Sandıklar açıldı. İçinden halkın yazdığı son mektup çıktı. Mektup, “AKP gemisi yalpaladı” diye başlıyor ve geminin kaptanına hitaben şöyle devam ediyordu: “Biz, bize benzediğin için geçen seçimlerde hep seni seçtik. Sen bize “bir olalım, diri olalım”  diyordun. Fakat sen biz olmaktan, bize benzemekten çıktın. Kendine Saray yaptırdın. Kibir küpüne battın. Adaleti hançerledin. Zalim oldun. Zengin partisi oldun. Seni Sarayı’na kilitlemeye karar verdik”

* * *

Katılım yüksek oldu. Halk sandığa sahip çıktı. Sandığa ne girdiye o çıktı. Ben bu yazıyı yazdığım saatlerde belli olan sonuçlara göre Sandıktan  “Sarayına kilitlenmiş bir cumhurbaşkanı ile 4 partili bir Meclis yapısı” çıktı.
13 yılın hesabı soruldu.
Tayyip Erdoğan’ın ve Ahmet Davutoğlu’nun partisi AKP, Meclis’te tek başına çoğunluğu bıçak sırtına getirdi. Kesin sonuçlar açıklandığında tek başına İktidar olamayabilir.
Olsa bile ucu ucuna kalır.
Milletvekili sayısı 276’ıyı ancak bulabilir ya da 270’in altına inerek  “iktidar olmak istiyorsa kendisine bir koalisyon ortağı aramak” zorunda kalabilir.
13 yıllık saltanat bitti.

* * *

Başkanlık hayali de bitti.
Tayyip Erdoğan’ın halk oyuna ihtiyaç duymadan “Başkan olabilmesi” için partisinin bu seçimde sandıktan 367 milletvekili çıkartması gerekiyordu.
Bu ihtimal sıfırlandı.
Başkanlığa yol verecek anayasayı Meclis’te yapıp, bunu halk oyuna sunabilmesi için 330 oy gerekiyordu.
Bu ihtimal de kalktı.
Başkanlık hayali bitti.
Oylar onu Sarayı’na kilitledi.

* * *
Başkanlık sistemiyle getirecekleri düzen için “Yeni Türkiye” diyorlardı. Yeni Türkiye arzuları seçim sandığında halk kayalıklarına çarpıp, tuz buz oldu.
Halk aldanmadı.
13 yılın sonunda uyandı.
13 yılın sonunda Tayyip Erdoğan ile Ahmet Davutoğlu’nun; “Hem muktedir hem bağıran ve azarlayan halinden” halkın büyük bölümünün duyduğu rahatsızlık dün seçim  sandığına yansıdı.
Ülke için hayırlı oldu.
Olacaktır.
Yeni siyasi yapı doğacaktır.
Halk bunu istiyor.
İstediğini dün gösterdi.