Sevgili okuyucularım, dünya liderleri arasında çok sayıda salak olduğunu bilmenizi isterim. Türkiye hariç!
Çok şükür ki böyleleri bizde yok!
O gavurlar tatsız bir olay olduğunda zart zurt hemen istifayı basıp kaçarlar. Direnmeyi, yüzsüzlük etmeyi bilmezler.
“Ben makam koltuğuna kıçımdan Japon yapıştırıcı ile yapışmış biriyim. Gücümü tanrıdan alıyorum. Beni bu göreve milletim getirdi, ancak seçimde milletim götürür” demeyi akıllarından bile geçirmezler.
Bu salaklar kafilesine son olarak Romanya Başbakanı Victor Ponta katıldı.
Bükreş’te bir gece kulübünde yangın çıkmış ve toprağı bol olsun 32 kişi ölmüş. Bunun üzerine protesto gösterileri başlamış.
Aaaa, bir baktık ki Ponta başbakanlık görevinden istifa etmiş ve şöyle demiş:
“Toplumdaki meşru şikayetleri dikkate almak zorundayım. Olayın siyasi sorumluluğunu üstleniyorum...”

* * *

Sevgili kardeşim Ponta, sen manyak mısın, geri zekalı mısın?
Bir yangın oldu ve birileri öldü diye insan o makamı bırakıp gider mi?
Yangındır bu, her yerde olur. Sadece yangın değil, başka şeyler de olur.
Yolsuzluklar ortaya çıkar, terör olur, bombalar patlar, yüzlerce insanın canı yanar.
Bu gibi konularda pişkin olacaksın kardeşim, işi pişkinliğe vuracaksın...
Birileri seni istifaya davet ederse zeytinyağı gibi üste çıkıp “Ne istifası lan, ben ve arkadaşlarım görevimizin başındayız” diyeceksin.

* * *

Değerli kardeşim Ponta, anlaşılıyor ki sen bu konularda çok toysun. Bu işlerde pişmek için daha kırk fırın ekmek yemen gerekir.
Eğer o kadarını yiyemem çok gelir diyorsan, o halde Türkiye’ye gelip eğitim görmelisin!
Bırak yangınlarda ve başka felaketlerde can verenleri bir yana,
bizim buralarda (herhalde haberin olmuştur) arada sırada madenler çöker, yangınlar çıkar, bombalar patlar.
Soma’da kömür madeninde yangın çıktı, 302 madencimiz göz göre göre öldü. Ermenek’te aynı olayı yaşadık. Reyhanlı’da büyük patlamalar oldu, hangisini sayayım...

* * *

Ankara’nın göbeğinde daha birkaç hafta önce bombalar patladı ve 102 insanımız parçalandı.
İstifa etmek hiçbir devlet yetkilisinin aklına gelmedi çünkü onların bu olaylarda herhangi bir sorumluluğu yoktu!
İşi pişkinliğe vurdular...
İyi de etmişler...
Çünkü son seçimde, bu toplu katliamların olduğu her yerde AKP oyları arttı.
Belki inanmayacaksın ama Soma, Reyhanlı, Ermenek, Ankara gibi kentlerde AKP sildi süpürdü.
Ödüllendirildi.

* * *

Sayın ve muhterem kardeşim
Ponta, tatsız bir olay olduğunda istifayı basıp giden ilk keriz sen değilsin. Dünyada başkaları da var. Şimdi bir
liste yapsam bu yazının sonunu getiremem.
Örneğin Letonya başbakanı olan ve senin gibi korkak olan Valdis Dombrovskis isimli herifin ülkesinde bir alışveriş merkezi çökmüş, epeyce insan ölmüştü. Adam hemen istifayı bastı:
“Bu olayın siyasi sorumluluğunu üstleniyor ve görevimden ayrılıyorum.”
Hey Allahım, siz kafayı mı yediniz be!..
İşin kolayını bulmuşsunuz, birileri öldü diye hemen kaçıp gidiyorsunuz. Var mı böyle korkaklık!
Bükreş’teki o yangını sen mi çıkardın?
Ne biçim başbakansın sen?
Letonya’daki alışveriş merkezinin müteahhitliğini oranın başbakanı mı yapmıştı?
Bırakın böyle korkaklığı be kardeşim, adam olun adam...Yürekli olun.
“Bana ne, ölen öldü kalan sağlar bizimdir” deyin.
Türkiye’de bu işin mektebi var.
Gelin de bizim siyasetçileri bir görün, pişkinlik dersi alın. Kıçınıza bol zamk sürüp koltuğa iyice yapışmayı öğrenin.

* * *

Değerli kardeşim Victor Ponta, şimdi aklına belki şu soru gelecektir:
“İyi de abicim, sizin Türkiye’de olayların sorumluluğunu üstlenen, bu yolla görevinden istifa etme yürekliliğini gösteren hiç kimse olmadı mı?”
Bildiğim kadarıyla (birkaç hafta önce) sadece bir kişi oldu canım!..
Süper lig hakemi Deniz Çoban.
Kasımpaşa-Rizespor maçında birkaç hatalı karar vermişti.
Maçtan hemen sonra canlı yayına çıkıp özür diledi ve hakemliği bıraktığını açıkladı.
“Bir hata yaptıysanız sonucuna katlanmak zorundasınız” dedi.
Bu sözlerin bizim pişkin ve yüzsüz siyasetçilere ders olmasını dilerdik ama olmadı! Bundan sonra olacağını da hiç sanmam.
Yaaa, işte böyle Victor Ponta!

Şehit cenazeleri başlayınca


Sevgili okuyucularım, seçim gecesi AKP bayram yaparken, İzmir il başkanı Bülent Delican ilginç bir açıklama yaptı:
“Yarın sabah artık yepyeni bir Türkiye’ye uyanıyoruz.
Bu millet onlara öyle bir tokat attı ki... Allah şehitlerimizden razı olsun. Artık ülkemize şehit gelmeyecek!”
İktidar partisinin İzmir il başkanı belki önemli biridir ama yeni şehitler olmayacağını nasıl
bildiğini anlamak mümkün değil...
Nitekim büyük lokma ye büyük konuşma lafı doğrultusunda, hemen ardından gündeme üç acı haber daha düştü:
“PKK ile çatışma çıktı. Yüksekova’da iki şehit.”
“Dün Silvan’da bir polis şehit.”
“Dün Dicle’de bir asker şehit.”
İnşallah yanılırım ama çatışmaların sürüp gideceğini, yeni şehit haberlerine sık sık tanık olacağımızı tahmin ediyorum.
Bunu azaltmak için acaba terör örgütüyle yeni bir anlaşmaya mı varılacak...
Adına açılım süreci denilen rezillik yeniden mi hortlatılacak...
“Al sana özerklik ver bana başkanlık” oyunu mu oynanacak!
Bunlar tehlikeli işlerdir, bu oyunu oynamaya kalkışan olursa, onlara yüzde 49 bile yetmez.