ACAİP YAZILAR

O çok güçlü ama takmayan da var


Türkiye’nin en güçlü ismi tartışmasız AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan. Her istediği oluyor. Kimse itiraz edemiyor. Tartışmayı, sorgulamayı bırakın artık yanında kimse fikrini bile söyleyemiyor. Bir anlamda “Erdoğan ol diyor oluyor” durumu var ve bunu herkes kabullenmiş durumda. Muhalefet bile aynı duygular içinde. Buna rağmen o çok güçlü adamın da “takılmadığı” veya “ciddiye alınmadığı” alanlar da yok değil. Erdoğan esiyor gürlüyor, herkes karşısında el pençe divan duruyor ama bazı konular var ki bir arpa boyu yol alınamıyor. Bazı anlarda ise Erdoğan ne söylerse söylesin aksi yapılıyor. Bu konularda gücü mü yetmiyor yoksa bir oyun mu oynanıyor? Nasıl olsa bırakın hesap sormayı görüşünü bile bildiremiyor kimse o halde “işin doğrusu aslında bu, aynen devam etsin, millet nasıl olsa yiyor” diye mi düşünülüyor. Aklıma gelen birkaç konuyu sıralayayım;

KATİL ESAT: Herkes farkında ki Suriye topraklarında PKK ve diğer terör örgütlerini yok etmek için başladığımız operasyon Suriye’nin ve hamisi Rusya’nın desteği ve izni olmadan kolay yürümez. AKP’de uluslararası siyasetten hiç anlamayanlar bile Esat’la görüşülmesinin artık bir gereklilik olduğuna inanıyor. Ama Erdoğan her fırsatta “katil-cani Esat, onunla ne konuşacağım” söylemini dillendiriyor. Hesapta Suriye ile sanki hiç temasımız yok gibi görünüyor ama devletin diğer birimleri el altından Suriye ile temastalar.

FAİZLER DÜŞSÜN: AKP genel başkanı her fırsatta faizlerin yüksekliğinden şikâyet ediyor. Bankaların haksız, hatta halkın bir bölümünün anladığı dilde “haram” para kazandığını ilan ediyor. “Faizleri düşürün” diye bağırıyor. Ekonomide görevli herkes liderlerini gülümseyen gözlerle izliyorlar ama faizleri düşürmüyorlar.

İDAMI GETİRİN: Erdoğan aklına geldikçe “idam cezasını yeniden uygulayalım” diyor.  Kendisini dinleyen kitleler zaten dünden hazır onlar sık sık “İdam isteriz” çığlıkları atıyor. AKP genel başkanı “getirsinler önüme hemen imzalayacağım” diyor. Hükümet ve parlamentodaki AKP grubu kılını bile kıpırdatmıyor.

MERKEZ BANKASI: Erdoğan’ın kafayı taktığı kurumlar arasında Merkez Bankası da var. “Maaşlarını  ben ödüyorum ne bağımsızlığı” diye soruyor ikide bir. Kendisine bağlanmasını istiyor. Böyle istiyor ki ekonomiyi de canı istediği gibi yönetsin. Dinlerken kafalarını sallayan ve “çok haklı” diyen etkili kesimler sıra uygulamaya gelince hiçbir şey yapmıyor.

TÜRK VE TÜRKİYE: Erdoğan son hafta içinde Türk Tabipleri Birliği ve Türkiye Barolar Birliği’ne sardırdı. Bu kuruluşların kendisini desteklemediğini o halde teröristlerle işbirliği halinde olduklarını belirterek “İsimlerindeki Türk ve Türkiye tanımlarını bakanlar kurulu vermişti, almasını biliriz” dedi. Gerçi talimatlar hemen verildi ama göreceksiniz bu konuda da pek bir gelişme olmayacak. Kimse yüzüne söyleyemese bile bu kuruluşların adları kanunla belirleniyor değişmesi için de kanuna gerek var.

SONUÇ; Bunların hiçbiri tesadüf değil herhalde. Kars’ın Posof’undaki bir kooperatifin ikinci başkanını bile Erdoğan’a sormadan atayamayan zihniyet yukarıda saydığım konularda AKP genel başkanına karşı çıkabilir mi? Demek ki bir tiyatro oynanıyor. Erdoğan “Ben kitleleri uyuturum siz gereğini yapın” diyor besbelli.

FIKRA GİBİ

Nikahta takılan takılar takılanınmış


Amma da tuhaf başlık oldu değil mi? Yargıtay bu yönde karar vermiş. Bir boşanma davasının kararında “nikah töreninde takılan takıların paylaşımı” konu olmuş. Mahkeme “Takılar kime takıldıysa onundur” kararına varmış. Düğünlerde biliyorsunuz takılar genellikle gelinlere takılır. Erkek takılardan pek nasibini almaz. Ne zaman ki gelinlikte takı takılacak yer kalmaz o zaman damadın yakasına da altınlar paralar iliştirilmeye başlanır. Ama şimdi durum farklı. Bir ayrılık sırasında bu takıların paylaşılması artık “kime takıldı?” sorusunun cevabıyla çözülecek. Yargıtay’ın bu kararından sonra takı takma merasiminde geline “hayatım senin gelinliğin bozulmasın takıları benim cekete takalım” diyen damatlar ve buna öfkeli biçimde “Ne münasebet gelinliğim bozulmaz hem de çok güzel duruyor” diye karşı çıkan gelinler görebiliriz. Allah ayırmasın kimseyi tabii...

ÇOK GÜLDÜM

Hafta sonu fıkraları


Yıldırım Tuna’dan gelen fıkralarla tatil gününüz gülümseme ile geçsin diyorum;

Bakanlık Müsteşarlığı

Bakanın danışmanı gece yarısı Bakan’ı “acil ” diyerek telefonla aramış, yataktan fırlayan Bakan “Sabaha kadar beklemeyecek bu kadar önemli olan şey nedir?” diye kızarak sormuş. “Bakanlık Müsteşarınız biraz önce öldü efendim” demiş danışmanı, “Ben onun yerine geçmek istiyordum da..”
Bakan “ Bana uyar.. Şahane de olur.. ” diye cevap vermiş dişlerini sıkarak, “Ama savcılıktan, mezarlıklar müdürlüğünden falan da izin almamız gerekir sanıyorum.”

Garip Oyun

Gece kapı çalmış. Yaşlı bayan kapıyı açmış. Kapının önünde iyi giyimli iki küçük çocuk, ellerinde bazı kalemlerine çarpı konulmuş uzun bir liste, sırtlarında da zor taşıdıkları bir torba. “Teyzeciğim” demiş biri, “Çöp toplama oyunu oynuyoruz. Bize dana pirzolası kemiği, kullanılmış karbon kağıdı, bir de mor kağıt havlu kutusu lazım.. Bunları da bulabilirsek 1 dolar kazanacağız” Kadın “Oh” demiş, “Bu saçma sapan şeyleri bulma oyununa sizi kim başlattı ki?” Küçük çocuk, “Annemle babam baloya gittiler de”demiş, “Gece bize bakmak için gelen kızın erkek arkadaşı..!”

Şahsıma Özel Not

Hakim tecavüz davasında saldırıya uğramış genç kıza “Sanık size tecavüz etmeden ne söyledi?” diye sormuş, kızcağız yüksek sesle cevap vermeye utanınca hakim cevabı bir kağıda yazarak kendisine vermesini istemiş, notu hakim okuduktan sonra jürinin de okuması için göndermiş, notu sırayla okuyan jüri üyeleri bir yanlarında oturana veriyorlarmış, bir erkek jüri üyesi notu okuduktan sonra tam yanında uyuklamakta olan orta yaşlı kadın jüriyi hafif dürterek notu uzatmış, kadın kendine gelip “Seni öyle arzuluyorum ki sana yapacaklarıma inanamayacaksın” yazan notu okumuş, hafif gülümseyerek cebine atmış. “12 numaralı jüri üyesi“ demiş hakim, “Lütfen aldığınız o notu bana uzatır mısınız?” Kadın, “Yapamam efendim” demiş yanındaki erkek jüri üyesine tekrar bakıp gülümseyerek, “Tamamen bize
ait, özel.”


Bademcik

Üniversitede bir delikanlı profesörden “ Hocam.. Bademciğim müthiş azdı  konferansınızı terk edebilir miyim?..” diye izin istemiş ve sınıftan ayrılmış. Konferans sonrası profesör ‘hasta’ öğrencisini yanında fıstık gibi bir kızla kampüste dolaşırken görmüş, delikanlıyı yanına çağırmış, “ “Bak yavrum..” demiş “ Benim böyle azgın bir ‘bademciğim’ olsa vallahi bütün gün yataktan çıkmazdım..!”

HOŞUMA GİDEN ŞEYLER

Uzaya araba yollayan Elon Musk geyikleri


Dünyanın en çılgın işadamı olarak tanınan Elon Musk biliyorsunuz uzaya bir füze gönderdi. Bu füze elektrikli otomobil taşıyor. Otomobilin şoför koltuğunda bir cansız manken oturuyor. Yapılan planlarda bir aksaklık çıkmazsa füze Mars’a kadar gidecek. Böylelikle elektrikli otomobil Tesla uzayda park eden ilk otomobil olacak. Birkaç gündür insanlar da ister istemez bu büyük uzay macerasını konuşuyor. Bu konuşmalardan duyduklarımdan aklımda kalanları sizlerle paylaşmak istedim;

- Mars’ta parkçı olmak vardı şimdi, ne para kırardım be.

- Abi oraya park etme çekerler hemen.

- O cansız manken sıkılmaz mı onca yıl şimdi?

- Marslılar “Şu dünyalılar da bir türlü gelemedi hâlâ bu ilkel arabaları gönderiyorlar” diye düşünür mü acaba?

- Mars’ta da sol elle yemek haram mıdır?

- Tesla’ya Mars’ta taş atan çıkar mı?

- Elon Musk bizi Mars’a götür

- Erdoğan “biz en büyük füzeyi göndereceğiz içine de ilk yerli otomobili koyacağız” demiş doğru mu?

KOMİK

Bu pazarın duvar yazıları


Mizah yazarı İbrahim Ormancı’nın bu hafta sizler için gönderdiği aforizmalardan bir demet sunuyorum;

Diyanet, sol elle şeytanlar yemek yer diye fetva yayımlamış. Sıkıysa, sağ elle deveyi havuduyla yutan şeytanlar için de bir fetva yayımlayın.

* * *

İnternette tanışan aşıklara TIKSEVDİ diyebilir miyiz?

* * *

Akşam eve geldiğimde ne zaman karım bana sarılıp “Bugün dışarıda yiyelim mi?” diye sorduğunda mutfaktan mis gibi oda parfümü kokusu gelir hani. Hanım yine yemeği yakmıştır.

* * *

Orhan Veli bugünleri görseydi şöyle yazardı eminim. Cep delik, cep telefonu bozuk. Kevgir misin mübarek?

* * *

Türküm, doğruyum hatta ayıptır söylemesi çalışkanım. Ama bir türlü iş bulamıyorum ya.

* * *

Ne zaman bu ülkede HAKLAR’dan bir insan bahsedilse, hemencecik birileri onları HAKLAR.

* * *

Ekrana çıkan her bir uzman sağlığımız için ayrı bir şey yememizi söylüyor. Vatandaş olarak ne yiyeceğimizi de şaşırdık. Bu gidişle kafayı yiyeceğiz.

* * *

Bazı insanlar arkasından değil, markasından konuşulmasını ister.

* * *

Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu kadın sporculara yapılan desteğin günah olduğunu söylemiş. Bence asıl günah olan torpil ile ehil olmadığın bir yere müdür olmak. 

* * *

Siyasetçiye nasıl beslendiğini sormuşlar. O da “Gerilimden besleniyorum” yanıtını vermiş.