Günümüzde yeni suçlar çıktı. Hükümetin özellikle terörle mücadele konusundaki başarısızlıklarını gündeme getiren gazeteciler hemen “terör örgütü” mensubu oluyor, örgüt propagandasıyla suçlanıyor, hükümeti devirmeye teşebbüs etmiş, darbeye kalkışmış sayılıyor. Terör örgütü olduğu Yargıtay tarafından onanan örgütle ilgili fezlekeden bölümler yazan, yorumlayan Bugün gazetesi yazarı eski Cumhuriyet Savcısı Gültekin Avcı da suçlandı, o şimdi Silivri Cevzaevi’nde.
“Yandaş basın”, “havuz medyası” sözcükleri basını ele geçirme, görüşlerine karşı olanları susturma planları AKP hükümeti döneminde yaygınlaştı. Nasıl yaygın basın üzerinde soruşturmalarla, vergi denetimleriyle, gazetelere zorla girmeye çalışılarak baskılar kuruluyorsa, yerel basın için de bunlar geçerli. O yüzden, yerel basının önemli bir bölümü bağımsızlıktan uzaklaşmış, AKP’nin yayın organına dönüşmüş durumda...

PATRONLARDAN BASIN DANIŞMANI

Balıkesir’in AKP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur da yerel basın üzerinde hayli etkili. Oğlu İsmail Uğur’un yönetim kurulu başkanlığını yaptığı televizyon var. Babasının aleyhine tabii ki o televizyonda haber yapılması beklenmez. Ama Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve aynı zamanda Türkiye Gazeteciler Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Ramazan Demir’in hem basın danışmanı, hem de belediyeye ait firmanın yönetim kurulu üyesi olmasına gelin de şaşırmayın.
Balıkesir Politika gazetesi sahibi Tarık Sürmelioğlu da Büyükşehir Belediye Başkanı’nın basın danışmanı. Arena gazetesi sahibi Aziz Han’ı da başkanın basın danışmanları arasında görüyoruz. Bandırma İlkhaber gazetesi yazarı Engin Arıcan da basın danışmanı olmuş. Diğer basın danışmanlarını artık saymayalım. Çünkü bazı ilçelerde de mahalli gazetelerin sahibi, bazı muhabirleri aynı zamanda belediye basın bürosunda görevli diye maaş alıyor.

MAAŞLAR BELEDİYEYE İŞ YAPAN FİRMADAN

Belediye başkanının danışmanlarından birisiyle konuştum. “İnanın Sovyetler Birliği döneminin KGB ajanları gibiyiz. Kimse kimseyi tanımıyor. Zaten bir çoğumuz belediyeye gitmeden maaşlarımızı alıyoruz. Maaşları aldığımız yer ise belediyeye iş yapan firma” diyor.
Mehmet Emin Alver’e ait Yosun Su Sağlık Temizlik Turizm Nakliyat Limited şirketi Büyükşehir Belediyesi’nden önemli işler alıyor. O işleri alan firma, belediyenin danışılmayan danışmanlarına ödeme yapıyor. Bir gazete patronuna sordum “Elime 1.920 lira geçiyor. Aralık ayında da sözleşmemiz yenilecek” dedi.
Belediye başkanının danışmadığı ama danışılmadığı halde gazete patronlarına, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı’na maaş ödenmesinin anlamı nedir? O gazete sahipleri acaba gazetelerinde AKP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Edip Uğur, büyükşehir belediyesi, hatta AKP aleyhinde olumsuz bir haber ya da yorum yapabilir mi? İşte, yerel basının durumundan bir Balıkesir örneği verdim. İnanın benzer durum birçok büyükşehir için geçerli...

SEÇİM DÖNEMİ KURTARIYOR

Yerel basında çalışan meslektaşlarımızın maddi olarak da zor durumda olduğunu biliyoruz. Yalnız onlar değil gazetenin, televizyonun sahipleri de aynı durumda... Birçok yerel televizyonun umudu yaklaşan milletvekili seçimlerinde... Adaylarla para karşılığı röportajlar yapılacak, onların istediği sorular yöneltilecek. Seçim dönemi, bazı yayın organları için “verimli” bir dönem olur.
Bunları yapanların dışında direnen, hem de canla-başla direnen, gerçekleri yazmak için çaba gösteren onlarca meslektaşımız, kendilerine gelen önerileri elinin tersiyle iten gazete sahipleri de var. Yerel basın desteklenmeli ama bizde olduğu gibi değil.

Memuru yine oyuna getirdiler


Özel okullarda öğrenim görecek öğrencilere her özel okula tanınan belli sayıdaki kontenjan kadar teşvik veriliyor. Ama ülkemizde son yıllarda her alanda olduğu gibi bu konuda da önemli usulsüzlükler oluyor.
Teşvik alabilmek için velilerden “gelir belgesi” ve ikametgah ilmühaberi isteniyor. Devlet memuruysanız yandınız. Memurlara burada da darbe iniyor. Kişinin akaryakıt istasyonları var ama aynı zamanda emekli. Mağazaları var ama aynı zamanda emekli. İhracatçı, 15-20 dairesi var ama emekli.
İşte bunlar diğer gelirlerini belirtmeyip sadece “emekli” belgesini ilgili makamlara veriyor. Bu belgedeki gelir esas alınıyor. Bunların çocuklarına okul desteğinde bulunuluyor. Kredi kartı, tüketici kredisi, konut kredisi gibi borçları olan memurların, çocukları ise teşvikten yararlanamıyor.
Hiç değilse çocukların eğitimi için getirilen düzenlemede memuru, gerçek dar gelirliyi mağdur etmeyin...