17/25’in en kritik delilini, Umut Oran açıkladı. Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal ve kızı Sümeyye’yle yaptığı cep telefonu konuşmalarının sinyal kayıtlarını, adres adres, saniye saniye belgeledi. Sümeyye’nin 17 Aralık sabahı THY’yle Ankara’dan İstanbul’a uçtuğunu ortaya çıkardı. Yandaş medyada hedef haline getirildi. Aday yapılmadı.

*

17/25’le alakalı en çarpıcı bilgileri Ali Özgündüz’den öğrendik. Mesela, Zafer Çağlayan’a bir tane değil, beş tane saat alındığını ondan duyduk. Muammer Güler’in Rıza Sarraf için Çin Halk Cumhuriyeti’ne bile referans mektubu yazdığını ondan duyduk. Fezlekeleri didik didik etti, kamuoyuna açıkladı. Savcı kökenli olduğu için, söyledikleri herkesten fazla itibar görüyordu. Aday yapılmadı.

*

17/25’in yakasına en çok yapışanlardan biri, Atilla Kart’tı. Zaten, yolsuzlukla mücadele deyince, akla ilk gelen isimdi. Tayyip Erdoğan’ın malvarlığını çocuklarının, dünürlerinin üstüne geçirdiği iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Örtülü ödenek’in hesabını sordu, anayasa mahkemesine taşıdı. Milletvekili dokunulmazlığına karşı çıktı. Dokunulmazlık zırhına bürünenleri protesto etmek için “benim dokunulmazlığımı kaldırın” diye, kendi kendine TBMM’ye başvurdu. Reddedilince, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi şikayeti haklı buldu, “milletvekili dokunulmazlığı, yolsuzluğu körüklüyor” kararı aldı. Dokunulmazlık kepazeliğini hukuken tescil ettirdi. Aday yapılmadı.

*

17/25’in günah işleme özgürlüğüne müdahale olduğunu söylediler. Bu tiplere hak ettikleri cevabı, müftü milletvekili İhsan Özkes verdi. Meclis kürsüsünden suratlarına haykırdı, “İslam’ın genleriyle oynanıyor, hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet meşrulaştırılıyor, Allah’ın dini, iktidarın icraatlarına uyarlanıyor” dedi. Diyanet’in 17 Aralık yüzünden “yolsuzluk hutbesi”ni iptal ettiğini duyurdu. Camilerimizde 17 Aralık’tan beri “yolsuzlukla alakalı ayet ve hadislere sansür uygulandığını” açıkladı. Bakara makara’yla mücadele etti, “rüşvete hediye diyen, müslüman olamaz” dedi. “İktidar korkusu Allah korkusunun önüne geçti, iddia ediyorum, CHP’liler AKP’lilerden daha dindardır” dedi. Güya aday yapıldı, anca 9’uncu sıraya konuldu.

*

17/25’i soruşturmak için mecliste komisyon kuruldu. CHP’yi Rıza Türmen, Erdal Aksünger, Osman Korutürk temsil etti. Rıza Türmen, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde 10 sene yargıçlık yaptığı için, dünyanın bu davaya bakışı açısından çok önemliydi. Erdal Aksünger, bilişim uzmanıydı, 17/25 döneminde dijital veriler, twitter, youtube havalarda uçuşurken, Kılıçdaroğlu’nun bilişim ve teknoloji başdanışmanıydı, özellikle Urla’daki villalarla çok uğraşmıştı. Osman Korutürk, büyükelçiydi, CHP açısından o kadar önemliydi ki, Cemil Çiçek’in karşısına CHP’nin TBMM başkan adayı olarak çıkarılmıştı.

*

Rıza Türmen aday yapılmadı. Erdal Aksünger aday yapılmadı. Osman Korutürk’e sahip çıkılmadı, alay eder gibi, teee 22’nci sıraya konuldu.

*

Halbuki, yeni CHP habire liboşlukla, özerkçilikle, cemaatçilikle suçlanırken... Bu isimlerden hiçbirine, herhangi bir yakıştırma yapılmadı. Ortak özellikleri, namuslu adamlar olmalarıydı. Özel hayatlarında en ufak bir leke, kariyerlerinde en ufak bir gölge, haklarında en ufak bir şaibe yoktu. CHP seçmenleri arasında bu isimlerle gurur duymayan, rahatsız olan var mıydı?

*

17/25...
Yeni CHP’de de sıfırlandı.