İzmir’in batısında, kendi adını taşıyan yarımadanın en ucunda bulunan ve tarih boyunca gemiciler tarafından “Küçük Liman” diye adlandırılan bölgede yer alıyor Çeşme. İsmini buz gibi suların aktığı çeşmelerden aldığı da biliniyor. Peki Türkiye’nin gözde turizm merkezlerinden Çeşme’de neler yaşanıyor? Halk neden huzursuz? Anlatalım: Uzun zamandır balık çiftlikleri, Rüzgar Enerji Santrali (RES), taş ocakları, yüksek katlı yapılaşma, sit alanlarının betonlaşmaya açılması tartışmalarıyla gündemde olan Çeşme, dağ gibi biriken sorunların altında boğuluyor. İlçeye gelenler hemen farkına varıyor: Alt yapı çöktü, kanalizasyon atıkları sokaklara taşıyor, derelere ve denize akıyor. Birçok noktada çöp dağları oluşmuş durumda.
DENETİMSİZLİK SORUNU VAR
Örneğin... Çeşme’nin çekim merkezlerinden Alaçatı Mahallesi bir dizi sorun nedeniyle marka değerini kaybetme riski altında. Seyyar satıcı ve dilencilerin kol gezdiği Alaçatı’daki gürültü kirliliği de gözde turizm merkezinin huzurunu kaçırıyor. Denetimsizlik sonucu ortaya çıkan sorunlar yumağı Çeşme’nin turizm değerini düşürüyor, dolayısıyla ekonomiye de kan kaybettiriyor. Öte yandan, dar sokaklardan oluşan ve yoğun kalabalık sebebiyle güçlükle yürünebilen Alaçatı’da acil durumlar karşısında alınan etkili önlem yok. Yangın çıktığında standart itfaiye araçlarının bu sokaklara girebilmesi mümkün değil. İtfaiye araçları hortumlarının da her yere ulaşabilmesi imkansız. Benzer risk ambulanslar için de söz konusu.
ALT YAPI İFLAS ETMEK ÜZERE
Bir başka sorun da şu: Her yaz mevsiminde milyonlarca turistin akın ettiği Çeşme’nin kanalizasyon alt yapısı yoğunluğu taşıyamıyor. Kirli atıklar yağmur suyu kanallarına veriliyor. Alaçatı, Şifne ve Ilıca Mahalleleri ile Yıldızburnu mevkii başta olmak üzere ilçenin birçok noktasından kanalizasyon atıkları rögar kapaklarından taşarak sokaklara, derelere ve denize akıyor. Hatta bazı yerlerde kanalizasyon atıkları borular ile doğrudan denize akıtılıyor. Etrafı lağım kokusu kaplıyor.
GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİ HAD SAFHADA
Alaçatı’nın huzurunu kaçıran başlıca sorunlardan biri de müzik kirliliği. Kaymakamlık ve belediye öncülüğünde alınan kararlarla müzik yayınını sonlandırma saati 01:00, ses desibel sınırı da 75 olarak belirlenmişti. Fakat işletmelerin büyük kısmı bu yasaklara uymuyor. Müzik yayınları saat 03:00’e kadar sürerken, ses sınırı da aşılıyor. Yüksek sesli müziklerin birbirine karıştığı Alaçatı’da tam bir keşmekeş yaşanıyor. Denetim yapılmıyor. Yurttaşların ihbar ve şikayetleri de dikkate alınmıyor.
Yeni konut bölgesinde alt yapı bile yok
Şifne Mahallesi’nde iki yıl önce tamamlanan ve yaklaşık 1500 hanenin yer aldığı TOKİ konutları bölgesinde ise alt yapı sistemi hiç yok. Su ve kanalizasyon sisteminin yapılmadığı bölgede su ilkel yöntemlerle artezyen kuyularından temin ediliyor. Mutfak ve kanalizasyon sıvı atıkları denize veriliyor.
İşletmelerin çoğu fiyat tabelası asmıyor
Vatandaşların bir başka şikayet konusu da fahiş fiyatlar. İşletmelerin çoğunda fiyat listesi asılmıyor. Vatandaşlar fiyat denetimsizliğinden de şikayet ediyor. Hizmet kalitesinde sorunlar yaşanıyor.
Alaçatı çöp dağları altında
Alaçatı’da özellikle işletmelerin önünde biriken çöpler de çevre ve halk sağlığını tehdit ediyor. Küçük boyutlu çöp toplama araçlarının seyrek aralıklarla girdiği Alaçatı’da, çöp toplama işlemleri yetersiz kalıyor. İşletmelerin önlerinde yığılan çöp dağları saatlerce toplanmayı beklerken etrafı pis kokular, sinek ve böcekler sarıyor. Çözüm bulunamıyor.
Seyyar satıcılar ve dilenciler kol geziyor
Denetimsizliğin göze çarptığı olgulardan biri de seyyar satıcılar ve dilenciler. Alaçatı’nın birçok sokağına yayılan seyyar satıcılar, kalitesiz ürünlerin göze çarptığı derme çatma stantlar, hem görüntü kirliliği, hem de kalitesi düşük ürünler nedeniyle eleştiriliyor. Bu arada dilenciler de Alaçatı’yı mesken tutmuş durumda. Çok sayıda dilencinin yerleşik halka ve turistlere rahatsızlık verdiği Alaçatı’da buna dur diyen yetkili makam yok.