Türkiye son yıllarda enerji ithalatına yılda ortalama 45-50 milyar dolar harcıyor. Enerjide dışa bağımlı olmamıza rağmen, tasarruf konusunda yeterince adım atılmıyor. Türkiye’de tüketilen enerjinin yüzde 30.5’i binalarda kullanılırken, bu enerjinin de yüzde 80’i ısıtma ve soğutma amacıyla kullanılıyor. Türkiye’de 9 milyon bina bulunduğunu söyleyen Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği (İZODER) Başkanı Levent Pelesen, yalıtım olan ve enerji kimlik belgesine sahip sadece 1 milyon bina bulunduğunu belirtti. Türkiye’nin yıllık enerji faturasının iç üretimlerle birlikte yaklaşık 60 milyar dolar olduğunu ifade eden Pelesen, tüm binalara yatılım yapılması durumunda yıllık ekonomiye katkısının 9 milyar dolar olacağını kaydetti.

OCAKTA YENİ DÖNEM

En büyük ithalat kaleminin enerji olduğunu hatırlatan Pelesen, “Her yıl 300 bin konutun mevcut mevzuatlara uygun olarak yalıtılması durumunda sağlanacak yıllık enerji tasarrufu, yaklaşık olarak ısıtma için 97.5 milyon metreküp doğalgaz ve soğutma için yaklaşık 314 milyon kilovatsaat elektrik enerjisine karşılık geliyor. Dolayısıyla 5 yıllık bir süre içinde 6 milyar TL’nin üzerinde tasarruf edilmesi söz konusu. Türkiye’deki tüm binaları ısı yalıtımlı hale getirerek, ülkemizin toplam enerji faturasını yaklaşık yüzde 15 azaltmamız mümkün” dedi.



Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği gereğince yeni inşa edilen binalar için “enerji kimlik belgesi” alınmasının 2011’de zorunlu olduğunu hatırlatan Pelesen, 1 Ocak 2020 tarihi itibarıyla bu belgeye sahip olmayanların tapu işlemlerinin yapılmayacağını kaydetti. Daha önce bu uygulamanın 3 defa ertelendiğini anlatan Pelesen, bu sefer ertelenme olmayacağını ve ocak ayı ile birlikte işlemlerin başlayacağını dile getirdi. Enerji kimlik belgesinin maliyetinin DASK’tan da düşük olduğunu ifade eden Pelesen, 40 ila 150 TL arasında bir bedelle bu kimliğin alınabildiğini belirtti. Pelesen, “Artık ev alırken, satarken ya da kiralarken sadece konumuna, manzarasına, oda sayısına değil kimlik belgesine de bakılmalı. Binaların ne kadar enerji harcadığını gösteren enerji kimlik belgesi aynı zamanda sınıfını da belirliyor” diye konuştu.

Levent Pelesen

Depreme hazırlık için izolasyon gerekiyor


1999 depremi sonrası yıkılan binalarda incelemeler yapıldığını anlatan İZODER Başkanı Levent Pelesen, yıkılmış binaların yüzde 64’ünün demirinin yalıtım olmadığı için nemden eridiğini tespit ettiklerini dile getirdi. Hatta bazı demirlerin tel kadar inceldiğini söyleyen Pelesen, ısı ve su yalıtımlarının demire suyun gitmesini engellediğini kaydetti. Deprem kuşağında yer alan ülkemizde korkmak yerine, yapıyı oluşturan ana elemanlar demir ve betonu koruyan su yalıtımına sahip binalarla depreme hazırlıklı olmalıyız. Pelesen, “Betonarme yapı sistemlerinin en çok etkilendikleri noktalardan biri suya karşı hassasiyetleridir.  Yapılara suyun nüfuz etmesi halinde taşıyıcı elemanlardaki demir donatılar korozyona maruz kalarak paslanıyor ve binaların ömrü ve dayanıklılığı azalıyor” dedi.