İYİ Parti Gaziosmanpaşa İlçe Başkanlığı'nın düzenlemiş olduğu 'Atatürk ve Türk Kadını' konulu etkinlik, Gaziosmanpaşa Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi.

İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu'nun da katıldığı etkinlikte, 22. dönem CHP İstanbul Milletvekili Güldal Okuducu 'Türk Kadınlarının Ulusal Bağımsızlık ve Cumhuriyet Yolunda Yürüyüşleri konulu bir sunum gerçekleştirdi.

Okuducu'nun senaristi ve yapımcısı olduğu, Kuvayı Milliye kadınlarını anlatan 'Bir Minnet Hikayesi' adlı belgesel de davetlilerle buluştu.

İYİ Parti Gaziosmanpaşa Kadın Politikalarından Sorumlu İlçe Başkan Yardımcısı Aycan Çelebi, İlçe Başkanı Harun Çapur, yönetim ve ilçe teşkilatının hazır bulunduğu etkinliğin sunuculuğunu Ayla Özdemir yaptı.


İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu


İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, selamlama konuşmasına, genel başkanı kadın olan bir partinin il başkanı olarak böyle bir panelde konuşmanın anlam ve öneminin çok daha büyük olduğunu vurgulayarak başladı. Türk Kadınının bağımsızlık yürüyüşünün hâlâ devam ettiğine dikkat çeken Kavuncu şunları söyledi:

BUĞRA KAVUNCU: KADIN ÖZGÜRLEŞTİKÇE TOPLUM ÖZGÜRLEŞİR

"Ülkemizde birçok kavramın, birçok değerin, özgürlüğün, bağımsızlığın, Cumhuriyetin artık tehlikeye düştüğü bir anda, yine bir kadın çıkıyor, bir kadın cesareti çıkıyor, o zorlu dönemde bir parti kuruyor ve 2 yıl içerisinde de Türkiye'de yepyeni bir dönemin başlamasına vesile oluyor. O anlamda hakikaten Türk Kadınının büyük yürüyüşü devam ediyor. Bunu çok önemsiyorum. Parti kurulurken ne kadar zorlu bir süreçten geçtiğimizi, bir korku duvarıyla karşı karşıya olduğumuzu, o dönem çok büyük sıkıntılara, maruz bırakıldığımızı çok net hatırlıyorum. Ama genel başkanımızın cesareti, sabrı, feraseti ve kararlılığı hiçbirimizi en ufak bir tereddüte düşürmedi. Ve o kararlılık, o fedakarlık, o fedakarca bakış açısı ve seçim döneminde ülkenin menfaatini herşeyin üstünde tutabilme erdemi, bugün hakikaten Türkiyedeki değişimin, "Artık hiçbirşey eskisi gibi olmayacak" dememizin de en büyük nedeni oldu. Genel başkanımızın şahsında bütün bu ülkenin cesur kadınlarına çok teşekkür ediyorum. Kadın geliştikçe toplum gelişir. Kadın özgürleştikçe toplum özgürleşir. Kadının eğitilmesi, kadının özgürlüğü toplumu özgürleştirecektir. Tek kanatla kalkınmamız, uçabilmemiz mümkün değil. İki kanatla ancak havada kalır, iki kanatla ancak gitmek istediğimiz yere gidebiliriz. "

İYİ Parti Gaziosmanpaşa Kadın Politikalarından Sorumlu Başkan Yardımcısı Aycan Çelebi


ÇELEBİ: HİÇBİR ÜLKEDE HİÇBİR LİDER KADIN HAKLARI İÇİN ATATÜRK KADAR DUYARLI OLMAMIŞTIR

Programın açılış konuşmasını İYİ Parti Gaziosmanpaşa Kadın Politikalarından Sorumlu Başkan Yardımcısı Aycan Çelebi yaptı.
Çelebi, "Mustafa Kemal Atatürk, "Dünya yüzünde gördüğünüz her şey kadının eseridir" diyecek kadar kadının toplum içindeki yerini takdir etmektedir. Kadın haklarını, batılılaşmanın ve çağdaşlaşmanın bir unsuru olarak algılamıştır. Türk kadınına her zaman güvenmiş ve Türk kadınının toplumda hak ettiği yere gelebilmesi için öncü reformlarda bulunmuştur. Hiçbir ülkede hiçbir lider, kadın hakları için böylesine duyarlı olmamıştır. Bir kez daha Atamıza olan sonsuz şükranlarımızı dile getirebilmek amacıyla gerçekleştirdiğimiz etkinliğe katılan herkese teşekkür ediyorum" dedi.

'Türk Kadınlarının Ulusal Bağımsızlık ve Cumhuriyet Yolunda Yürüyüşleri' konulu panelin konuşmacısı, 22. dönem CHP İstanbul Milletvekili Güldal Okuducu ise Türk Kadınının, 'göklerdeki kadından bir erkeğin tabancasının ucundaki kadına' getirildiğine işaret ederek çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Okuducu şunları söyledi:

"KADINLAR DEVLET TARAFINDAN BİLİNÇLİ OLARAK KORUNMUYOR"

"Vatan için ölme noktasından hangi noktaya gelmiş olduğumuzu bir kez daha gözden geçirirsek, önümüzdeki dönemin yükünü, ağırlığını ve yapılması gerekenlerin ne kadar elzem olduğunu bir kez daha düşünürüz. Ekonomik olarak Türkiye'nin bağımsızlığı, siyasi olarak Türkiye'nin bağımsızlığı ve hem yaklaşık 70-80 yıldır hem de şu 17 yılda bu kavramların, realitelerin geldiği noktaya gözlerimizi çevirmemiz gerekir. Bir de yurttaşların temel hak ve güvencelere sahip olarak yaşayabilme düzeyi nedir, oraya bakmalıyız.
Mustafa Kemal ve devrimin önderleri kadını erkeği eşit toplum hedeflemişlerdir. Kadını erkeği eşit savaşmıştı, kadını erkeği eşit ölmüştü. Kadını-erkeği eşit bir toplum yaratma uğruna aşama aşama bu ülkede devrimlerle iyileştirmeler oldu. Atatürk, Sabiha Gökçen modeliyle göklerde uçan bir Türk Kadını modelini bize sunuyordu. Emsali az bilgiyle, en donanımlı haliyle dünyaya meydan okuyan bir Türk Kadını profilidir bu. Bugüne geldiğimizde ise gördüğümüz Türk Kadını profilini konuşmaya gerek var mı? Daha 2-3 gün önce öldürülebileceğine dair 23 kere şikayetçi olduğu halde gerekli korunma tedbirleri alınmayan kadınımız kocası tarafından öldürüldü. Yasal tedbirler alınmadığı için öldürülen bu kadınlarımızın isimlerini saymaya kalksak bu konuşmaya sığdıramayız. Öldürenler ise sakalını kestiği için, kravat taktığı için, takke takarak hakimin karşısına gittiği için hepsi ceza indirimli hepsi dışarıda. Göklerdeki kadından, bir erkeğin, yanlış eğitilmiş, yanlış yönlendirilmiş ayrıca kader kurbanı olan bir erkeğin, bıçağının ya da tabancasının ucuna emanet edilen sahipsiz, devlet tarafından bilinçli bir şekilde korunmayarak zavallı hale getirilen kadınlar...İşte 100 sene önce bu ülkeye layık görülmüş kadınla, bu ülke kadınına layık görülen modelle, bugün önümüzde bize model olarak sunulan kadın örneği bu...

"TÜRKİYENİN DÜŞTÜĞÜ AHLAK ÇUKURU, KALBİ GÜZEL ÇARPAN İNSANLARIN ALGILAYAMAYACAĞI KADAR YÜKSEK!"

Yeni bir yasa gitti parlamentoya, tecavüze uğrayan çocuğun tecavüzcüsüyle evlendirileceği utanmazca bir yasa geçirilmek üzere. Bıraktım başka kesimleri, orada bulunan, o karara el kaldıracak erkeklerin kızları, karıları, anaları, Yalovalı kadınlar örneğinde gördüğümüz gibi "Şerefle gelmeyen eve giremez" diyecek kararlılığa bir ulaşsa; o erkekler o yasayı çıkardıklarının akşamında, sabahında, kapıyı çaldıklarında kapıyı onlara açmayacak yürekte bir Cumhuriyet kızı olsa, hem umutlanacak insan hem de bir şeylerin değişebileceğine dair inancı güçlenecek. Türkiye'nin düştüğü ahlak çukurunun derinliği, kirliliği, kalbi güzel çarpan insanların algılayamayacağı kadar yüksek."