Yukarıdaki başlığı okuyunca “Denizin de kanserlisi olur mu?” diyeceksiniz.
Bizim ülkede olmaz diye bir şey yoktur. Her şey olur!
Türkiye’nin bir cennet adası var: Bozcaada...
Antik Yunan çağının yazarı Homeros’un şu sözü ünlüdür:
“Tanrı, insanlar daha uzun, daha sağlıklı yaşasınlar diye Tenedos’u yarattı.”
“Tenedos” Bozcaada’nın antik çağdaki adıdır. Bu ada doğallığı, temizliği ile dünyanın sayılı adalarından biridir. Üzüm bağları, endemik (yalnız o yere ait olan, başka bölgede yetişmeyen) bitkileri ile zengin bir doğa harikasıdır.
Bu muhteşem ada yavaş yavaş yaşanmaz hale geliyor!

* * *

Dört yıl önce, 2014’ün fırtınalı bir gününde “Mercy Cod” adlı ve Sierra Leone bandıralı bir yük gemisi Bozcaada’nın Beylik Koyu’nda karaya oturdu. Kendi haline terk edilen gemi, yıllar içinde çürüdü.
Hayvansever, doğa gönüllüsü, Bozcaada sevdalısı olan “Bozcaada Forum” geminin asbestli olduğunu ve kanserojen maddeler içerdiğini tespit ettirip adadan uzaklaştırılması talebinde bulundu ama yerel yönetim de genel yönetim de bu isteğe uymadı. İnsanların sağlığı onlar için önemsiz miydi?

* * *

4 yıl sonra bu yılın nisan ayında gemi ilkel yöntemlerle parçalanıp taşındı. Ancak kamuoyu baskısıyla yapılan analizler sonucu Beylik Koyu’nun sularında kanser içeren “asbest” olduğu ve insan sağlığını tehdit eden diğer ağır metallerin de koyun dibine çöktüğü tespit edildi.
Şimdi bu kanserli ve zehirli maddelerin, akıntı ve balıklar aracılığıyla adanın diğer koylarını da etkilemeye başlayarak insan sağlığını tehdit ettiği belirtiliyor.
Asbestli geminin teknolojik yöntemlerle sökülüp taşınması yerine, en ilkel şartlarla parçalanarak taşınması ve tortusunun Beylik Koyu’nda bırakılması büyük hata oldu.
İşin garibi tüm uyarılara rağmen koy, halen “halka açık plaj” olarak hizmete devam ediyor, insanlar kanserojen maddeler içeren sularda yüzüyor, deniz banyosu yapıyor!
Yöneticiler “Allah insanımızı korur!” mantığı içinde...
Oysa Allah insana akıl vermiştir, aklını kullanmayanları (aptalları) korumaz!

Kalplerinde Allah yok!


Tembellik onlarda... Irza tecavüz onlarda...
Sahtekârlık, dolandırıcılık, her türlü ahlâksızlık onlarda...
İnsanları dinle kandırmayı meslek edinmişler!
Hem bu yolla saf vatandaşları dolandırıp para kazanıyorlar, hem de halkımızın kendilerine emanet ettikleri çocukların ırzına geçiyorlar!
İşte o iğrenç şeyh de bunlardan biri!

* * *

Kısa bir süre önce Konya’da, tarikat şeyhi olan bir adam, 17 ile 22 yaşları arasındaki 7 erkek müridine tecavüz ettiği gerekçesiyle tutuklandı.
Kendisinden dini bilgiler almaya gelen 7 genci kandırıp defalarca cinsel istismarda bulunduğu anlaşılan Tarikat Şeyhi  (S.I), 70 yıla kadar hapis istemiyle Konya 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaya başlandı.
Savcı, bazı mağdurlara birden fazla cinsel istismarda bulunması nedeniyle şeyhin cezasının suç oranına göre artırılmasını talep etti.

* * *

Bu arada, ahlâksız adamın bir skandalı daha ortaya çıktı.
Irza geçme haberlerinin basında yer alması üzerine 20 yaşlarındaki bir delikanlı karakola başvurarak, şeyhin müridi olduğunu ve adamın kendisine de cinsel istismarda bulunduğunu söyleyerek şikâyetçi oldu. Genç adam “Şeyh beni de sürekli taciz ediyor, sarılıyor, dudaklarımdan öpüyor, oramı buramı okşuyordu” diye ifade verdi.
İnsanları dinle aldatan sahtekârların Allah sadece ağızlarında var, kalplerinde yok!

TEBESSÜM

Amerikalıya hediye!


Amerikalı bir bilim adamı konferans için geldiği Trabzon’un Hamsi Bey Köyü’nde halk tarafından çok sevilir.
Dönüşte köylüler Amerikalıya bir hediye vermek isterler. Toplantı yaparlar. Fakat hediyenin ne olacağı konusunda anlaşamazlar.
Her kafadan bir ses çıkınca Dursun, kalabalığa dönerek:
“Arkadaşlar, öyle yeyup bitecek hediyenin kıymetu yok. Adama öyle bir hediye verelum ki, eline her aldığında bizi hatirlasun.”
Temel kalabalık arasından “Öyle bir hediye buldum valla” diye seslenir ve ekler:
“Amerikalıyı sünnet edelum!”

GÜNÜN SÖZÜ


Despotların çok korkusu vardır. En önemli ikisi: Ölüm ve yanındakilerin ihanetidir!

zam

plusbanner2x