Maliye Bakanlığı, gelir vergisi mükelleflerinden geçmiş takvim yılı gelirleri ile ilgili olarak, izleyen yılın mart ayında beyan ettikleri matrahlar üzerinden en yüksek vergi ödeyen mükelleflerin isimlerini kamuoyu ile paylaşmaktadır. Aynı şekilde, kurumlar vergisi mükelleflerinden bitmiş hesap döneminde elde etmiş oldukları “kurum kazancı” üzerinden en yüksek vergi ödeyen kurumların isimleri de kamuoyu ile paylaşılmaktadır.

Her yıl mayıs ayında kamuoyu ile paylaşılan bu listeler, bu yıl kasım ayının başında kamuoyu ile paylaşıldı.

AYNI HAMAM, AYNI TAS…

Bu listelere şöyle bir göz attığımızda; 25 yıldır hiç değişmeyen “hazin” bir tablo gözümüzün önünde durmaktadır. Bu listeler aslında, Türk vergi sisteminin çöktüğünün ve kökten değişmesi gerektiğinin bir belgesidir de. Tabi anlayana...…

Gelir Vergisi’nde 1994 yılına kadar, genelev patroniçesi Matild Manukyan vergi rekortmeni oluyordu. Siyasiler bu durumdan çok rahatsız idiler. Manukyan’a Türkiye birinciliği ödülünü vermek, genellikle vergi dairesi müdürlerine kalıyordu. Hemen bir çözüm bulundu, önce “vergi alacağı” müessesesi, sonra ise şirket patronlarına dağıtılan kâr paylarının şirket bünyesinde yüzde 15 Gelir Vergisi stopajına tabi tutulması, sonrasında şirket patronlarının bu kâr paylarının yarısını (diğer yarısı vergiden istisna edildi) beyan etmeleri, ama toplam kâr payı üzerinden kesilen yüzde 15 stopajın tamamını ödeyecekleri Gelir Vergisi’nden mahsubu imkânı getirilerek, iş çözülmüş oldu.

Gelir Vergisi rekortmenleri listesinde çoğunlukla holding patronlarının bulunması, bu yüzdendir.

Kurumlar Vergisi rekortmenler listesinin yükünü başta bankalar olmak üzere, hizmet sektörünün çektiğini görmekteyiz. Bir ülkede, o ülkenin Merkez Bankası kurumlar vergisinde birinci oluyor ise, o ülkenin vergi sistemini tanımak için ikinci bir soru sormaya gerek olmadığını düşünüyorum.

BU RAKAMLARA YAYIN YASAĞI GETİRMEK LAZIM!

Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı en çok Gelir ve Kurumlar Cergisi ödeyenler listesi; 2017 yılında elde edilen gelirlerle ilgili olduğuna göre, 2017 yılının hemen röntgenini çekelim:

06szt09a_ist_izm_ant_trb_ank_adn

KAZANCINI GİZLEME OLANAĞI BULUNMAYAN MECBUREN LİSTEYE GİRİYOR


Türk vergi sistemi; adaletsiz dolaylı vergiler üzerine kurulmuş, mükelleflerin “gönüllerinden ne koparsa” onu beyan ettikleri ve vergi cennetlerini aratmayan bir yapıdır. Vergi sisteminde, kimseye harcama ve tasarrufunun kaynağı sorulmadığı için, ortalık güllük gülistanlık durumdadır. Üstelik vergi sistemimizde oto-kontrol ve vergi güvenlik müesseseleri de olmadığı için, mükelleflerin işi çok kolaydır.

Şirketinizden kâr payı alıyorsanız, gayrimenkullerinizi işyeri olarak kiraya veriyor iseniz veya avukat olarak yabancı ve yerli şirketlere hizmet veriyor iseniz, kazancınızı beyan dışı bırakma şansınız olmadığı için mecbur listeye giriyorsunuz. Listeye mecburiyetten girenler; mafyanın hedefi olmamak, akraba, eş ve dostun borç talepleriyle muhatap olmamak için, zaten ismini açıklatmıyor. Bazen şirketler aralarındaki ticari rekabet nedeniyle, listeye girmelerine rağmen şirketlerinin isimlerini gizli tutuyorlar.

Vergi rekortmenleri listesi, Türk vergi sisteminin perişan halinin vesikası niteliğini taşıdığı için, Hazine ve Maliye Bakanı’nın yerinde olsam, artık bu listeleri yayınlatmam.

Ayrıca bu listeleri görenlerin, vergi kaçırma yönünde daha çok motive olduklarını da belirtmemiz gerekmektedir.