PKK, 7 Ha­zi­ran se­çim­le­ri­ne gi­der­ken ik­ti­da­rı re­hin al­dı!..
Ve PKK bas­tır­dı, AKP çark et­ti!..
De­mek ki il­ke­ler, ka­mu dü­ze­ni ve­sa­ire pek de önem­li de­ğil­miş...
Ha­tır­la­yın...
Mec­li­s’­in AK­P’­li Baş­kan­ve­ki­li Ay­şe­nur Bah­çe­ka­pı­lı ayıl­dı ba­yıl­dı, has­ta­ne­lik ol­du...
Mec­li­s’­te yum­ruk­lar ko­nuş­tu, tok­mak ha­va­lar­da uçuş­tu, ka­fa göz ya­rıl­dı, 5 CHP’­li mil­let­ve­ki­li ya­ra­lan­dı...

* * *

Bü­tün bun­lar ne uğ­ru­na ol­du?..
“İç Gü­ven­lik Pa­ke­ti­” uğ­ru­na...
Apo’­nun İm­ra­lı re­zi­dan­sın­dan ik­ti­da­ra gön­der­di­ği “ev öde­vi­” ve hü­kü­met­le Kürt­çü HDP’­nin bir­lik­te yap­tık­la­rı açık­la­ma­lar son­ra­sın­da, AK­P’­nin ol­maz­sa ol­ma­zı, as­la vaz­geç­me­ye­ce­ği pa­ket için “Her tür­lü mü­za­ke­re­ye ha­zı­rı­z” nok­ta­sı­na gel­di­ler...
AKP grup baş­kan­ve­kil­le­ri, uğ­ru­na Mec­li­s’­te kan dö­kü­len iç gü­ven­lik ya­sa ta­sa­rı­sı­nın ka­bul edi­len mad­de­le­ri de da­hil ol­mak üze­re “Ye­ni­den gö­rü­şe­bi­li­riz... Ba­zı mad­de­le­ri çe­ke­bi­li­ri­z” de­me­ye baş­la­dı­lar...
Mec­li­s’­te CHP ve MHP can hav­liy­le en­gel­le­me­ye ça­lış­tı ol­ma­dı, Apo’­nun İm­ra­lı­’dan bir işa­re­ti ik­ti­da­rın muh­te­şem çar­kı­na yet­ti!..

* * *

İk­ti­dar kö­şe­ye sı­kış­tı!..
Apo’­nun ta­li­mat­la­rı için “Her tür­lü dü­zen­le­me­ye ve mü­za­ke­re­ye açı­ğı­z”­di­yor­lar...
“İz­le­me ko­mi­te­si­”, “A­po­’ya sek­re­tar­ya­”, “de­mok­ra­tik si­ya­se­t”, “De­mok­ra­tik Tür­ki­ye­’yi ye­ni­den in­şa­”; Apo bun­la­ra emir bu­yur­du, ik­ti­dar em­re ama­de ol­du...
Çün­kü se­çim­ler ge­li­yor...
Tay­yip de Suu­di Ara­bis­ta­n’­a gi­der­ken ola­yı za­ten se­çim­le­re bağ­la­dı...
Di­yor ki:
“Si­lah bı­rak­ma 30 Mart se­çim­le­ri ön­ce­sin­de ol­ma­dı, 10 Ağus­tos se­çim­le­ri ön­ce­sin­de de ol­ma­dı... Şim­di uy­gu­la­ma­ya ba­ka­rı­z.”
Ya­ni, her şey se­çim için­di...
Ye­rel se­çim­le­re gi­der­ken “si­lah bı­rak­tır­dı­k” di­ye­cek­ler­di ya­pa­ma­dı­lar, Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­mi­ne gi­der­ken “si­lah bı­rak­tır­dı­k” di­ye­cek­ler­di ol­ma­dı, e pes ya­ni; Tay­yip çok hak­lı...
“Ba­ri 7 Ha­zi­ra­n’­a gi­der­ken si­lah bı­rak­sa­lar da şu 400 mil­let­ve­ki­li­ni ce­be ko­ya­lım, ben de baş­kan­lık kol­tu­ğu­na otu­ra­yı­m.”
He­sap bu!..

* * *

AKP ik­ti­da­rı şu se­çim­le­re gi­der­ken, ne is­ter­ler­se ver­me­ye ha­zır va­zi­yet­te...
HDP’­li ve­kil “Tür­ki­ye Kür­dis­ta­nı­” der­ken, Kürt ırk­çı­lı­ğı haz­me­di­li­yor...
İle­ri­de “Kür­dis­ta­n” de­ni­len böl­ge­nin ko­pa­rıl­ma­sı­nın yo­lu açı­lı­yor...
Tay­yip fa­iz­le uğ­ra­şıp yük­sek fai­ze de­vam et­me­nin ken­di ka­fa­sı­na gö­re “va­ta­na iha­ne­t” ol­du­ğu­nu söy­ler­ken;
Va­ta­na asıl iha­net PKK’­ya tes­li­mi­yet­çi­lik­ten ge­çi­yor!..
İyi ba­kı­nız, şu gün­ler­de va­tan ha­in­le­ri­nin rak­sı­nı iz­li­yo­ruz!..

Hey ko­ca Türk, hey ko­ca Kürt

Be­nim için Ya­şar Ke­mal bir an­lam­da Ba­bı­ali­’y­di...
53 yıl önce Ba­bı­ali’­de göz­le­ri­mi aç­tı­ğım­da isim­le­ri­ni duy­du­ğum ilk in­san­lar­dı...
Ya­şar Ke­mal, Be­di­i Fa­ik, Fa­lih Rıf­kı, Bur­han Fe­lek, Ta­rık Dur­sun, da­ha son­ra­la­rı Me­med Ke­mal, Yıl­maz Çe­ti­ner gi­bi us­ta­lar...
Bu us­ta­lar­dan Ya­şar Ke­mal, na­mı di­ğer “Kör Ya­şa­r” ve­ya “Kürt Ya­şa­r” en önem­li­siy­di...
Ba­zı­la­rıy­la ay­nı ga­ze­te­ler­de bir­lik­te ça­lış­tık, ama Ya­şar abiy­le dost­lu­ğu­muz Ba­bı­ali dün­ya­sın­da baş­la­dı ve ge­liş­ti...
Ben onu sa­de­ce ro­man­la­rın­dan bi­li­yor­dum, o da be­nim ga­ze­te­ci­li­ği­mi iz­li­yor­du; bi­zi hiç kim­se de ta­nış­tır­ma­mış­tı...
Sa­pı­na ka­dar Kürt, sa­pı­na ka­dar Tür­k’­tü...
Türk­çe­’yi muh­te­şem kul­la­nan, ke­li­me­le­re vals yap­tı­ran dev adam, bü­yük ede­bi­yat­çı...
Ne­şe­si ye­rin­de, kah­ka­ha­sı bol, bi­ri­le­ri­nin ak­si­ne “gü­ler yüz­lü­” sos­ya­list­ti...
Di­ğer yan­da ise rö­por­taj us­ta­sı, ke­li­me­le­re dans et­ti­ren Nec­mi Onur var­dı...
Ya­şar abiy­le her kar­şı­laş­tı­ğı­mız­da “Nec­mi­’ye, o Kür­t’­e se­lam söy­le­” de­me­yi ih­mal et­mez­di...
En son 5-6 yıl ön­ce Lon­dra­’ya gi­der­ken Ata­türk Ha­va Li­ma­nı­’n­da rast­la­dım, be­ni bi­raz uzak­tan gör­dü, o da­vu­di se­siy­le ve ağ­zı­nı dol­du­ra dol­du­ra “Me­me­d” di­ye ses­le­ne­rek kol­la­rı­nı aç­tı, bir­bi­ri­mi­ze sa­rıl­dık, ya­nak­la­rım­dan öp­tü...
Ay­rı­lır­ken “Rah­mi­’ye (Rah­mi Tu­ran) se­lam söy­le­” de­di...
Son gö­rüş­me­miz o gün­dür...
Nur için­de yat­sın...