İktidar, 2025 yılında 12 trilyon 600 milyon lira vergi geliri bekliyor!

Toplanacak bu müthiş para nasıl harcanacak?

Yine tasarruftan uzak kalıp har vurup harman mı savrulacak?

Malûm şirketlere ve yandaşlara mı dağıtılacak?

Bol keseden sığınmacılara mı harcanacak?

Ya da “İtibardan tasarruf olmaz” denilerek bol bol makam araçları mı alınacak?

“Millete verirler talkını, kendileri yutar salkımı!”

Ülkede “Talkın-salkım” hikâyesi geçerli olduğu sürece ulus olarak bizim iki yakamız bir araya gelmez!

★★★

İktidar yurttaşa “Kemer sıkın, sabredin” derken,  kendisi milletin vergilerini bol keseden savuruyor.

“Ülkede tasarruf lâzım” deniliyor ama sadece temizlik işçilerinden, hademelerden, kâğıttan-kalemden tasarruf yapılıyor.

Saray’ın harcamaları aşırı yüksek...

Diyanet’in bütçesi 6 önemli bakanlığın bütçesini geçti.

468 aracı olan Cumhurbaşkanlığı’na yeni yılda 20 araç daha alınacak.

Diyanet’in araç filosuna 6 yeni araç daha eklenecek...

Şirketlerin milyonlarca liralık vergileri silinirken bütün yük yine vatandaşın sırına bindirilecek.

“Yeni vergi” demeye utandıkları için yurttaştan “Katılım payı” adı altında para toplamaya çalışan yönetimin, dev şirketlerin ödemeleri gereken milyarlarca lira vergiden vaz geçmesi, ağır vergi yükü altında kamburlaşan vatandaşa yapılan haksızlık değil mi?

2025’te toplanacak ağır vergilere rağmen devlet bütçesinin yine de 1 milyar 900 milyon lira açık vereceği hesaplanıyor!

Yazık değil mi bu millete?

★★★

Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek Bey ne âlemde?

Göreve geldiği günden beri vatandaşın hayrına önemli bir iş yaptığı görülmeyen Mehmet Şimşek, hâlâ milletten sabır ve tahammül istemekle meşgul!

Çalışandan, garson bahşişlerinden, maaşlardan, primlerden vergi toplayan Şimşek, milyonluk- milyarlık şirketlere nedense hiç bulaşmamış ama son olarak “Vergi kaçakçıları” diye fırıncıları suçlamıştı!

İYİ Parti Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, “Siz hiç, 5 şirkete 240 milyar dolarlık ihale verip, sonra bunlara 130 kez vergi indirimi yapan bir iktidar gördünüz mü?” diye soruyor.

Gerçekten, bizim iktidardan başka bunu başaran (!) olmadı.    

Derin yoksulluğu, facia oldukça hatırlıyorlar!

 Türkiye’yi yönetenler, ülkeyi saran korkunç fukaralığı ya görmüyor ya da görmezlikten gelip lâfla karın doyurmaya çalışıyor.

Milyonlarca ailenin derin bir yoksulluk içinde olduğu, meydana gelen tüyler ürpertici facialardan sonra hatırlanabiliyor.

İki gündür, İzmir’in Selçuk ilçesindeki yangın felaketinde yanan 5 küçük çocuk konuşuluyor, tartışılıyor.

Babaları hapiste olan, anneleri de hurda toplamaya giden 1 ile 5 yaşları arasındaki kardeşler, ev bile denilemeyecek kulübede yalnız kalıyor, elektrik sobasının devrilmesiyle çıkan yangında beşi de hayatlarını kaybediyor.

“Devlet, annelerinin bakamadığı bu 5 küçük yavruya neden sahip çıkmadı?” diye tartışılıyor.

Devlet hangi çocuğa sahip çıktı ki?

İktidar, 4 milyon 950 bin yoksul aileye sosyal yardım yapmakla övünüyor ama o yoksul ailelerin çocuklarının nasıl yetiştiği ile ilgilenmiyor.

Yapılan yardım ayda 850 lira ile 1250 lira arasında değişiyor. Bu parayla 5 çocuklu aile değil, çocuksuz aile bile geçiremez.

Sosyal bir devlet doğan her çocuğun yetişmesinden sorumludur.

Yasalara göre o yoksul ailelerin çocuklarının alınıp devlet tarafından yetiştirilmeleri gerekiyor ama bu yapılmıyor. Her faciadan sonra bu hatırlanıp aynı şeyler konuşuluyor.

Ne yazık ki, sosyal devlet olmaktan çok uzağız! “Saldık çayıra, Mevla kayıra!”

GÜNÜN SÖZÜ

Güneş elmayı tatlı yaparken, biberi acı yapar, kabahat güneşte değil, karakterdedir!