Uyuşturucu satışı ve kullanımıyla zamanında etkili mücadele edilmemesi ülkemizi tam anlamıyla “Uyuşturucu bataklığına” çevirmiş durumda. Bir ülkenin İçişleri Bakanı, uyuşturucu baronu ya da organize suç örgütü lideri olduğu öne sürülen kişilerle bayrağımız önünde fotoğraflar çektirirse hangi polis, hangi jandarma onların üzerine gitme cesareti gösterebilir?

Neyse ki Süleyman Soylu’nun gidişiyle birlikte, İçişleri Bakanlığı’na atanan Ali Yerlikaya, başta organize suç örgütleri ve uyuşturucu kaçakçılarıyla büyük bir mücadele başlattı. Uyuşturucu kaçakçısını, organize suç örgütünün liderini Türk vatandaşlığına almışız. Uluslararası düzeyde hakkında yakalama ve tevkif müzekkeresi niteliğinde olan ‘Kırmızı Bülten’le İnterpol tarafından arananları, vatandaşlığa aldığımız için suç işlediği ülkeye vermiyoruz. Aklınıza ister istemez şu soru geliyor, bu kişinin vatandaşlığa alınması olayında ne kadar para döndü?

ÜLKEMİZİ BU HALE GETİRDİLER

Şu da bir gerçek: Önceki İçişleri Bakanlığı döneminde bazı suç örgütlerinin önde gelen isimlerine sahte belgelerle vatandaşlık kazandırılmış! Ali Yerlikaya döneminde sahte belgelerle vatandaşlığın önünü kesmek için bazı düzenlemeler yapıldı. Örneğin vatandaşlığa geçmek isteyen kişilerin başvurularını bizzat kendilerinin yapması gerekiyor. Başvuru sırasında parmak izi alınıyor. Böylece, sahte kimlikli kişinin sahte evrakla ya da başkasının kimliğiyle vatandaşlığa alınması önleniyor. Daha önce sahte belgeler kullanılarak vatandaşlığa alınanlar, vatandaşlıktan çıkarılıyor ve sınır dışı ediliyor.

Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, onlarca kişiyi haksız, hukuksuz bir biçimde vatandaşlığa almıştı. Ali Yerlikaya’nın bakanlığa gelmesinden sonra, 11 Ağustos 2023 tarihinde, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’ne Vali İbrahim Taşyapan getirildi. Genel Müdür, vatandaşlık başvurularını daha sıkı inceletiyor, geçmişte yapılan hataların tekrarlanmamasına özen gösteriyor. Öteden beri yapılan, Emniyet ve MİT’in vatandaşlık için başvuranlar hakkında güvenlik soruşturması yapmasıydı. O rapora göre vatandaşlığa alınıyor ya da başvurusu reddediliyordu.

Şimdi, Emniyet ve MİT’in olumlu görüş bildirmesi durumunda, kişinin uluslararası düzeyde aranıp aranmadığı merkezi Fransa’nın Lyon kentinde bulunan İnterpol Genel Sekreterliği’ne soruluyor. Peki, bugüne kadar başvuruları kabul edilip vatandaş yapılan suçlular ne olacak? Hiç. Onlar artık vatandaşımız olduğu için ülkemizde yaşamaya devam edecek, suç işlediği ülkeye de iadesi mümkün olmayacak.

OCAKLARA ATEŞ DÜŞÜYOR

Ülkemizin nasıl bir bataklığa çevrildiğini, uyuşturucu kullanımının nasıl yaygınlaştığını göstermek açısından önceki gün yapılan bir operasyonu örnek vermek istiyorum. 16 il’de uyuşturucu madde imalatçılarına yönelik Jandarma tarafından düzenlenen operasyonlarda 2 ton 294 kilo uyuşturucu madde, 13 milyon 623 bin adet kök kenevir, 2 milyon 2 bin 455 adet uyuşturucu hap ele geçirildi. Sadece bu operasyonda 59 zehir taciri ve sokak satıcısı yakalandı, 42 kişi tutuklandı.

Uyuşturucu hapları her yerde bulabiliyorsunuz. Ucuz olduğu için alıcısı da çok. Bir dönem en kıymetli uyuşturucu olarak bilinen eroinin yerini günümüzde kokain almış durumda. Oysa bu ülkeye kolay kolay kokain sokulamazdı. Birkaç deneme olmuş, kaçakçılar uyuşturucu yüklü Kısmetim-1, Lucy-S gemilerini batırmak zorunda kalmıştı.

Günümüzde alıcısı, Türkiye üzerinden başka ülkelere gönderilişi kolay hale geldiği için tonlarca kokain sokuldu. Ülkemiz, önceki yıllarda uyuşturucunun batıya açılan köprüsüyken, günümüzde “Hedef ülke” oldu. Bu kadar uyuşturucu hapın imal edilmesi, rahatlıkla alıcı bulması gençleri tam anlamıyla perişan ettiği gibi, ailelerin ocaklarına da ateş düşürüyor. 

Sahi, ülkemizi nasıl bu hale getirdiniz? Bunun sorumlularından hiç hesabı sorulmayacak mı?

Turizmcinin, Atamızın huzurunda verdiği söz

Müteahhit İsmail Akçura, 1990 yılında Datça Hükümet Konağını yapıyordu. Marmaris’te Özel İdare’nin yaptırdığı otel inşaatı, müteahhidin işi bırakması sonucu yarım kalmıştı. Dönemin Muğla Valisi Erol Çakır, İsmail Akçura’yı oteli tamamlamaya ve işletmeye ikna etti. İsmail Bey, bu işi sevdi. Bugün 21 il’de 26 yerli ve milli otel zinciri bulunan İsmail Akçura, büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e her fırsatta saygısını, sevgisini dile getirir. Şirketin İcra Kurulu Başkanı Oğuz Akçura, otellerinin yetkilileriyle Anıtkabir’e gitti.   Anıtkabir özel defterine duygu ve düşüncelerini şöyle aktardı:

“Aziz Atam, en zor şartlar altında kurtardığınız bu vatanın, bize teslim ettiğiniz bu cumhuriyetin, bizden sonraki nesiller için çalışan milyonlarca emanetçisinden biri olan Anemon Otelleri Ailesi olarak huzurunuzda tüm saygımız ile eğiliyoruz. Biz, kurduğunuz bu cumhuriyetin kendi topraklarında doğmuş ve de büyümüş, kendini bu kutsal topraklara adamış bir kültür elçisi olmaya gayret gösteriyoruz.

ATATÜRK’ÜN TURİZM HAMLESİ

Bizzat sizin talimatınız ile bundan 98 yıl önce Türkiye’nin ilk turizm tanıtım hamlesi olan Karadeniz Vapuru Projesi ile güzel ülkemizin ilk Turizm hamlesi başlatılmıştı. Türkiye’yi, Türk kültürünü neredeyse tüm Avrupa’ya tanıtan bu ilk ama büyük adımlar sayesinde, şu anda ülkemiz dünyanın en büyük turizm ve de otelcilik noktalarından biri haline gelmiştir.

Büyük Atam, bize verdiğiniz sorumluluk, hedef, görev ve de ödevlerimizin bilincindeyiz. Şu anda Türkiye’nin her bölgesinde ve de köşesinde yerli ve de yabancı misafirleri kendi kültürümüz ile en iyi şekilde ağırlıyor ve de temsil ediyor olsak da, bunun asla yeterli olmadığının bilincindeyiz. Aynı Karadeniz Vapuru gibi,  bu andan itibaren Türk Kültürünü ve de misafirperverliğini, sadece kendi kutsal yurdumuzda kalmayıp, başta Avrupa, ardından tüm dünyaya yaymak için son kuvvetimize kadar çalışacağımıza Size söz veriyoruz. Ruhunuz şad olsun.”

İsmail Bey’in üzüntüsü, o gün Anıtkabir’e sağlık nedeniyle gidememesi oldu.