Hızlı büyüme uğruna yüksek enflasyon, yüksek faiz ve yüksek borç sarmalından bir türlü çıkamayan Türkiye ekonomisi Türk Lirası’nı savunmasız bırakıyor. Yılbaşından bu yana gelişen ülke para birimlerinin dolara karşı performansını incelediğimizde TL’nin değer kaybında her zamanki gibi rakip tanımadığını görüyoruz. Yılbaşında bu yana dolar karşısında yüzde 5.07 değer kaybeden TL, bu oranla bir dönem ‘kırılgan beşli’ içinde yer alan Hindistan, Brezilya, G. Afrika ve Endonezya para birimleri arasında en kötü performansı gerçekleştirdi. TL, son 3 ayda benzer ekonomilerin para birimlerine göre 3 kat daha yüksek oranda negatif ayrıştı. Hindistan Rupisi yılbaşından bu yana dolar karşısında yüzde 1.57, Endonezya Rupisi ise yüzde 1.29 değer kaybetti. Brezilya Reali ise yüzde 0.05 değer kaybı ile yatay seyretti. Güney Afrika Randı ise aynı dönemde dolara karşı yüzde 5.96 değer kazandı.

5 YILDA YÜZDE 116 KAYIP


Öte yandan, bu 5 ülke hariç, Türkiye’nin muadili kabul edilen diğer gelişen ülkelerin para birimlerini incelediğimizde de TL’den daha fazla değer kaybeden yüzde 8.39 ile bir tek Arjantin Pezosu dikkat çekti. ABD Başkanı Donald Trump’ın iktidara gelmesinden sonra sıkıntılı günler yaşayan Meksika Pezosu son 3 ayda yüzde 6.69, Rus Rublesi ise yüzde 0.72 oranında değer kazandı. Global ekonomide oluşan en küçük bir olumsuzluktan tüm gelişen para birimleri etkileniyor, ancak en savunmasız para birimi ise çoğunlukla TL oluyor. Türk Lirası 2013’den bu yana üst üste 5 yıldır değer kaybetti ve bir toparlanma gösteremedi. ABD Merkez Bankası’nın (FED) eski Başkanı Ben Bernanke’nin para politikasının sıkılaşabileceğinin ilk sinyalini verdiği 22 Mayıs 2013 tarihinden bu yana ekonomilerini ‘sıcak para’ ile döndüren gelişen ülkelerin, para birimleri dolar karşısında hızla değer kaybetmeye başladı. 22 Mayıs 2013’de 1.84 lira seviyesinde olan dolar, dün 3.9965 lirayı test ederken aynı zamanda geçen sürede yüzde 117 oranında değer kaybı yaşadı. Aynı dönemde, Brezilya Reali yüzde 65, Endonezya Rupisi yüzde 42, Güney Afrika Randı yüzde 25, Hindistan Rupisi ise yüzde 18 değer kaybetti.

11

KUR ENFLASYONA YANSIYABİLİR


Kur ve enflasyon yüksek kalmaya devam ederken, büyümenin sağlığı konusunda soru işaretleri de giderek artıyor. Artan kurlar ise enflasyonun görünümünün bozulmasına yol açıyor. Bu da zamları beraberinde getiriyor. Ekonomistlerin hesaplamalarına göre, Türk Lirası’ndaki yüzde 10’luk kalıcı bir değer kaybı enflasyonda 1.5 puan artışa neden oluyor. 2013 yılında Türkiye enflasyonu yüzde 7.4 iken, şubat ayı enflasyonu yüzde 10.26 seviyesine ulaştı. 8 Mart günü açıklanan cari açık Türkiye’de ödemeler dengesinin de bozulduğunu gösterdi. Türkiye’nin yıllık cari açığı ocak ayında 51.5 milyar dolara ulaştı. Bu gelişmeler TL ve tahvil satıp döviz talebini tetikledi.

YABANCI YÜKSEK FAİZ İSTER


Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in 7 Mart 2018’de Türkiye’nin kredi notunu ‘Ba2’ye düşürdüğünü, görünümü de ‘pozitif’ yerine ‘durağan’a çevirdiğini hatırlatan Alnus Yatırım Araştırma Müdürü Yunus Kaya, “2017’de yatay seyreden dolar 31 Aralık akşamı 3.80 liraydı. Notun düşmesi, kredi verenlerin yükleneceği riskin arttığını da gösteriyor. Bu yüzden, Türkiye tahvillerinden yabancı çıkışı önümüzdeki dönemde artabilir ya da daha fazla faiz talep ederler” dedi.