İBB Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Erhan Yazıcıoğlu’nun istifası üzerine Sanat Yönetmenliği koltuğuna geçen Süha Uygur, yeni görevinden sonra ilk kez konuştu.



Görevin kendisi için büyük bir sürpriz olduğunu belirten Uygur kurumdaki motivasyonu yükseltmek için çalışacağını belirtti. Uygur görevi kabul etmesindeki gerekçeyi ise “Burada tiyatromuzun çok kıymetli sanatçıları var. Onlarla aynı çatı altında olmak ve genel sanat yönetmenliği yapmak asla reddemeyeceğim bir şeydi” sözleriyle açıkladı.

ELİMDEN NE GELİRSE YAPACAĞIM


Önünde zorlu bir süreç olduğunu belirten Uygur, sözlerine şöyle devam etti:

“Ben siyasetten anlamam. Tek derdim tiyatro. İlk işimiz tiyatro olursa ve tüm benliğimizi tiyatroya verirsek arkası gelir ve tüm sorunlar çözülür. Tiyatro yapıldığı zaman 2012’den beri süre gelen sıkıntılar da çözülür. Arkadaşlarım için elimden ne gelirse yapacağım. Alması gereken hakları var. Gerekli olanları, isteğimi, ricamı ve görüşmelerimi yapacağım. Sorunları tartacağız, acil çözülmesi gerekenleri çözeceğiz. Darülbedayi asla bitmeyecek bir yaşam biçimi.”

"TİYATROCU DOĞDUM TİYATROCU ÖLECEĞİM"


Yıllardır özel tiyatroda yaptıkları geleneksel oyunları seyirciyle buluşturan Uygur, “Ben tiyatrocu bir ailenin oğluyum. Böyle doğdum ve öleceğim. Siyaset bizim işimiz değil. Ben özgür bir adamım ve bu işi de özgür yapacağıma inandığım için göreve geldim. Tiyatro seyircisi çeşitli yelpazelerde. Klasik seven de var müzikal seven de… Burada Batı tiyatrosundan şahane örnekler yapılıyor ve yapılacak. Ben biraz daha bizden tatlar yapalım istiyorum. Nitekim Cibali Karakolu, İstanbul Efendisi oynuyor. Fehim Paşa Konağı provada. Kurum kayıtsız değil ama bunu biraz daha dengelemek istiyorum. Dünyada herkes tiyatrosuna sahip çıkıyor" dedi.

Yeni Şafak'tan Seray Şahinler'in haberine göre; Uygur, Devlet Tiyatroları'nın ülkemizin gururu olduğunu belirterek, “Burası için endişelerim yok. Olsaydı gelmezdim. 57 yaşıma kadar özgür yaşadım. Ama buranın işleyişine saygı duymak zorundayım. Onların da tiyatro yapılmasına saygı duymaları gerekir ki zaten duyuyorlar. Bundan şüphem yok. Zor bir görev ve sorumluluğum çok ağır. Rahmetli babam Şehir Tiyatroları ve Devlet Tiyatroları ülkemizin prestiji ve gururudur derdi. Bu kurumların yaşaması gerekir” şeklinde konuştu.