Deniz Ayas - sozcu.com.tr

IŞİD bayraklı villa... İsimsiz misafirlerin ardından ortadan kaybolan gençler… 9 yaşındaki ‘IŞİD’li kız… Buğday tarlalarından Suriye'deki cephelere… İşte Türkiye'deki IŞİD gerçeğinin sadece bir bölümü…

ABD’nin Afganistan işgali ardından Türkiye’de de iyice yükselen ABD karşıtlığı 2004’teki Irak işgalinin ardından özellikle islami kesimde yerini nefrete bıraktı. Sırbıstan’ın Bosna-Hersek işgali ile Rusya’daki Çeçenistan direnişi zamanında bir hayli aktif olan Türkiye’deki ‘cihad’ duygusu 2004’de yeniden alevlendi. Ağabeylerinden Çeçenistan’daki, Bosna’daki kahramanlık öykülerini dinleyerek büyüyen çocukların yeni ‘cihad’ yeri Irak ve Suriye oldu.

2006 yılından itibaren sadece ‘radikallerin’ gittiği Irak ve Suriye, 2011 yılından sonra deyim yerindeyse kendini ‘Müslüman’ olarak gören ve 'dinin elden gittiğini' düşünen tüm sünni gençlere kapısını sonuna kadar açtı. Son 5 yılda ‘radikal islam’ iktidarın söylem ve imalarıyla da ‘olağan’a dönüştü.

Konya,Şanlıurfa, Adana, Erzurum gibi öteden beri siyasal İslamcılığın ve tarikatların merkezi durumunda bulunan kentlerde radikal İslam kadrolaşmaları arttı. ‘Resmi’ bir çalışma bulunmamakla birlikte konuyla ilgili yapılan araştırmalar; Türkiye’den El Nusra ve IŞİD gibi radikal islami terör örgütlerine katılımın on binler civarında olduğunu ortaya koyuyor.

RAKKA'DA TÜRK TABURU!

Örneğin IŞİD’in başkenti konumunda olan Rakka kentindeki ‘eğitim kampı’nda Türkçe konuşan bir taburun varlığı uluslar arası medya kuruluşlarında da işlenen bir konu. Peki IŞİD ve benzeri örgütler Türkiye’de nasıl bir yapılanma kurmuş durumda? Örgüt evleri en çok hangi kentlerde rahatça faaliyet gösteriyor? ‘Militan devşirme yöntemleri neler?

Türkiye’deki IŞİD başta olmak üzere radikal islami terör örgütleri tehlikesini resmi düzeyde ele alan birkaç isimden birisi olan CHP Konya milletvekili Atilla Kart ve olayın birinci elden tanıkları konuyla ilgili ‘bilinmeyenleri’ Sözcü’ye anlattı. İşte Türkiye’deki IŞİD yapılanmasının önemli kentlerinden Konya’da yaşananlar…

"EMNİYET HER ŞEYİ BİLİYOR AMA MÜDAHALE ETMİYOR”

IŞİD yapılanmasına sadece Konya’dan katılanların sayısının 3 bine yaklaştığını savunan Atilla Kart, devletin bu yapılanmayı bildiği halde görmezden geldiğini söyledi.

Konya’daki bir kitabevinin örgüte ‘adam devşirme’ yeri olarak kullanıldığı belirten Kart gençleri ‘cihad’ adı altında eğitip yönlendiren sözde hocaların isimlerinin Konya Emniyeti tarafından da bilindiğine dikkat çekti. CHP’li Kart, Konya ağırlıklı olarak ‘hocalar’ eliyle silah ticareti yapıldığını, toplanan paralar ve silahların IŞİD’e aktarıldığını da anlattı. Kart, IŞİD’e gönderilen gençlerin Kilis üzerinden Suriye’ye geçirildiğini aktararak “Yapılan propagandalarda ‘Kabe yıkılacak, İstanbul alınacak’ denilerek Anıtkabir, Mevlana Müzesi ve Hacı Bektaş Veli Türbesi hedef alınarak; Türkiye’nin kafir memleket olduğu propagandası dile getirilmektedir.” dedi.

Kart, sadece geçtiğimiz ay Konya’dan 150’ye yakın kişinin Suriye’ye geçiş yaptığını, en az 25 kişinin çatışmalarda hayatını kaybettiğini, gerçek ölü sayısının bu rakamın üstünde olduğunu, katılımların Bozkır, Taşkent, Ahırlı, Çumra ve Konya Merkez ağırlıklı olarak gerçekleştirildiğini anlattı.

IŞİD, FENER’İ DE CİMBOM’U DA GEÇTİ…

Biz de milletvekili Kart’ın sözünü ettiği bölgelerdeki vatandaşlarla konuştuk.

Konya’nın Bozkır ilçesinde çiftçilik yapan 60 yaşındaki Mehmet A. son birkaç yılda ilçede artan ‘bıyıksız sakallılara’ dikkat çekti. Son aylarda ilçedeki kahvehanelerde konuşulan konuların bile artık değiştini anlatan Mehmet A. “Eskiden gençler kahveye gelir, Fener’i, Galatasaray’ı konuşurlardı. Artık gençlerin de yaşlıların da ana gündem maddesi Suriye oldu. Gençler kendi aralarında IŞİD’i cihadı tartışıyor, biz yaşlılar da ‘n’olacak bu gençlerin’ halini… Onlarca genç var Suriye’ye savaşmaya gittiği söylenen. IŞİD midir, başka bir örgüt müdür bilmiyorum. Ama en az 10 gencin ismini sayabilirim ilçeden giden.” dedi.

“SENİN DE KAFANI KESERİZ…”

Konya’nın merkez Karatay ilçesindeki Hacı Sadık mahallesinde ikamet eden ve mahallenin ‘eskilerinden’ 65 yaşındaki Mustafa K.’nın da anlattıkları dehşet verici türden. “Tarikatçıların evi” olarak nitelendirdiği 2 katlı müstakil eve son yıllarda mahalle dışından da gelen gençlerin arttığını anlatan emekli imam Mustafa K. başından geçenleri şöyle anlattı. “Radikal selefi bir grubun girip çıktığı bir ev. Konya’da böyle yüzlerce ev var. Kimi IŞİD’ci kimi El-Nusra’cı, ÖSO’cu bilmem... Az çok ben de bu konulara meraklıyımdır. Zaten öyle gizli saklı da yapmıyorlar. Dergileri bile var. İnternet siteleri var. Bir keresinde bir yatsı namazı sonrası bu evden çıkan 2 genci görüp laf attım. Biraz ayak üstü sohbet ettik. O esnada bir ABD’li gazetecinin Suriye’de başı kesilmişti. Ondan bahsettik falan. Şiddetin ne kadar kötü olduğundan, İslam’da şiddete yer olmadığından falan bahsettim. Gençler fazla ses çıkarmadılar ve gittiler. Ertesi gün akşamüstü eve giderken bu anlattığım evin önünde 40’lı yaşlardaki bir adam yolumu kesti. Bana “Bir daha misafirlerimizin yoluna çıkarsan o dediğin ABD’li kafir gibi seninde kafanı keserler” diye çıkıştı. Resmen tehdit etti. Açıkcası o günden sonrada bir daha onlara karışmadım. Polise de gitmedim. Gidemem de. Adamlar içimizde yaşıyor.”



BUĞDAY TARLASINDAN IŞİD CEPHELERİNE

Yine Konya’nın Bozkır ilçesindeki bir köyde, Suriye’den gelen cenazesi geçen ay toprağa verilen N.U. isimli gencin yakın bir akrabası da yaşananlara isyan etti.

‘Yeğenim’ dediği 19 yaşındaki N.U’nun geçtiğimiz kış aylarında ilçeyi terk ettiğini belirten yaşlı adam, “Liseyi önceki sene bitirdi. Babasının bağı-bahçesi var. O da üniversiteyi kazanamayınca babasının yanında çalışmaya başladı. Önce camiye gitmeye başladı. Hepimiz gurur duyuyorduk. Sonradan camiye gitmez oldu. Namazlarını evde kılıyormuş. Hiç öyle kahveye, köy evine falan da gelmezdi. Varsa yoksa internet. Meğer orada kimse artık bu adamlarla tanışmış. Bir sabah kalkıp ana-babasıyla vedalaşıp ‘Çalışmaya gidiyorum’ diye evden çıkıp gitti. Önce Konya’ya, oradan Gaziantep’e geçmiş. Ondan sonrasını bilmiyoruz. Sonradan işte cenazesi geldi. Sessiz sedasız namazını kılıp defnettik. Babasının ağzını bıçak açmaz oldu. Köydeki tüm gençler, evinde internet olan tüm muhafazar çocuklar tehdit altında. Anne babalar uyanık olsun” dedi.

"AİLECEK GİDEN VAR"

Konya’nın Bozkır, Çumra, Hadim, Taşkent, Akkise gibi ‘muhafazakar’ ilçelerinden son yıllarda Suriye’ye ailecek gidenlerin bile var olduğu iddia ediliyor. Bu ilçelerdeki hangi kasabaya, köye gitseniz hep aynı hikaye anlatılıyor. “Onlar Suriye’ye gitti.”

Çumra’nın büyük köylerinden birisinin muhtarı da Sözyü’ye o iddiaları anlattı. İsminin saklı kalmasını isteyen muhtar o iddialardan sadece birisini anlattı “Bizim köyden 2 aile geçen mayıs ayında ayrıldı. Doğma büyüme buralı olan iki aile. Suriye’ye gittiklerini sanıyoruz. Zaten son 3-4 yıldır kendilerini adeta tecrit etmişlerdi. Son bir yıldır da köy dışından gelen misafirlerinin sayısı artmıştı. Hep sakallı erkekler, peçeli kadınlar falan. Öyle camiye falan da gelmezlerdi. Kendi başlarına evlerinde yaşıyorlar arada çıkıp Konya’ya gidip geliyorlardı. Köyün hepsi birbiriyle akraba. Kimseye bir şey demeden bir gece eşyalarını toplayıp sırra kadem bastılar. Sonradan çok söylenti çıktı. Suriye’ye gittiklerini de anlattılar. Kilis’’e yerleştiklerini de…”



“IŞİD BAYRAKLI VİLLA”

Tüm bu iddiaları TBMM’ye verdiği soru önergesiyle hükümete soran bölge milletvekili Atilla Kart başka çarpıcı iddialarda da bulundu.

Konya’nın şehir merkezine yakın kasabası Kaşınhanı civarında geçtiğimiz yıl inşa edilen 3 katlı bir villanın örgüt evi olarak kullanıldığı iddia eden Kart evin önünde hala dalganan IŞİD bayrağına da dikkat çekti. Evin sahibinin bilindiğini belirten Kart şahsı “IŞİD’in Konya temsilcisi” olarak adlandırdı.



9 YAŞINDAKİ ‘IŞİD’Lİ KIZ ÇOCUĞU

Bölgeyi en iyi bilen isimlerden birisi olan Atilla Kart Konya gibi ‘muhafazakar’ kentlerdeki radikal islami örgütlerin yuvalalanmasının sebebini ise şu çarpıcı örnekle anlattı.

“Konya’nın Akören ilçesinde seçim çalışmaların kapsamında bir beldeyi ziyaret ediyorduk. Yolda giderken bir aileyi gördük ve durduk. 70 yaşlarında bir karı-koca 30’lu yaşlarındaki oğulları ve 9 yaşlarındaki kız çocuğu torunlarıyla birlikte yürüyordu. Durup selam verip sohbet etmeye başladık. Bir zaman sonra ben 9 yaşındaki türbanlı kıza ismini sordum. Çoçuk cevap vermek bir yana (Heyetimizde kadın yoktu, hepimiz erkektik.) bizim onunla ilgilendiğimiz görünce yüzünü ekşiltip dedesinin ardına sokuldu. Tüm çabalarıma rağmen kız çocuğuyla iletişim kuramadım. İsminin Merve olduğunu dedesinden öğrendik. Henüz çocuk yaştaki kıza türban takmışlar ve erkeklerle konuşulmaz diye toplumdan adeta tecrit etmişlerdi. İşte uzakta aramaya gerek yok. IŞİD’i var eden ve güçlendiren zihniyet budur. Türkiye’deki IŞİD yapılanmasını sadece ekonomik ya da sosyo-kültürel sebeblere bağlamak yanlış olur. Radikal islam bu topraklarda birkaç yıllık bir mesele değil. Ancak son yıllarda iktidar sahiplerinin bakış açısı ve tutumu günümüzdeki IŞİD’i besleyen ve güçlendiren en önemli etkenler arasında bulunuyor.”

Soru önergesini Meclis Başkanlığı'na sunan Kart, hükümetin vereceği cevabı bekliyor.