İki gün sonra 1 Mayıs Bayramı’nı kutlayacağız.
1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı’dır. Dünya çapında kutlanır. Birlik, dayanışma ve haksızlıklarla mücadele günü olarak bilinir. Resmî tatil günüdür.
Emekçiler 1 Mayıs Bayramı’nı Taksim Meydanı’nda kutlamak istiyor.
İktidar “Hayır” diyor, izin vermiyor.
Oysa anayasal bir hak bu... Fakat iktidarın anayasayı taktığı yok ki!
★★★
Anayasa’nın temel hak ve özgürlüklerini uygulamayanlar şimdi “Yeni Anayasa yapalım” diyor.
Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş kapı kapı dolaşarak yeni anayasanın faziletlerinden (!) bahsediyor.
Sen önce mevcut anayasayı uygula!
Hem Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına saygı duymayacaksın, hem de “yeni anayasa yapalım” diye tutturacaksın... İnandırabilir misin kimseyi?
Buna paradoks (çelişkili ifadeler, inançlara aykırı duygu, aykırı düşünceler) denir.
★★★
Anayasa Mahkemesi’nin Taksim’le ilgili verdiği karar net ve açık:
“Taksim’de bayram kutlanmasına izin verilmemesi hak ihlalidir!” dedi, daha ne desin?
Fakat dinleyen kim? Ülkemizde hak ihlâli, olağan işlerden oldu.
İçişleri Bakanı ile İstanbul Valisi, aldıkları talimat üzerine, Taksim’i işçilere kapattı: “Siz, istediğiniz yerde değil, bizim istediğimiz yerde bayram kutlayabilirsiniz” diyorlar...
Ne olacak Taksim’de kutlamaya izin verilse?
Yer yerinden mi oynayacak?
CHP lideri Özgür Özel “Ben kefilim, Taksim’i işçi kardeşlerimize açın!” diyor. Diyor ama dinleyen kim?
Tek Adam Rejimi’nde tüm kararları Tek Adam veriyor.
★★★
Taksim emekçiler için semboldür.
Sen işçilerin anayasal hakkı olan kutlamayı bile engellersen “yeni anayasa” yapmaktan nasıl bahsedersin?
Anayasalar daha çok özgürlükler için değiştirilir.
Oysa bunlar zaten yetersiz olan hakları daha da kısmak için Anayasa yapmak istiyorlar.
Bu istekte en ufak bir iyi niyet kırıntısı görebilir misiniz?
Anayasa Mahkemesi’nin kararları devletin bütün kurumlarını bağlar ama bir İstanbul Valiliği’ni bile bağlamıyor!
Peki Anayasa ne oldu?
Suya düştü...
Su ne oldu?
İnek içti...
İnek ne oldu?
Dağa kaçtı...
Dağ ne oldu?
Yandı, bitti, kül oldu!
Anayasal halimiz bu işte! Yazık değil mi bu ülkeye?
Öfke ve kaprisine yenilen Meral Hanım tarih oldu!
Meral Akşener “Ya tarih yazacağız, ya da tarih olacağız” demişti... Tarih oldu! Geride hoş bir seda da bırakmadı! Bundan sonraki hayatında yolu açık olsun!
İYİ Parti’nin 5’inci Olağanüstü Kurultayı’nda 611 delegenin oyunu alan Müsavat Dervişoğlu Genel Başkan seçildi.
Dervişoğlu, genel başkan olarak yaptığı ilk konuşmada “Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.” dedi.
Acaba öyle mi?
Gerçekten İYİ Parti’de işler düzelecek mi? Halkın güveni yeniden kazanılacak mı?
Bu ihtimali oldukça zayıf görüyorum. Çünkü...
Eski genel başkan Meral Hanım partiyi o kadar yıprattı, o kadar tahrip etti ki, düzeltmek ancak bir sihirbazın işi haline geldi!
Sayın Dervişoğlu sihirbaz olmadığına göre durum “umutsuz vaka!”
Müsavat Dervişoğlu önce “Meral Hanım’ın emanetçisi” yaftasından kurtulmalı, sonra partide tamirata başlamalı, ihraç edilen ya da kaçan değerli siyasetçileri geri getirmeye bakmalı!
Başlangıçta iyi bir çıkış yaparak millete umut veren İYİ Parti, Meral Akşener’in öfkesi, kini, garezi, kaprisleri nedeniyle tarihi bir fırsat kaçırdı!
Müsavat Dervişoğlu deneyimli, iyi niyetli bir siyasetçi ama İYİ Parti’yi toparlamaya gücünün yeteceğini söyleyemeyiz! İlerleyen zamanda bunu hep beraber göreceğiz!
GÜNÜN SÖZÜ
Öfke insanı kör ve sağır yapar, hiçbir şey görmez, duymaz olur