Siz değerli Sözcü okurları bu yazı başlığını bir yerden hatırlıyoruz diyeceksiniz. Hafızanız sizi yanıltmıyor 18 Kasım‘da bu sütunlarda “Bankacılık lobisi konkordatoyu bitiriyor” başlıklı yazımda; torba kanun teklifinin yasalaşması ile birlikte artık konkordato ilan etmenin mümkün olamayacağı öngörümü sizlerle paylaşmıştım. Nihayet beklenen düzenleme yasalaştı ve 19 Aralık ‘da Resmi Gazete’de yayımlandı. Hem de 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Tahsilin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun ile yapıldı düzenleme.

BAĞIMSIZ DENETİM RAPORU ALMAK ARTIK ÇOK ZOR...

Yeni düzenleme ile konkordato başvurusu sırasında Ticaret Mahkemesine Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yetkilendirilen bağımsız denetim kuruluşu tarafından Türkiye Denetim Standartları’na göre yapılacak denetim kapsamında hazırlanan ve konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşeceği hususunda makul güvence veren denetim raporu ve dayanakları ile müracaat edilecektir.

Ayrıca küçük işletmeler bakımından, konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu gösteren bağımsız denetim rapor şartının uygulanmayacağı hükmü kaldırılmıştır. Böylece tüm işletmelere, belirtilen nitelikte bağımsız denetim raporu düzenletme şartı getirilmiştir.

Denetim raporlarını hazırlayacakların çalışma şekli, denetimleri ve sorumluluklarının tespitinde, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’nun (KGK) Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerinin geçerli olacağı düzenlemesi yapılmıştır. Mali tabloların tarihinin, başvuru tarihinden en fazla kırk beş gün önce olma zorunluluğu kaldırılmıştır.

Yeni yasal düzenlemeyle birlikte, konkordato komiseri olarak üç kişinin görevlendirilmesi halinde birinin mahkemenin bulunduğu ilde faaliyet göstermek şartıyla Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından yetkilendirilmiş bağımsız denetçi olması, zorunluluğu getirilmiştir. O il sınırları içinde faaliyet gösteren bu nitelikte bir bağımsız denetçi bulunmuyorsa, bu zorunluluk söz konusu olmayacaktır. Bir kişi eş zamanlı olarak beşten fazla dosyada geçici komiser ve komiser olarak görev yapamayacak.

HAKİMLER NİYET Mİ OKUYACAKLAR?

İcra İflas Kanunu’nun “Kesin mühlet içinde konkordato talebinin reddi ile iflâsın açılması” başlığı taşıyan maddesine, iflâsa tabi olan borçlular bakımından, kesin mühletin verilmesinden sonra, komiserin yazılı raporu üzerine mahkemenin kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflâsına resen karar vereceği hal olarak “ya da borçlunun alacaklıları zarara uğratma amacıyla hareket ettiği anlaşılıyorsa” gibi çok tehlikeli bir ibare eklenerek, konkordato müessesi tamamen subjektif bir değerlendirmeye mahkum edilmiştir.

KONKORDATO YOK İFLAS VERELİM!

Yukarıda açıkladığım yürürlüğe giren düzenlemelerden sonra; borçlu kişi ve kurumların Ticaret Mahkemelerine başvurarak konkordato ilan etmeleri artık mümkün olamayacaktır.

Her şeyden önce; Finansal Analiz Raporu yerine “Makul Güvence Veren Denetim Raporu” düzenleyecek bağımsız denetim şirketi bulamayacaklardır. Mahkemelere verilmeyen sorumluluk denetim şirketlerine verilerek sistemin işlememesi sağlanmıştır. Bu tür bir raporun 3 aydan önce hazırlanamayacağı gerçeği, lisansı kaybetme olasılığı ile birlikte yıllarca sürecek tazminat davaları riskini bu şirketler almayacaklardır.

Diyelim ki, böyle bir bağımsız denetim şirketi buldunuz ve konkordato ilan ettiniz. Konkordato sürecinde de, deyim yerinde ise, hep sırat köprüsünde olacaksınız. Mahkeme sizin “alacaklıları zarara uğratma amacı” ile hareket ettiğinize kanaat getirirse; her zaman fişi çekip, iflasınıza karar verebilecektir.

Bankacılık lobisine teslim olup, borçlulara en fazla 5 aylık süreyi bile çok görenler, iflas dalgası başlayınca “biz ne yaptık” diyeceklerdir ama artık iş işten geçmiş olacaktır.