Sevgili okuyucularım, yaklaşık bir hafta önce sol gözümde yeni bir durum oluşmaya başladı.
Gözüm iyi görmüyordu.
Sağ gözüm net görürken sol gözümde acayip bir bulanıklık vardı.
Doktor Bülent Barlas’a gittim, her yönüyle inceledi...
Ve beni bu işlerin uzmanı olan Prof. Dr. Gürsel Yılmaz’a yönlendirdi.
Dün sabah Ankara’da Başkent Üniversitesi Hastanesi’nde Gürsel hocaya gittim...
Kan almak, ilaç vererek göz anjiyosu, kardiyoloji muayeneleri ve daha ayrıntılı kan tetkikleri dahil çok sayıda inceleme yapıldı...
Ve sonuç ortaya çıktı:
Sol gözde ödem yok ama ana damar ve çevresi kanamış. Ekrana yansıyan çekimleri gösterdiler ve her şeyi anlattılar...
Tedavisi hem varmış, hem de yokmuş.
Düzelmezse lazerle ve göze iğne yaparak tedavisi denenirmiş, ancak sol gözün sürekli takip edilmesi gerekiyormuş.

* * *

Tetkikleri tam yapabilmek için gözüme iki ayrı zamanda iki ayrı ilaç damlattılar.
Göz bebeğini büyüten bu ilaçlar da ayrıca, geçici süre için görme bozukluğu ve bulanıklık yaratıyor.
Başkent Üniversitesi Hastanesi’nin kurucusu Prof. Dr. Mehmet Haberal ve Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Haberal’la yaptığımız kısa sohbetleri saymazsak, bu muayene işlemleri epeyce zaman aldı.
Gazeteye döndüğümde saat 15’i geçmişti ama gözlerim henüz tam olarak açılmamıştı!
Üstelik güne hazır değildim çünkü dün haber takibi yapamamıştım, Türkiye’de neler olduğunu tam olarak bilemiyordum.
Öğrenmek için okumak gerekirdi ama zorlanıyordum.
Dolayısıyla, bugün için sizlerden özür diliyorum.
Ülkemizin sadece Türkiye’de değil uluslararası alanda da gurur kaynağı olan Başkent Üniversitesi Hastanesi’ne burada bir kez daha teşekkür etmeyi görev biliyorum.