Ekonomi bugün kötü gider, yarın toparlarsın bir yolla ama... Ya ülkenin geleceğini bitirmeyi kafalarına takmışlarsa...
AKP’nin yeni müfredatı alelacele 10 gün askıda tutulup konuyla ilgili bakan tarafından bu eğitim yılında uygulanmak üzere onaylandı.
Kendisine Milli Eğitim Bakanı demeye dilim varmadığından “konuyla ilgili” demek daha yerinde geldi. Cemaat ve tarikatlarla protokol yapana ne denir ki?
★★★
Müfredatı dayatmalarının yanı sıra öğretmen atamalarında yeni kurulacak Milli Eğitim Akademisi, mülakattan daha işlevsel bir eleme mekanizmasının aracı olacak.
Hazırlanan düzenlemeye göre üniversitelerden mezun olan öğretmen adayları, KPSS sonrası öğretmenliğe atanmak için Milli Eğitim Akademisi’nden geçmek zorunda...
Gerek var mı fazlasını anlatmaya?
★★★
Gereksiz lafı dolaştırmadan işin Türkçesi; Milli Eğitim Akademisi’nde müfredatı uygulayacak ümmetçi ve partizan öğretmen kadroları oluşturulacak. Bu tarife ve isteğe uymayan öğretmen adayları Akademi’de elenecek!
Yeni dönemin adını boşuna “Türkiye Yüzyılı” koymadılar. Bakalım Türkiye bu yüzyılı bitirebilecek mi? Denkleme şimdilik sayıları 15 milyon olan sığınmacıyı da katarsak...
Denklem mi dedim ben? O ne ola ki? Var mı dinimizde yeri?
Aç kal ülkeni kurtar!
Hazirandan itibaren aylık enflasyonda keskin düşüşlerin yaşanması için 3 Temmuz’da açıklanacak haziran enflasyonunun geçen yılın aynı ayındaki yüzde 3.92 oranının altında kalması gerekiyor.
Sonrasında geçen yıl temmuzda aylık yüzde 9.49, ağustosta aylık yüzde 9.09, eylülde aylık yüzde 4.75 olan enflasyon oranları bu yılın aynı aylarında hesap dışı kalacağı için yıllık enflasyonda baz etkisiyle kağıt üzerinde ciddi düşüş gündeme gelecek.
Üç ayda 20 puanı aşan gerileme söz konusu olacak. Yani enflasyon düşecek ama hiçbir şey ucuzlamayacak. Sadece fiyatlar geçen yıldan daha az artacak.
Benim merakım enflasyonu düşürmek için ne yaptılar ki sonrasında da düşüş bekliyorlar?
İstatistik Kurumu’nun neye dayandığı belli olmayan fiyat açıklamaları, doların sabit tutup ithal malların fiyatlarının artmaması ve baz etkisi... Bu mudur enflasyonu düşürmenin reçetesi?
★★★
Bir yıl önce yüzde 38 enflasyonla görevi devralan Bakan Mehmet Şimşek’in, bir yıl sonra yüzde 75’e çıkan enflasyonu “program çalışıyor” diye nitelendirip yıl sonunda yüzde 38’e düşeceğini açıklaması bile başlı başına anlatıyor bize planı, programı...
Plan, program falan yok ortada... Düşüyor mu böyle hedef verince kendi kendine...
★★★
Adam hâlâ enflasyonun sebebinin maaş artışları olduğuna inanıyor yahu... Yemezsen, içmezsen, üstüne başına bir şey satın almayıp hiçbir şey tüketmezsen enflasyon düşecek. Zaten ne gerek var ki? Hepimiz sarayda yaşayanları ve yandaşlarını memnun etmek için gelmedik mi bu dünyaya?
Tasarruf yoksa borç var!
Tasarruf paketi patlak çıkınca, yenisi için de saraydan icazet alınamayınca, ekonomi yönetimi dikiş tutmayan bütçe açıklarını çözebilmek için yeni borçlanmalara hız veriyor.
Bu aydan itibaren ağustos sonuna kadar olan dönemde 373 milyar TL tutarında vadesi gelen iç borcu ödeyecek olan Hazine aynı dönemde bunun iki katına yaklaşan tutarda 637 milyar TL yeni borçlanmaya gidecek.
★★★
Bu borçlar bedava verilmeyecek. Madem faizler düşecek, ekonomi düzelecek, bekle daha ucuza borçlan ileride... O zaman nasıl kaynak aktarılacak zenginlere? Bakmayın her şey kontrol altında falan denildiğine... Bütçe kevgire döndü. Kamu mali disiplini diye bir şey kalmadı. İş çığırından çıktı.
★★★
Bir ekonomi yönetimi düşünün, tek alabildiği önlem vergi koymak, vatandaşın parasını tırtıklamak olsun. “Toparlanıyoruz” diye de övünüp dursun...
İşler kendiliğinden düzelmeyecek. İşin fena tarafı koşullar aynı kalmayacak, kötüleşecek... Sorunlar çoktan boyumuzu aştı. Demem o ki, değişim beklemeyin. Aynı koşullar altında aynı sebepler devam ediyor. Aynı sonuçlar doğacak! Bunun aksine inanmalarının nedeni fazlaca saf olmak!