Kılıçdaroğlu, bütçenin tümü üzerinde yaptığı konuşmada, "Milletvekilinin bir teröristin taziye çadırına gitmesini asla kabul etmiyoruz" dedi. Kılıçdaroğlu, Başbakan'dan iki soruya da cevap istedi.




TBMM Genel Kurulu'ndaki bütçe görüşmelerinde konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, teröre karşı açık ve net bir tavır alınması gerektiğini vurgulayarak "Açık ve net tavır koyalım derken milletvekilinin bir teröristin taziye çadırına gitmesini asla kabul etmiyoruz. Hepimiz ülkemiz için çalışacağız. Ama sonuçta hepimiz aynı gemideyiz ve bu geminin hızlı yürümesi lazım. Beraber çalışmalıyız. Bu hükümetle mi? Ama bunlardan umudunuzu kesin" dedi.

"HÜKÜMET VERGİNİN NASIL HARCANACAĞINA KARAR VEREMEZ"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Hocalı Katliamı'nın 24'üncü yıl dönümünde 613 soydaşın katledildiğini, 26 Şubat 1992 tarihini unutmayacaklarını ve CHP olarak Azerbaycan'daki dostların her dönem yanlarında olacaklarını bildirdi. Bütçenin önemine değinen Kılıçdaroğlu, AK Parti adına konuşan Grup Başkanvekili Naci Bostancı'nın konuşmasını eleştirdi. Ülkede yaşayan herkesin vergi ödediğine değinen Kılıçdaroğlu, "Vergiyi toplayan hükümet yani arkadaki kadro bu verginin nasıl harcanacağına karar veremez. O kararı TBMM'nin seçilmiş üyeleri verir. O nedenle biz buna bütçe hakkı diyoruz. Biz yetki veriyoruz aynı zamanda denetliyoruz. Parlamento bütçe hakkı budur asla devredilemez. Yasama organı Anayasa'nın kendine verdiği yetkiyi bir başka organa ister yürütme ister yargı devredemez. Bu yetki millet adına parlamentoya verilmiştir" diye konuştu.

BAŞBAKAN'DAN İKİ SORUYA YANIT İSTEDİ
CHP lideri Kılıçdaroğlu, iktidarın bütçede 2012, 2013 ve 2014 yıllarına ait bütçeden istediklerinin kat be kat fazlasını aldıklarını ve yürütme organının yasama organını hiçe saydığını söyledi. Elindeki verileri okuyan Kılıçdaroğlu, "Birinci yıl 45 kat fark var. En son 21 kat fark var. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti, Muz Cumhuriyeti değildir. Bir yürütme organı nasıl parlamentonun iradesini ayaklar altına alır. 665 milyon diyorsun harcıyorsun 35 milyar. Bu kabul edilemez. Türkiye'de 1330 kamu kurumu var. Sayıştay tarafından sadece 480'ini denetlenmiş. Denetlemeyen 850 kamu kurumu var ve 2014'ün kesin hesabı geliyor Meclis'e" ifadelerini kullandı. Başbakan Ahmet Davutoğlu'na cevaplaması için 2 soru soran Kılıçdaoğlu, şöyle konuştu: "Sayın Davutoğlu'ndan iki soruya cevap vermesini istiyorum. Herkes vergi ödüyor. Saray yapıyorsunuz vergisini ödeyen bir vatandaş olarak o sarayın maliyetini öğrenmek istiyorum. Buraya gelin ve o sarayın maliyetini anlatın. Kendi grubunuza, tüyü bitmemiş yetim hakkına, lastik ayakkabı giyen Ermenekli Recep Amcaya saygınız varsa bunun maliyetini söyleyin. Şimdiki Cumhurbaşkanı dönemin başbakanı Libya'ya gitti. Kaddafi kendileri insan hakları üstün hizmet ödülünü verdi. 250 bin dolar para verdi ayrıca. Ne yapacaksın bu doları diye soruyorlar. Gazi ve şehit derneklerine vereceğim diyor. Dernekler masası İçişleri Bakanına bağlı. Bir telefonla bu paranın hangi derneğe hangi, vakfa bağışlandığını öğrenmek istiyorum. Çok açık ve net bir yanıt bekliyorum"

"UYUŞTURUCU KULLANMA YAŞI 10"
2000 yılından itibaren işsizlik oranlarını okuyan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Gıda enflasyonu bizde yüzde 11.74. Dünyada gıda fiyatları düşer bizde artar. Petrol fiyatları düşer bizde artar. Ankara'da ekmeğe yüzde 33 zam yapıldı. Saman ithal eden iktidara başarılı mı diyeceğiz. Kendi çocuklarını kendi siyasi emellerine kurban eden bunlardır. Antidepresan ilaçların kullanımı kaça çıktı biliyor musunuz? 26 milyon kutuya çıktı. Bir insan neden bu ilaçları kullansın. Bu sorun değil mi. Hiç düşünmüyor musunuz bu ülkeyi kim yönetiyor? Uyuşturucuda yaş 10'a düştü. Devletin rakamları yüzde 678. Bunlar ülkeyi kim yönetiyor. Emin olun biz kendi belediyelerimize talimat verdik; AKP'li belediyelerin olduğu yerlerde de uyuşturucuyla müdahalede kendi arkadaşlarımızı gönderiyoruz"

"BU YARDIM VE YATAKLIK YAPMAK DEMEKTİR"
Çözüm sürecinde terör örgütünün güneydoğuda yuvalanmasına engel olunmadığını savunan Kılıçdaroğlu, "2014 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri 290 kez yazı yazıyor: Falan yerde silahlı terör unsurlar var, diyorlar. 282' sine diyorlar ki 'dokunmayacaksın'. Bunun adı terör örgütlerine yardım ve yataklık yapmaktır. Sonunda terör örgütü bizi kandırdı noktasına geldiler. Ankara'da bomba patladı yıldırım hızıyla faili buldular. Pek bu adam kaç bin km yol kat etti. En az 10 vilayete gitti. 22 sefer telefonla konuştu. Sen bu adamı neden yakalamadın terör örgütü üyesiyse? Niye tutuklamadın? Bu açıklamayı bu ülkenin cumhurbaşkanı ve başbakanı yapıyor dramatik olan o. Emniyet genel müdürlüğü yazısında örgütün ismini veriyor, nerede eylem yapacaklarını veriyor. Hiçbir önlem alınmıyor. Kim bu işin siyasi sorumlusu. Siyasi iktidar ülkeyi yönetme gücünü kaybederse ülkeye sorun kan ve gözyaşı girer" açıklamasında bulundu.

"BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNDE 149'UNCU SIRADAYIZ"
Gazeteciler Erdem Gül ve Can Dündar'ın tahliye edilmesinin ardından son derece mutlu olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, hakaret edilmediği sürece hiçbir gazeteciye bir şey söylemediğini bildirdi. Medyanın dördüncü güç olduğunu ve kamu adına görev yaptığını kaydeden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Basın özgürlüğü açısından 2002'de 99, 2015'te 149'uncu sıradayız. Dünya bizi böyle görüyor. Basın özgürlüğü olmayan ülke olarak görüyor. Angola, Nijerya bizden önce kadın erkek eşitliğinde. Tanzanya bizim önümüzde demokrasi standartları açısından. Eksiğimiz olabilir yanlışımız olabilir ama iyi şeylerin hep yanında olduk. Ne zamanki yanlış oldu yanlışa karşı olduk"

"VEKİLİN BİR TERÖRİSTİN TAZİYE ÇADIRINA GİTMESİ KABUL EDİLEMEZ"
Ülkenin birliği açısından tüm siyasi partilerin teröre karşı açık ve net bir tavır alması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sonlandırdı: "Ülkenin birliği açısından tüm siyasi partilerin teröre karşı açık ve net amasız, fakatsız, lakinsiz tavır takınmaları lazım. Terör insanlık suçudur, Türkiye'nin belasıdır. Bir bela yetmedi ikinci belayı da bunlar getirdiler. IŞİD belasını. 70 ilden IŞİD'e eleman devşiriliyor. Hükümetin aklını başına alması lazım. Burası Vahhabi zihniyetinin at koşturacağı alan değildir. Anadolu Müslümanlığı bizim neyimize yetmiyor. Kendi içimizde huzur içinde yaşamalıyız. Açık ve net tavır koyalım derken milletvekilinin bir teröristin taziye çadırına gitmesini asla kabul etmiyoruz. Hepimiz ülkemiz için çalışacağız. Ama sonuçta hepimiz aynı gemideyiz ve bu geminin hızlı yürümesi lazım. Beraber çalışmalıyız. Bu hükümetle mi? Ama bunlardan umudunuzu kesin"  DHA