan, çalışan belediyecilik” için atılacak ilk adımların neler olacağını göreceğiz. Partisini birinci parti yapma başarısını gösteren Özgür Özel, seçimden hemen sonra Yerel Yönetimler Çalıştayı topladı. Çalıştay sonunda seçilmiş 420 büyükşehir, şehir, ilçe belediye başkanlarına; “Ayağa kalkın ve ülkeyi kurtarın çağırısı” yaptı. Çalıştaya gelmiş başkanlar, Özgür Özel’i ayakta alkışladılar.

★★★

“Ülkeyi kurtarın” çağrısı ne demek? Benim anladığım Özgür Özel; “CHP Belediyeleri’nin AKP Belediyeleri’ne asla benzemeyeceğini” ilan ediyor ve “CHP’nin AKP’lileşmeyeceğini” söylüyor. Sadece söylemekle kalmayıp sözünü de veriyor. Kendini ve partisini bağlıyor.

CHP, AKP’lileşir mi?

Böyle bir arzu var.

Tuzak kuran da var.

CHP Belediyeleri AKP Belediyeleri’ne benzerse; “yolsuzluk- müsriflik- gösteriş yatırımcılığı- müteahhit kayırma- torpil- şehir rantı dağıtıp rüşvet yeme- belediyeye partili yandaş doldurma- belediye kaynaklarıyla kişi zengin etme, çürüme, ahlaksızlık” el değiştirerek devam eder.

★★★

Her gün yazılıyor.

Son örnek Kilis’ten geldi. Okudunuz mu? Seçimde Kilis, AKP belediyeciliğinden CHP’ye geçti. Kilis’in yeni Belediye Başkanı Hakan Bilecan, belgeleri çıkartmış anlatıyor: “AKP’nin Kilis’te yaptığı en güzel şey belediye binası... İşe gelmeden maaş alan çok insan var...  AKP il yöneticisi belediyede işçi gözüküyor. İş yapmıyor maaş alıyor. AKP ilçe yöneticilerinden biri pak-bahçeler müdürlüğünde işçi gözüküyor. O da iş yapmayıp maaş alıyor. Müteahhitlik yapan bir adam, 10 kat zengin o da belediye şirketlerinden asgari ücret maaşı alıyor. Onun annesini de belediyeden asgari ücret üzerinden maaşlı yapmışlar...”

★★★

Gösteriş yatırımı:

Gösteriş tüketimi.

Arsızca savurganlık.

Müteahhit kayırma.

Yüksek faizli dış kredi.

Sefilce yolsuzluk.

CHP Belediyeleri için en büyük tuzak AKP’lileşmektir. Özgür Özel, bu tuzağa düşülmeyeceği sözünü veriyor. Kulağa hoş geliyor. Sonu da hoş olsun isteriz.

Ferdi Tayfur için hazır malzeme!

Ferdi Tayfur, sadece çok beğenilen bir ses sanatçısı değil bence çok iyi bir sosyolog ve sosyal psikolog. Bizim toplumumuzda var olan “gariban görünme damarını” en iyi analiz eden, söze ve şarkıya getiren Ferdi Tayfur oldu. Ben mazlumum, sen zalimsin. Ben garibim, kimsesizim, sahipsizim, mağdurum, hakkı yenenim sen muktedir kıyıcısın. Ben sevenim, kalbimi, ruhumu verenim, sen aldatansın. Ben sana ruhumu verdim sen bana zehir sundun. Garibanizm en son İzmit’in AKP’li Meclis üyesinde kendini gösterdi. CHP’li İzmit Belediyesi ekipleri Şehir Hastanesi’nin yolunu düzeltmek için çalışıyordu. Ancak AKP’li Kocaeli Belediye ekipleri buna izin vermek istemiyordu. İtiş-kakış oldu. Tam o sırada  takım elbiseli, beyaz gömlekli AKP’li Meclis üyesi kendini yere attı; “imdat polis” diye bağırmaya başladı. Ortada hiçbir şey yokken mağduru, ezilmişi, garibanı  oynamaya kalktı. Tam Ferdi Tayfur’un işleyeceği hazır malzeme!