Hüseyin Aygün'e Erdoğan davası
Hüseyin Aygün hakkında Twitter hesabından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a hakaret içerikli mesaj attığı gerekçesiyle dava açıldı.
Asuman ARANCA / ANKARA
Ankara Cumhuriyet Savcısı Mehmet Taştan tarafından hazırlanan iddianamede, Aygün'ün milletvekili olduğu 2 Haziran 2013 günü yaşanan Gezi Direnişi sırasında twitter hesabından "Ankara direnişinden birkaç not; 1) Kızılay'da toplanan binlere gaz bombardımanı var, 2) Kitlenin cevabı: 'O...Çocuğu Tayyip" şeklinde yazılar yazarak olay tarihinde Başbakan olan Tayyip Erdoğan'a görevinden dolayı hakaret ettiği belirtildi.
"HATIRLAMIYORUM"
Soruşturma kapsamında avukatı Burcu Yağar ile beraber ifade veren Aygün, olayın üzerinden uzun bir süre geçtiği için bu mesajları paylaşıp paylaşmadığını hatırlamadığını söyledi. Aygün, "Kaldı ki bu paylaşımı ben yapmış olsam bile tırnak içerisine alarak işaret ettiğim 'O...Çocuğu Tayyip' cümlesi bana ait değildir. Kızılay'daki eylemcilerin kullandığı tepkisel bir ifadedir. Ben kimseye 'o...çocuğu' denmesini ahlaken de doğru bulmuyorum. Dolayıyla benim başbakana yönelik olarak böyle bir hakarette bulunmam mümkün değildir" dedi.
2 YIL 4 AY HAPİS
Aygün'ün "Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret" suçundan 2 yıl 4 ay hapis ile cezalandırılması ve "tüm kamu haklarından men edilmesi" talep edilen iddianamede, şöyle denildi:
"Şüphelinin gazetecilik yapmak gibi ya da kamuoyuna haber aktarmak gibi bir görevinin olmadığı;kaldı ki, bir an aksi düşünülse bile suç içerdiği açıkça belli olan 'O..Çocuğu Tayyip' şeklindeki bir ifadeyi paylaşmanın suç oluşturacağını bildiği, bilmesi gerektiği;zira soruşturma konusu bu sözlerin düşünce ya da eleştiri içermediği, doğrudan tahkir amaçlı olarak söylendiği, sövme niteliğinde bulunduğu, bu itibarla şüphelinin savunmasının suçtan kurtulmaya dönük ve inandırıcılıktan uzak olduğu anlaşılmıştır"
KİMSE SOKAĞA DÖKÜLMEDİ
Öte yandan savcı Taştan, Aygün'ün yine twitter hesabından paylaştığı "Sevgili arkadaşlar bence yapılacak tek şey halkın isyan hakkı...2013 Haziranındaki gibi.Tek yol yeni Gezi isyanları , parlamento hikaye.." şeklindeki sözlerine ilişkin olarak "halkı isyana teşvik" iddiasından yürüttüğü soruşturmada ise takipsizlik kararı verdi. Kararın gerekçesinde ifade özgürlüğünün altı çizilerek şöyle denildi:
"Sözlerin sert, kırıcı, rahatsız edici olduğunda bir tereddüt bulunmamaktadır.Ancak şüphelinin bu sözlerle çare olarak gördüğü şekilde kişileri sokağa dökmeye dönük açık bir çağrısı, yönlendirmesi, tahriki söz konusu değildir. Yalnızca parlamentonun çare olmadığını, sorun olarak gördüğü meselenin, gezi benzeri olaylarla çözülebileceğine ilişkin uç görüşünü sert bir söylemle dile getirmiştir. Nitekim bu sözler nedeniyle kimsenin sokağa çıktığına dair bir olguya rastlanmadığına ve olayın üzerinden 7 aylık bir sürenin geçmiş bulunmasına göre yakın ve mevcut tehlikenin varlığından söz etmekte mümkün görülmemektedir"
