Türkiye’nin sınırlarını aşıp Washington’da ABD sözcüsüne sorulan soru şöyleydi:
“Hiç çalışmadığı halde Bilal nasıl zengin oldu?..”

*

Füze başlıklarının şifresini sorsaydı daha kolaydı...
Tabii bilemedi...
Ama aynı soruyu bir Türk’e sor bak nasıl yanıt geliyor anında;
“Devlet elinde” der mesela...
Yanıt bu kadar kısa ve doğrudur...

*

Sözcü bu soru karşısında afalladı...
Gitti geldi “Onu Türk makamları bilir“ gibi laflar etti...
Türkiye’de Adalet ya da İçişleri bakanlarına sor bak, en ince detayına kadar anlatsın:
“Her Türk vatandaşı gibi ticaret yapma hakkına sahip birisi olarak, namusu ve şerefi ile gece gündüz çalışıp, memlekete faydalı işlerde muvaffakiyet göstermek suretiyle...”
Mahcup olursun...

*

ABD sözcüsü “Türkiye’de sorulması gereken bir soru” gibi bir imada da bulundu...
Gelip sor Türkiye’de istersen...
Bu soruyu sor, önce adli tıbba gönderirler seni... Sağlık kontrolünden sonra, gerisin geriye merkeze gelinir... Kimlik tespitinden sonra savcılığa gidilir... Savcı size “hangi örgüte mensup olduğunuzu” sorar... “Silahların yerini“ söylemenizi ister... Bu arada hard disk ortaya çıkmıştır çamaşır çekmecenizde... Mahkemeye sevk edilme aşamasıdır artık... Hâkim “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni silahlı terör örgütü üyesi olarak yıkmaya teşebbüsten” başlar...
Yok eğer savcı sizi dinleyip “Hiç çalışmadığı halde Bilal nasıl zengin oldu?” sorusunu ciddiye alarak dosyaya bakmaya kalkarsa...
Savcı adli tıbba gönderilir, sağlık kontrolünden sonra, gerisin geriye merkeze gelinir......

*

“Hiç çalışmadığı halde Bilal nasıl zengin oldu” dünyanın en saçma sorusuydu bence...
Ahmak!..