Sevgili okuyucularım, bizim gazetenin dünkü manşetini gördünüz. Sözcü, gazeteciliğin çok önemli ve çok büyük bir ayıbına, başka bir deyişle inanılmaz bir üçkağıtçılığa parmak bastı:
“Sözcü’den ‘Temiz basın’ için tarihi çağrı. Gazeteler gerçek satışını açıklasın.”
Bu çağrı niçin yapıldı?..
Çünkü hemen her gazete satış rakamını şişiriyor, bir satıyorsa beş satıyor gösteriyor, herkesi kandırıyor. Bunun amacı da belli:
Daha çok reklam alıp daha çok para kazanmak!
Üstelik bu yolla kamuoyunun gözü boyanıyor ve amaca ulaşmak için, aslında satılmayan milyonlarca gazete satılmış gibi gösteriliyor.
Bu yöntemin bir numaralı uygulayıcısı, Fethullah’ın Zaman gazetesi. Bu gazetenin gerçek satışı sadece 22 bin. Yani gazete satan herhangi bir yere gidip parasını ödeyen, “Ver bana bir Zaman” diyenlerin sayısı sadece bu kadar.
Ama her Salı günü açıklanan tiraj rakamlarına bakarsanız, Zaman gazetesinin haftalık
ortalama satışı bir milyonun üzerinde!
Peki bu iş nasıl oluyor?
Gayet basit!.. Bir milyondan fazla Zaman gazetesi her gün bütün Türkiye’de evlere,
işyerlerine, kamu kuruluşlarına, adliye binalarına, karakollara, hastanelere ücretsiz olarak
bırakılıyor.
Bu iş için çok büyük para gücüne sahip olmak gerekir.
Fethullah cemaatinde bu para fazlasıyla var.
O zaman ne oluyor? İki dağıtım şirketine (Hürriyet grubunun Yaysat, Sabah grubunun
Turkuvaz Dağıtım) bu beleş gazetelerin yaklaşık yüzde 20 olan komisyon bedeli ödeniyor ve hepsi birden kayıtlara “Satılmıştır” diye geçiriliyor.
Bugün pek çok markette, büyük sitelerde, apartmanlarda, iddaa bayilerinde bu gazeteler
bedava veriliyor.
Günlük ortalama satış rakamları her hafta Salı günleri bu iki dağıtım kuruluşu tarafından açıklanıyor.
Reklam verenler bu düzmece ve şişirmece rakamlara bakıyor, ilanlarını ona göre veriyor.
Dahası, bu üçkağıtçılık nedeniyle devlet aldatılıyor, çok büyük kazık yiyor. Basın İlan
Kurumu, resmi ilanları gazetelerin tirajına göre veriyor. İlan tarifeleri ise gösterilen satış rakamlarına göre belirleniyor.
Bu durumda az satan gazeteler, kendilerini çok satmış gibi gösterip devletten çok
büyük paralar tırtıklamayı başarıyor!

* * *

Şimdi size bazı gazeteler için geçen haftanın ortalama satış rakamlarını vereyim:
Zaman 1 milyon 095 bin. Posta 441 bin. Hürriyet 385 bin. Sabah 319 bin. Sözcü 287 bin. Habertürk 200 bin. Türkiye 180 bin. Milliyet 176 bin. Star 135 bin. Vatan 133 bin. Yeni Şafak 102 bin. Cumhuriyet 51 bin.
Şimdi burada çok önemli bir konuyu herkesin bilmesi gerekiyor:
Sözcü dışında hemen hiçbir gazetenin satış rakamı gerçek değil...
Çünkü Sözcü’nün bir adet bile beleş dağıtımı, promosyon dağıtımı, abone (!) dağıtımı yok. 287 bin’in tamamı bayide satılan rakam.

* * *

Dün bizim gazetede fotoğrafları ve belgeleriyle birlikte gördünüz. Sabah, Milliyet, Habertürk, Vatan nasıl da beleş dağıtılıyor!
Bunlara Zaman gazetesinin yöntemini uygulayan Türkiye gazetesini ekleyin...
Kiler marketlerde paket paket “Hediye edilen” Star gazetesini de unutmayın!
Biz şunu öneriyoruz:
Gazeteler ve anlı şanlı patronları bu üçkağıtçılığı artık bıraksın.
Gerçek satış rakamları kamuoyuna açıklansın.
Abone, sponsor, ücretsiz, hediye adı altında dağıtılan milyonlarca gazete için gerçek satış rakamları ortaya çıksın...
Ve böylece, basın sektörü toplumu ve devleti kandırmasın, aldatmasın, hiç kimsenin gözünü boyamaya kalkışmasın.
Bu yutturmaca mutlaka ortadan kaldırılsın.
Bunlar yapıldığı anda hangi gazetelerin toplumu aldattığı, çorap söküğü gibi ortaya
çıkacaktır.
Şimdi haklı olarak “Madem böyle bir durum var, hükümet bu üçkağıtçılığın üzerine niye gitmiyor?” diye soracaksınız...
Gidemez!..
Çünkü bu dümene bulaşmış gazetelerin hemen hepsi yandaş-yalaka kesiminden oluşuyor.

* * *

Bu olayın ciddi denetimi için mutlaka bağımsız bir kuruluş gerekir. Bu işi iki dağıtım
şirketine bırakırsanız olmaz...
Çünkü onlar bu olaydan her yıl trilyonlar kazanıyor.
ABD, Almanya, İngiltere, Japonya gibi uygar ülkeler bu soruna çoktan çözüm bulmuş
durumda.
Oralarda bir tek gazete bile en küçük bir aldatmaca yapamaz.
Satışlar bağımsız kuruluşlar tarafından denetlenir ve her gazetenin satış, abone, sponsor, abone sayısı son rakamına kadar belirlenir.
En ufak bir hile yapmak, toplumu ve devleti kandırmak mümkün değildir.
Bizdeki durum ise yüz kızartıcı!
Eğer patronun parası varsa, gerçekte 10 bin satan gazetesinin gerekli komisyonlarını dağıtım şirketine öder ve gazetesinin örneğin 400 bin adet sattığını (!) iddia edebilir.
Yeter ki 390 bin gazetenin ücretini cebinden ödemeyi göze alsın.

* * *

Yukarıda verdiğim satış rakamlarına birkaç örnekle yeniden değineceğim. Bir tek beleş dağıtımı olmayan Sözcü’nün gerçek satış rakamı 287 bin.
Sabah bizden çokmuş gibi görünüyor, açıklanan satış rakamı 319 bin!
Habertürk 200 bin görünüyor. Biz o gazeteye zaten 87 bin fark atıyoruz.
Milliyet, Vatan, Türkiye...
Böyle çok sayıda örnek var.
Bu çarpıcı rakamları elimizdeki belge ve bilgileriyle Salı günkü Sözcü gazetesinde okuyacaksınız.

* * *

Sevgili okuyucularım, bu iş Türk basınının saygınlığına büyük bir gölge düşürüyor.
Parası bol olan patronlar ve cemaatler birkaç milyon gazeteyi her gün bol kepçe bedava dağıtırken hem devleti, hem toplumu, hem de reklam verenleri kandırmış oluyor.
Böyle bir kepazelik hiçbir uygar ülkede yok.
Oralardaki bağımsız denetim kuruluşları kılı kırk yarıyor, topluma gerçek bilgileri sunuyor.
Sözcü’nün bu konuda başlattığı kampanyanın tek amacı, bu üçkağıtçılığa son vermek.
Gerçek satış rakamları günün birinde ortaya çıktığında çok şaşıracaksınız...
Reklam pastasından daha çok pay koparabilmek için hangi gazetelerin nasıl yalanlar
söylediğini, satış rakamlarını nasıl şişirdiğini görüp siz de şaşıracaksınız.