Eski Başbakan Necmettin Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan’ın 1 no’lu kurucusu ve kurucu genel başkanı olduğu, “şehzade” diye açıklanan Abdülhamit Kayıhan Osmanoğlu ve aralarında avukatlar, profesör unvanlı akademisyenler, eski milletvekillerinin de bulunduğu kişiler tarafından “Yeniden Refah Partisi” kuruldu.

30 kişi bir araya gelip siyasi parti kurabilir. Yasal bir engel yok. Kimsenin rahmetli Necmettin Erbakan ya da ailesine düşmanlığı yoktur. Ama, ülkemizde anayasa ve yasalara uyulmasını istemek, çaba göstermek de başta hukukçuların görevidir. Nitekim, bir hukukçu, partinin kapatılması için Yargıtay C. Başsavcılığı’na dilekçe verdi.

MAHKEME KARARLARI VAR

Anayasada ve Siyasi Partiler Yasası’nda (SPY), Anayasa Mahkemesi’nce kapatılan siyasi partilerin başka bir ad altında kurulmayacağı belirtiliyor. Yine SPY’nda, Anayasa Mahkemesi’nce kapatılan partilerin isim, amblem, rumuz, rozet veya benzeri işaretlerinin aynen veya iltibasa yer verecek biçimde kullanılamayacağı, kurulacak siyasi partilerin Anayasa Mahkemesi’nce kapatılan siyasi partilerin devamı olduklarını beyan edemeyecekleri ve böyle bir iddiada bulunamayacakları da belirtiliyor.

Refah Partisi, laik Cumhuriyet ilkesine aykırılığın odağı olduğu için Anayasa Mahkemesi’nce 1998 yılında kapatıldı. Kapatma kararı nedeniyle hak ihlali yaratıldığı konusunda yapılan başvurular da İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin (İHAM) 3’üncü Dairesi tarafından 2001 yılında reddedildi.

Bu karara yapılan itirazlar da İHAM Büyük Dairesi’nce 2003 yılında reddedildi. Türkiye’de verilen siyasi parti kapatma kararları hakkında İHAM’ne yapılan başvurular içinde Refah Partisi hakkındaki kapatma kararı, İHAM’nin Türkiye’yi haklı bulduğu tek siyasi parti kapatma kararı olması yönüyle de dikkat çekiyor.

KARŞILIĞI: KAPATILMA

Yargıtay C. Başsavcılığı Siyasi Partiler Masası’nda uzun dönem görev yapan Ömer Faruk Eminağaoğlu’na sordum, şunları söyledi:

“Yasada konu sadece isim, amblem ve rumuzların kullanılması boyutunda kalsa, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın açacağı dava üzerine Anayasa Mahkemesi’nin en geç 30 gün içinde başvuruyu inceleyip sadece bu isim, amblem ve rumuzların hükümsüzlüğüne karar vermesi gerekiyor.

Ancak kapatılan partinin başka bir ad altında kurulduğu veya kapatılan partinin devamı niteliğinde parti kurulduğu konusunun yaptırımı ise bu durumların tespiti halinde tartışmasız olarak kapatma yaptırımıdır. Anayasa ve yasalarda her şey apaçık düzenleniyor. Buna rağmen anayasa ve yasaların hiçbir hükmü kalmamış olmalı ki bu şekilde hareket edilebiliyor.”

Fatih Erbakan, partinin adını açıklamadan bu durumu araştırmalıydı. Kapatma kararı verilirse, “Biz iktidara geliyorduk, engellemek için kapattılar” dememeli, yargı organlarını suçlamamalı.

“BÜROKSİ CHP’Lİ BAŞKANLARA MESAFELİ”


Önseçim, temayül yoklamaları yapılmayacak yerlerde özellikle yeniden adaylık için başvuran başkanlar için muhtarlardan, meslek odalarından, derneklerden de bilgi alınıyor. CHP’nin güçlü olduğu Kadıköy’den de 8 aday adayı var. Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu’nun, başkan ve belediye meclis üyeleri seçimiyle ilgili şöyle bir önerisi var:

“Partimizin ilçe teşkilatları okul gibi olmalı. Orada üç-beş günlük değil, uzun süreli eğitim verilmeli. Belediyecilik bu okulda öğretilmeli. Gelen belediye meclis üyeleri, işleyişi öğrenene kadar aradan neredeyse iki yıl geçiyor. Karar vericiler aktif olmalı, her şeyi başkana bırakmamalı.”

Kadıköy Belediye Başkanı, ilçesi için “Avrupa’da ne varsa bizde de var. Daha fazlası da olacak” diyor ve bunlarla ilgili çokça örnekler sıralıyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi nedeniyle kaygıları var. Onu da şöyle aktarıyor:

“Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gerekirken, Başkanlık sisteminde tam tersi oluyor. Demokrasinin güçlenmesi yerel yönetimlerden geçiyor. Vali ve kaymakamlar, parti genel başkanı olan cumhurbaşkanının kontrolünde oluyor. Bu sistemde, bürokrasinin CHP’li belediye başkanlarıyla ilişkilerinde korku ve ürkeklik başladı.”

Bu sistemin sakıncalarıyla ilgili söylenmeyen kalmamıştı. Yavaş yavaş görülmeye de başlandı bile...