Reel sektör krizinin artık tamamen hissedilmeye başlandığı bugünlerde, konkordato talep eden firmaların sayısı hızla 3.000’leri aşmış durumda. Bu sayı; konkordato talep edenlere son günlerde devletten hakkedişlerini alamayan firmaların katılımı ile beraber yükseliyor.
Devletten alacağını alamadığı için konkordato talep eden firmalar, sıradan küçük firmalar değil, binlerce çalışanı olan önemli projelerde yer alan şirketler.

İNSANIN AKLI ALMIYOR DEĞİL Mİ?

Devletten ihale al, işini yap, hakediş bekle ama ödeme alama. Gerekçe; devlette para bitti.
Ticari yaşamdaki riskleri iyi hesaplamayıp, konkordato talep edenleri; basiretsizlik ve iş bilmezlik ile suçlayabiliriz. Devletten ihale kazanıp, işi yapıp, parasını alamayanı ne ile suçlayacağız?
Devletin ihale yaptığı işlerin ödenekleri bütçeye konur. Ödeneği bütçeye konulmayan bir işin ihale edilmesi mümkün olmadığına göre; bu işlere ayrılan ödenekler başka fasıllara kaydırılmış ya da ilk 9 aydaki bütçe açığı kaynakları yok etmiş.
Devlete yaptığı işin bedelini tahsil edemediği için, ticaret mahkemelerine konkordato başvurusunda bulunan şirketlerin konkordato taleplerinin kabulü için hayati öneme haiz konkordato ön raporunu hazırlamaları çok kolay. “Devlet bize, biz alacaklılara ödeme yapacağız’’ demeleri yeterli olacaktır.
Durum gerçekten vahim... Başka bir ülkede devletin iş yaptırıp, parasını ödemeyerek binlerce mağdur yarattığı başka bir örnek bulmak çok zor.
Devletten alacağını tahsil edemediği için konkordato talep eden firmalar ve bu firmalardan alacaklı olanlar uğradıkları zararlar için, idareye tazminat davası açabilirler mi?
Açabilirler, ama lehlerine karar çıkar mı?
Sorunun cevabını siz düşünün.

konkordato

İŞÇİLER NASIL ETKİLENİR?

Konkordatodan etkilenenlerden bahsedilirken, hep alacaklıların nasıl etkilendiği konusu gündeme taşınır. O şirketlerde çalışan emekçilerden tek satır söz edilmez. Bu kısır döngünün dışına çıkarak; emekçilerin konkordato sürecindeki durumlarını aşağıdaki gibi özetlemek istiyorum.
Her şeyden önce, işletmelerin faaliyetine devam etmesi ön koşul olduğuna göre; konkordato komiseri, önce işçi alacaklarının ödenmesini sağlamak zorundadır. Bu mümkün olmaz ise; konkordato ilan eden işverenin işyerinde çalışan işçiler, üç aylık ücretlerini ücret garanti fonundan alabilirler.
Şirketin konkordato ilan etmesi, işçilere tek başına haklı fesih hakkı vermeyecektir. İşçilerin son bir yıla ait alacakları için, haciz işlemi yapmaları mümkündür.
Konkordato ilan eden şirkete geçici veya kesin mühlet boyunca, sosyal güvenlik primleri açısından takip yapılması mümkün değildir.
Ülkemizin reel sektör krizinden bir an önce çıkarak; iş sahiplerinin ve emekçilerin unuttuğumuz üretim sürecine dönmesi, ekonomik kriz değil psikolojik kriz olduğunu iddia edenleri de rahatlatacaktır.