A... yazıyoruz, dava açıyorlar!
B... yazıyoruz, dava açıyorlar!
C... yazıyoruz, yine dava açıyorlar!..
“Neden?” diye sorduğumuzda ise, “Cumhurbaşkanı”nın “C’sini yazdın ya, daha ne olsun” anlamına gelecek cevaplar veriyorlar!..
Yazıda “Cumhurbaşkanı” sözcüğü, Cumhurbaşkanı’nın adı, konunun kendisiyle en ufak bir ilgisi bulunmuyor, hatta bırakın Cumhurbaşkanı’nı, hiç kimseye hakaret gibi bir düşünce aklımızın ucundan geçmiyor bile olsa “C...” demeyi yeterli görüyor ve “şak” diye dava açıyorlar!
Bağımsız gazetecilere, yürekli aydınlara, sanatçılara ve demokratik eleştiri hakkını kullanan muhalif yurttaşlara, tarihin gelmiş geçmiş tüm baskı dönemlerini adeta mumla aratıyorlar!..

* * *

Bu gidişle yakında;
“Cumhurbaşkanı’na hakaret etmek için bilgisayarın başına oturdun!..”
“Klavyeye dokundun!..”
“C tuşunda ısrarla durdun!..”
“davaları açılırsa hiç şaşırmamak gerekecek!..

* * *

Dava yağmurunun nedeni ortada:
Düşünmeyelim, düşünsek bile sizlerle paylaşmayalım istiyorlar.
Böylece hepimizi kendileri gibi düşünmeye zorluyorlar!
Aksini yapmakta ısrar edenlere yaşam hakkı tanımıyorlar!
Hiçbir şey yapamazlarsa tehdit ediyorlar, inanılmaz yalan ve iftiralarla saldırıyorlar!..

* * *

Sevgili okurlarım,
Daha dün dokuz şehidimizi toprağa verdik.
Dokuz kahraman vatan evladını...
Dokuz ana kuzusunu...
Haziran seçimlerinden bu yana sürüp giden çatışmalarda 300 civarında asker ve polisimizi, terör katliamlarında yüzlerce masum insanımızı, çatışmalarda kim vurduya giden, aralarında çocukların da bulunduğu çok sayıda yurttaşımızı kaybettik.
Peki bu acı kayıpları niçin verdik?
Bölücü terör örgütünün kalkışma başlatmak amacıyla birer patlayıcı deposu haline getirdiği bazı Güneydoğu kentlerimizde devlet hakimiyetini ve kamu düzenini yeniden sağlamak için verdik!..
“Açılım” denilen süreçte, o kentlerde tüneller kazılırken, yığınaklar yapılırken, bombalar, mayınlar iş makineleriyle -hem de güpegündüz- yerleştirilirken, bunları bildiren istihbarat raporlarını sümen altı edip, güvenlik güçlerinin elini kolunu bağlayan ve operasyon yaptırmayarak bir anlamda terör örgütüne yardım ve yataklık eden AKP uygulaması nedeniyle verdik!..
Seçim süreçleri çatışmasızlık ortamında yapılsın, iktidar koltuğu birilerine baki kalsın diye verdik!..
Türkiye’nin en hayati sorununun çözümünü Meclis’in çatısı altından kaçırarak, Anayasa’yı, yasaları çiğneyen, Meclis’i yok sayan ve eli silahlı terör örgütüyle kapalı kapılar ardında yaptıkları pazarlıklara bağlayanların, inanılmaz, hatta ihanet düzeyindeki sorumsuzlukları nedeniyle verdik!..

* * *

İşte bunları yazıp söylememizi istemiyorlar.
O nedenle A...B...C... dediğimizde dava açıyorlar!
Bizi “hain kim” diye sormak zorunda bırakıyorlar!..