FETÖ’ye, yıllar boyunca aralıksız hizmet eden, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in eski sağ kolu Hüseyin Gülerce, katıldığı televizyon programlarında aslı astarı olmayan iddia ve iftiralarla SÖZCÜ’ye saldırmaya devam ediyor. Gazetemizin avukatı Celal Ülgen, Gülerce’nin bu telaşını “FETÖ’cülüğünü örtme çabası” olarak yorumladı. Ülgen’in açıklamalarının satır başları şöyle:

YALAKALIK ŞALI: Gülerce, 17 ve 25 Aralık sürecindeki manşetleri ile SÖZCÜ’yü vurmak istemektedir. Gülerce, Recep Tayyip Erdoğan’ın ilan ettiği millattan yararlanma peşinde. FETÖ’cülüğünün üzerini yalakalık şalıyla örtmek isterken, gerçek bir muhalif gazete olan SÖZCÜ’nün iktidar karşıtı manşetlerini gündeme taşımak istemektedir.

FETÖ KOMPLOLARI: 17 ve 25 Aralık sürecinin bir FETÖ komplosu olduğu ortaya çıkmıştır. Ama siyasi iktidarın ağzı ile konuşursak ‘Hepsi mi yalan?’ diye sormamız gerekebilir. Mahkeme kararlarına karşın hâlâ “Balyoz vardı, Ergenekon vardı” gibi demeçler vermeyi sürdüren siyasi iktidara “O dönemdeki ayakkabı kutularındaki paralar da mı yalandı” diye sormak gerekmez mi?

POZİSYONUNU KORUMAYA ÇALIŞIYOR: SÖZCÜ, 16 Aralık 2013’te, Başbakan’ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ın “Cemaat orduya kumpas kurdu” sözünü, “Günaydın Yalçın Bey SÖZCÜ bunu 5 yıldır söylüyor” diyerek manşetine taşımıştı. 17 ve  25 Aralık süreci, üç bakanın istifası ile sonlanmıştı. “Bu üç bakan şimdi neredeler ve neden politika yapmıyorlar” sorusu, sanırım SÖZCÜ’ye kurulan kumpasın nedenlerini açıklamaya yetecektir. SÖZCÜ’nün etkin muhalefeti bugün önüne bir hesaplaşma gibi konulmak isteniyor. Tanıklık CMK’da yer alan kanıt çeşitlerinden ‘beyan’ delilidir. Bu tür delil görgüye dayanmalıdır. Yorum ve dedikodu yapmak bu delil çeşidinde mümkün değildir. Ceza sisteminde yorumun ve dedikodunun yeri yoktur. Gülerce, dedikodu yaparak pozisyonunu korumak istemektedir.