AKP’nin tek başına hükümet kuracak çoğunluğu elde edememesi, nasıl bir tablo oluşacağı bilinmemesine rağmen seçim sonuçları büyük bir rahatlık, toplumda umut yarattı. Cumhurbaşkanı, bağını hiç kopartmadığı AKP adına oy istedi. Devletin bütün olanakları AKP’nin seçimi kazanması için seferber edildi. Girdikleri her seçimi kazanan AKP’yi, bu kez devlet gücü de tek başına iktidar yapmaya yetmedi.
Farklı yönlere çekilmeye çalışılsa da, bu ülke insanı 17-25 Aralık soruşturmalarının, bakanların, çocuklarının isimlerinin karıştığı rüşvet, yolsuzluk, karapara soruşturmalarının, Deniz Feneri e.V. skandalının üstünün nasıl örtüldüğünü unutmadı. Adalet duygusunun giderek kaybolduğu, yapılan sınavlara güvenin kalmadığı ülke olmak insanımızın ağırına gitti. Aslına bakarsanız ülkede bunca olumsuzluk yaşanmasına rağmen AKP’ye yine de fazla oy çıktı.
CHP’YE YAPILAN HAKSIZLIK
AKP ülke insanını yoksullaştırdı, devlete bağımlı hale getirildi. Unutmayalım, son seçimde oy kullanan 53 milyon seçmenden yaklaşık 9 milyonu, şu ya da bu isim altında devletten yardım alıyor. Bu yardımlardan olmamak için bile AKP’ye oy verenler önemli bir sayı oluşturuyor.
Önceki seçimlerde “CHP, Atatürk, laiklik, demokrasiden başka bir şey bilmez. Nerede bunların ekonomi programları, projeleri” deniliyordu. Alın size proje... CHP, 11 milyon emekli, 17 milyon yoksul, 6 milyon asgari ücretli, milyonlarca çiftçi için önemli projeler açıkladı. Seçim döneminde hep bunlar anlatıldı. Buna rağmen, CHP’nin oy oranı artmadığı gibi, barajı aşması için yüzbinlerce oyu HDP’ye kaydı. Bu durumu, CHP Genel Başkanı’nın aleyhine kullanacak CHP içinde geniş bir kitle var.
SİLAHLAR BIRAKILACAK MI?
HDP’nin baraj altında kalması halinde ülkede büyük karışıklık-kargaşa çıkarılacağı öne sürülüyordu. HDP barajı aştığına göre bundan sonra ne olacağına bakmak lazım. HDP kendi çizeceği yol haritasından mı yürüyecek, yoksa bir tarafta PKK’nın başı Abdullah Öcalan’ın, bir yanda teröristlerin merkezi olan Kuzey Irak’taki Kandil’den gelecek emirlere göre mi hareket edecek...
HDP, siyasi parti olarak artık parlamentoda güçlü bir gruba ve de “kilit” bir konuma sahip olduğuna göre, onlardan “Hadi bakalım, PKK’lıların dağdan inmelerini, silahlarını bırakmalarını sağlayın” beklentisi de artacaktır. Güneydoğu’daki gelişmeleri yine Güneydoğu’da bulunan meslektaşım Raşit Kısacık’a sordum. Şunları söyledi:
“Üstüne basarak söylüyorum, ne pahasına olursa olsun PKK silah bırakmayacak. Silahlı PKK hem Kandil’in hem de İmralı’nın elindeki tek ve vazgeçilmez kozdur. Bu kozu, asla vazgeçmedikleri ve zaman zaman dillendirdikleri ‘Bağımsız Büyük Kürdistan’ kurulana kadar bırakmayacaktır. Bu konuda HDP’nin, PKK’ya gücü yetmez.”
AKP’nin inişe geçmesi, belirsizliklere rağmen toplumda umutların doğmasının da başlangıcı oldu.
Anketlerle yönlendirme
Kamuoyu araştırma şirketlerinin seçim anketleri birbirinden hayli farklı çıktı. SÖZCÜ’de yayımlanan AKAM’ın seçim anketi, KONDA ile birlikte gerçeği en yakın tahmin eden iki şirketten birisi oldu.
Övünmek gibi olmasın ama SÖZCÜ çalışanlarının tahmini de onlardan geri kalmadı. Çünkü Bilal Ak’ın yaptığı çalışmanın arkasında hesap kitap meselesi yoktu...
Oy oranlarında KONDA, AKP’yi 41, CHP’yi 27,8, MHP’yi 14,8, HDP’yi 12,6 olarak gösterirken AKAM da AKP’yi yüzde 40,7, CHP’yi 25,5, MHP’yi 18, HDP’yi ise 12,1 olarak açıklamıştı. Bazılarının ise 45 - 49 olarak açıklamasına ne demeli? Bu durumu AKAM Yöneticisi Kemal Özkiraz’a sordum. Şunları söyledi:
“Bazı firmalar, siyasi görüşe çok fazla angaje oluyorlar. Karşılığında da iktidar partisinden inanılmaz bütçeler ile işler alıyorlar ve doğru sonucu bilseler bile (hatta bildikleri halde) siyasi patronların istediği sonucu yayınlamak zorunda kalıyor, seçmeni yönlendiriyorlar. HDP’nin oy patlaması yapmasında da bu firmaların çok büyük etkisi oldu. HDP’yi baraj altında gibi gösterdiler ve AKP karşıtlarının bir bölümünün HDP’ye yönelmesini sağladılar.
Sonuçlar nisan ayından bu yana net bir biçimde görülüyordu. Ancak siyasi partiler ile çalışan firmaların birçoğu bunu anketlerine doğru şekilde yansıtmadılar. Yanlış tahmin yapmanın ikinci ve en önemli sebebi ise hiç anket yapmamak, masada anket üretmektir. Bunun, firmalara bedava reklam ve seçim sürecinde adaylardan iş alınmasını sağlaması gibi faydaları oluyor. Üçüncü önemli sebep ise yanlış örneklem ve yanlış araştırma evreninde saha çalışmaları yapmak.”
Birçok firmanın güvenilir olabilmesi için kendine çeki-düzen vermesinin zamanıdır..