Halkın varoluşsal siyasal birliğidir anayasalar... Diğer bütün hukuki kurallardan ve yapılardan üstündür ve hiçbir yasa ve yapı anayasaya aykırı olamaz.
Bazı ülkelerde, örneğin Birleşik Krallık’ta 1215’te bireysel özgürlükler konusunda kralın yetkilerini bile kısıtlamıştır anayasa!
Anayasa mühimdir...
Bizim anayasamızın ‘Başlangıç’ bölümünde şöyle yazar... “Her Türk vatandaşı onurlu bir hayat sürdürme ve maddi ve manevi varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahiptir!”
Dünya liderimiz 12 Eylül askeri darbesinin yıl dönümünde, cuntacıların yaptırdığı ve halen yürürlükte olan 1982 Anayasası’nı eleştirerek ‘yeni anayasa’ çağrısında bulundu. Dedi ki:
“Ülkemizi yeni, sivil, demokratik, özgürlükçü, milletin çeşitliliğini ve zenginliğini (Pardon! Çeşitlilik, zenginlik derken ne demek istediniz? Tam anlayamadık da... Suriyeliler, İranlılar, Iraklılar, Nijeryalılar, yat kat, arazi alan zengin Araplar mı?) yansıtan bir anayasa hedefliyoruz! Buradan tüm siyasi partilere sesleniyorum gelin konuşalım, tartışalım.”
Ne denli medeni, ne denli özgürlükçü değil mi?
Erdoğan, ‘gelin canlar anayasayı değiştirelim’ dedi ama 2002 yılından bu yana anayasayı en fazla değiştiren kendisi!
AKP iktidarı, 177 maddelik anayasanın 30’u aynı maddelerde olmak üzere bugüne kadar 134’ü aşkın hükmünde değişiklik yaptı... Yani değiştirilemeyen ilk dört madde dışında anayasanın ellenmedik maddesi kalmadı.
Madem kevgire dönmüş, iktidarın borozanı TRT’de, yandaş televizyon ve gazetelerde neden halkın gündemine birinci sıradan ‘anayasa değişikliği’ sokuldu o zaman?
Gıcır anayasamız olunca milli gelirimiz mi artacak, bir evimiz, evin önünde bir de TOGG’umuz mu olacak, icra dosyaları mı sıfırlanacak, emeklinin en düşük maaşı 117 bin 500 lira mı olacak, enflasyon tek haneye mi inecek, daha mı özgür olacağız, konuşursam hapse tıkarlar korkusundan mı kurtulacağız, ‘Ben Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu kararı kabul etmek zorunda değilim. Verdiği karara uymuyorum, saygı da duymuyorum’ diyen Erdoğan’ın yeni anayasa ile saygısı mı artacak?
1961 Anayasası’nın devlete, halkın insan onuruna uygun ve yeterince beslenmesi için gerekli önlemleri alma yükümlülüğü getiren 52’nci ‘gıda hakkı’ maddesini kaldıran 1982 anayasasındaki bu boşluğu 22 yıldır görmedi görmedi de şimdi mi halledecek mevzuyu?
Yeni anayasa yapılırsa milletin karnı mı doyacak?
Misal haşlaması mı, kavurması mı daha iyi olacak yeni anayasanın?
Çorba kaynayacak mı onunla tencerede?
Sofralarımıza gelmeye gelmeye unuttuğumuz sucuklu yumurtaya, hünkar beğendiye, arpacık soğanlı yahniye, tas kebabına, kuzu inciğe, külbastıya, safranlı bulgurlu kuzu kola, pastırmalı kuru fasulyeye koyabilecek miyiz AKP’nin yeni anayasasını?
Mesela dünya liderinin ‘çok severim’ dediği kalkan balığının tadını bile bilmeyenler mideye indirebilecek mi anayasa çıkınca?
Bol fıstıklı, ağızda haşııırt diye dağılan baklava niyetine geçecek mi yeni anayasa?
***
Yahu dünya liderimiz yeni anayasa demiş, sen hünkar beğendiden girdin kalkandan çıktın ne alakası var şimdi, kafayı mı yedin diye soranlar çıkar mutlaka!
Öncelikle şunu diyeyim sadece ben değil, memlekette yaşayanların büyük bölümü açlık sınırının da altına düştüğü için kafayı yemiş durumda. Haberin yoksa çık sokağa, Erdoğan’ın dediği gibi kafayı yemişler arasındaki ‘çeşitliliği’ görürsün!
Üstelik çok alakası var...
Çünkü dünya liderimizin çivisi çıkan ekonomiden, uçan milli gelirden, yatırımdan, fabrika kuran fabrika açmaktan, Karadeniz’de bulunan doğal gazdan, Gabar’dan fışkıran petrolden, aya sert inişten, Araplardan gelecek dolarlardan, nas var dediği faizden, haddini bilecek TÜSİAD’tan, ulufe gibi yandaşlara dağıtılacak kredilerden, ayağımıza sürekli çelme takan dış güçlerden yana diyecek lafı, atacak barutu kalmadı. Tüketti hepsini...
Kala kala elde çaya çorbaya yeni anayasa kaldı.
O da millet olarak yersek!