Star Gazetesi yazarı Cem Küçük, Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan’a “Seni sinek gibi ezeriz...” diye babalanan bir yazı yazdı. “Ezerim...” demeyen “Ezeriz...” diye çoğul kullanan o gazete yazarı patronuna güveniyordur. Güvenilen gazete patronunun elinde zırhlı araç, kamyon, otobüs, ağır arazi traktörü, biçerdöver gibi ezici aletlerin olması gerekir.
Var.
BMC zırhlı üretiyor.
Orduya satıyor.
BMC , TOMA üretiyor.
Polise satıyor.
İkisinin de alıcısı devlet.
BMC, bir dönemler efsane başarılara imza atmış, sonra bankaları battığı için zora düşmüş, Mehmet Karamehmet adlı bir işadamına aitti. BMC ve Karamehmet’in bütün şirketleri devletin (TMSF’nin) eline geçmişti. TMSF devletin alacaklarını Karamehmet’ten tahsil etmek için BMC’yi de “Çözümleme geliri” faslından satılığa çıkarmıştı. İzmir’de kurulu BMC’yi işte bu “Seni ezeriz...” diye kabaran yazarın patronu 751 milyon dolara satın almıştı. Bu patronun da gücü iktidar partisi ile sarmaş-dolaş olmasından ve Cumhurbaşkanı ile de “içtiği su ayrı gitmeyen yakınlığından” gelmekteydi. Öyle ki, BMC’nin yeni sahibi bu gazete patronu, çürümüş burjuva ahlakına bile sığmayacak şekilde kendi gazetesinde kendi kendine röportaj yazdırıp Cumhurbaşkanı için “Erdoğan 300 yılda bir Allah’ın nasip ettiği liderlerden biri... Anam, babam, çocuklarım ona feda olsun... Mevlana ile Şems arasındaki ilahi aşka benzer bir aşkla...” türünden ucuz göndermeler yapıyordu.

* * *

Hep böyle oluyor.
Gazetelerinde ve TV’lerinde Başbakan’a, Cumhurbaşkanı’na, bakanlara “Yağlama-yıkama” yazıları yayınlatan medya sahibi patronlar, karşılığında devlete TOMA ile zırhlı’yı çok iyi fiyata satıyorlar.
Merak ederim.
Siz de merak edin.
Acaba kaça satıyor?
BMC’nin yeni sahibinin orduya ve polise sattığı TOMA’lar ile zırhlıların, aynı kalite ölçüsü esas alınarak, fiyatları dünya fiyatından ne kadar yüksektedir?
Bu arada şunu belirteyim: TMSF’den 751 milyon dolara satın alınan BMC’nin karşılığı olan bu para devlete zamanında ödenmiştir. Ödenmeseydi, BMC’nin eski sahibi Karamehmet’ten uyarı gelirdi.

* * *

Yine de şüphelenirim.
Siz de yine şüphelenin.
Para ödendi.
Ama nasıl ödendi?
Bir devlet bankasından kredi alınarak mı ödendi? Devlet bankasından kredi alınarak ödendiyse; bu kredi zamanında o devlet bankasına döndü mü? Dönmediyse o devlet bankasının genel müdürü ile bankanın bağlı olduğu bakan ne yaptı? Devlet bankalarının, hangi işadamına ne kadar kredi verdiği sorulduğunda “Bankacılık sırrıdır, açıklanamaz” cevabı veriliyor.
BMC’yi iç ederiz.
TOMA’yı polise satarız.
Zırhlı’yı orduya satarız.
Sinek gibi ezeriz.
Yürü bire Hızır Paşa!

Meclis mi?
Boynukalınlar karargahı mı?


AKP Milletvekili Abdurrahim Boynukalın, 30-40 kişilik bir gruba liderlik yapıp, Hürriyet Gazetesi’ni bastırdı. Suça teşvik var, ağır bir ceza alması gerekir. Cumhuriyet savcıları harekete geçmedi. Ayrıca Milletvekili Boynukalın, “1 Kasım seçim sonucu ne olursa olsun Tayyip Erdoğan’ı başkan yapacağız” diyerek Meclis iradesine darbe yapacaklarını da açıklamış oldu. Bunun da çok ağır cezası olması gerekir. Partisi AKP, bu milletvekilini koruyor. Meclis Başkanı da harekete geçip “Meclis iradesine meydan okuyan” Boynukalın’ın milletvekilliğinin bitirilmesi ve onun Meclis çatısı altından bir daha girmemek üzere atılmasını gerektiren adımları atmadı. Orası Meclis mi? Boynukalınlar karargahı mı? Meclis Başkanı mısınız yoksa Boynukalınların kollayıcısı mı?