Bizim ligde kült deplasmandır Sivas. Deplasman takımları özellikle büyük maçlarda zorlu dakikalar yaşarlar orada. Galatasaray tam tersine iyi başladı maça. Savunma orta saha çizgisine yakındı ve oyun hücum yönünden Sivasspor yarı sahasındaydı.
Ligin final maçların dan biriydi ve 3 puan demek zirvede rahat olmak anlamına geliyordu Okan Buruk için. Böyle maçlarda kritik bireysel hatalar sizi bir anda çok üzebilir. Metehan takıma alışma sürecinde. Bunu Okan Buruk da biliyor. ‘Genç savunmacılar hata yapabilir’ gerçeği yine yaşandı. Kırmızı kart mutlaka Galatasaray’da psikolojik etki yapacaktı.
Rodrigues’in golüyle avantajı yakalamıştı Sivasspor. Mütevazı kadroya sahip olan Ana dolu takımları için kaleciler büyük önem taşır. Nikolic, Yunus’un zayıf şutunda ve Galatasaray’ın kazandığı penaltıda yaptığı büyük hatalarla başroldeydi. Osimhen Galatasaray’ı öne geçirirken maçta moral üstünlüğü de lidere geçmiş oluyordu. Bülent Uygun’un beşli savunması çare olmamıştı. Okan Buruk üçlü defans bloğunda ısrar ediyor. Zaman onu belki haklı çıkaracak yalnız takım çok kolay pozisyon veriyor. Berkan defansif anlayışta çok yeterli değil. Sallai oynadığı bölgede iş yapamadı.
Tek başına olan Davinson Sanchez çok zorlandı bu yüzden. Üstünlük sonuca yansıyınca eksik oynamanız dezavantaj olmaz. Barış Alper çok usta işi bir gol attı. Dün Gabriel Sara ve Torreira sanki iki kişilik oynadılar. Sara’nın oyun aklı ve kadife ayakları ile Torreira’nın turbo ciğer yapısı 10 kişi kalmanın handikabını yaşamaya müsaade etmemişti. Galatasaraylı oyuncular bu maçta alınacak 3 puanın kendilerine neler kazandıracağının bilincindeydiler ve hırsla mücadele ettiler.
Son dakikalarda Bekir Böke’nin attığı gol Sivasspor’a yetemezdi. Manaj’ın Barış’a yaptığı hareket net kırmızıydı. VAR uyarısına rağmen verilmedi. Osimhen’in sakat lığı ciddiye benzemiyor. Ciddi bir sakatlık hücumda büyük bir sıkıntı yaşatır. Bu maçın başka bir getirisi daha oldu, o da psikolojik üstünlük!