Seçimlere 24 saat kala, ‘SÖZCÜ Adaylara Soruyor’ dizisinde son günümü Türkiye’yi en iyi tanıyan siyasetçilerden biriyle geçirdim. CHP Cumhurbaşkanı adayı, Yalova eski Milletvekili Muharrem İnce ile Edirne, Havsa ve Silivri’deydim... İnce ‘sahada gördüğüm şu, siyasette değişim başlamış...’ diyor. İşte CHP’li Muharrem İnce’nin anlattıkları:

- Bu seçime ‘beka sorunu’ tartışmaları damgasını vurdu...

Çok zor bir coğrafyadayız. Dünyadaki sorunların yüzde 70’i bizim bölgemizde; yani Kafkasya’da, Orta Doğu’da, Balkanlar’da Ukrayna’da. Yüzde 20’si Çin Denizi’nde, yüzde 10’u Güney Amerika’da. Biz böyle sorunlu bir coğrafyada yaşıyoruz. Şu anda vatandaşın en temel konusu geçimdir, mutfaktır, kaynamayan tenceredir... Durum bu...
Ama bu kadar kritik bir coğrafyada seçim döneminde siyasetçiler sadece bugünü değil, yüzyılı konuşmalıdır. Liderlik bunu gerektirir, önümüzdeki 100-200 yılı konuşmalıdır siyasetçi. Bunları konuşmak yerine ne yazık ki bu ülkeyi yöneten Erdoğan, pazar gününü, en fazla pazartesiyi konuşuyor. Tüm derdi tasası pazar gününden ibaret. Pazartesi günü doların kaç olacağını o da biliyor zaten. Beni kaygılandıran bu!  Asıl beka sorunu bu. Önümüzdeki 50 yılı 100 yılı konuşamamak, sadece 2 günü, 3 günü konuşmak. Türkiye’nin asıl sorunu bu bence.

‘GÖĞSÜMÜ GERE GERE OYUMU KULLANACAĞIM’
İnce, CHP’lilerin ‘küstüm’ deme lüksü yok. Ben de beğenmedim bazı listeleri ama göğsümü gere gere oyumu kullanacağım” diye konuştu.

‘30 CİVARI İL GEZDİM’


- Seçim çalışmalarına siz de katıldınız... Şu ana kadar kaç miting yaptınız, kaç yere gittiniz?

30 civarında ile gittim, ondan daha fazla ilçelere gittim. Benim gördüğüm şu: Halk 31 Mart yerel seçiminde sandıkta bir ders verecek...

- Nedir o halkın vereceği ders? Ne mesaj çıkacak sandıktan ?

Tencere, mutfak… Çiftçinin hasadı, traktörünün mazotu. Arabasının deposu, faturalar... Bunları görüyorum. Benim ısrarla söylediğim şey şu; siyasetin sadece bugünün krizlerine değil, geleceğin meselelerine dair çözüm üretmesi lazım...
Bir vizyon ortaya koyması lazım siyasetçinin. Ne yazık ki bunu unuttuk.

- Ekonomide ne olur seçimden sonra? En çok konuşulan da bu...

Bakın, şu anda Merkez Bankası’nı diğer bankalar gibi kullanıyorlar. Rezervlerimiz düştü. Bakmayın manipülatif açıklamalara. Pazartesinin, salının, çarşambanın ne olacağını kimse kestiremiyor. Ama Erdoğan’ın derdi bu değil, bu ülkenin ve 81 milyonun geleceği değil.

- ‘Seçimden sonra IMF gelir’ senaryosunun ‘dış güçler’ tarafından ortaya atıldığı söyleniyor...

Özlem Hanım… Şimdi bir yabancı yatırımcı düşünün; Türkiye’ye yatırım yapmak isteyecek, fabrika kurup, iş yapmak isteyecek... Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı dinleyince Türkiye’nin beka sorunu olduğunu öğrenecek. “Eyvah!” Parasını yatırmaz. Bırakın yabancıyı, Türk de yatırım yapamaz... Dolayısıyla üç oy fazla almak için ‘beka’ demek bu memlekete büyük haksızlıktır, kötülüktür.

CHP’Lİ KIRGIN AMA OY VERECEK


- Bu gezdiğiniz 30 il ve ilçede yaptığınız mitinglerde CHP seçmeniyle ilgili izleniminiz nedir ? 

2 ay önceki CHP seçmeninin kırgınlığının bittiğini gördüm. Daha doğrusu ‘Kırgınız ama yine de sandığa gideceğiz’ diyorlar. Kırgınlar... Ama bunun bir ülke görevi olduğunu düşünüyorlar ve sandığa gidecekler. Bunu hissediyorum. Asıl önemlisi AKP seçmenindeki değişim. Geçmişte AKP’den başka partiye oy vermemekte kararlı seçmenin bu sefer farklı düşüneceğini görüyorum. Bununla ilk kez karşılaştım mesela... 17 yıldır hep AKP’ye oy verdiğini ama bu sefer ilk kez Millet İttifakı’nın adaylarına oy vereceğini söyleyen seçmenler görüyorum. İşte bu büyük bir dönüşüm anıdır siyasette. En önemlisi de bu...

- Peki ne olursa CHP Genel Merkezi kendisini başarılı hissetmeli? Ne olmazsa başarısız ?

Bence bu soruyu genel merkez yöneticilerine sormanız lazım. Ben başarılı olsunlar diye uğraşıyorum. ‘Başarısız olsunlar sıra bana gelsin’ mantığında değilim, değiliz... Bir oy fazla almak için dün Çorum’daydık. Bugün Edirne’deyiz. Çorum’dan bin km. yol gidip, Ankara’ya geçip, Çorlu’dan Edirne’ye, Silivri’ye...

- Gezilerin finansmanını kendinizin mi karşılıyorsunuz?

Bu soruların tamamını seçimden sonra açıklayacağım. Ama yarısını şimdi açıklayayım. Genel merkezden en ufak bir katkı yok. Kendi imkanlarımızla yaptığımız bir iş. Bir araba verilmiş bir kaynak verilmiş değil. Kendi imkanlarımızla destek vermeye çalışıyoruz. Cumhurbaşkanlığı adaylığımda Türkiye’nin dört bir yanında benim afişlerimi asan, kapı kapı, köy köy dolaşan insanların bugün bazıları aday olmuşlar. Onlara katkı sağlamak benim boynumun borcu. Ama bu süreçte genel merkezin en ufak bir katkısı yok. Hatta bazı yerlere gitmemem konusunda da tavsiyeler var... Ama bunları seçimden sonra anlatacağım.

- 1 Nisan sabahı Türkiye nasıl bir güne başlar ? Her seçimde olduğu gibi iki senaryo var sonuçta...

1 Nisan sabahı inşallah başta İstanbul, Ankara İzmir, Bursa, Adana, Antalya, Mersin olmak üzere bütün büyükşehirlerin alındığı, insanların umutlarını yeniden tazelediği, güne güler yüzle baktıkları, iktidarın kulağını çektikleri, bu konuda yeniden insanlarda umudun yeşerdiği bir gün olacak... Bunu hayal ediyorum, bunu arzu ediyorum, inşallah da böyle olur.

KÜSMEK LÜKSÜMÜZ YOK


- Cumhur İttifakının seçimlerden sonra bir dağılım sürecine girebileceği Sayın Bahçeli’nin tıpkı 2001’de olduğu gibi gece yarısı Türkiye’yi bir erken seçime götürebileceği gibi pek çok senaryo var.

Bahçeli dün ‘erken seçim yok’ diye açıklama yaptı. Fal bakmayayım şimdi. Pazar günü akşamını görmeden bunları kestirebilmek mümkün değil.

- En son ne zaman gittiniz genel merkeze?

Ben genel merkezin misafiri değilim ki! Orada oturanlar 2 yıllığına sözleşme yapmış kiracılardır. Kurultaylar genel merkez yöneticilerine partilerin tapusunu vermez. Dolayısıyla kiracılarımız iki yıllığına oturuyorlar. Ben 15 yaşından beri ev sahiplerinden birisiyim. Canım ne zaman isterse o zaman giderim.

- Seçmene ne demek istersiniz?

Sevgili kardeşlerim, Ziraat Bankası’nı satacaklar,  Halkbank’ı satacaklar... Bunları sattırmak istemiyorsanız yapacağınız bir iş var. Bu dersi vermezseniz bunları da satacaklar. Sonra Neşet Ertaş’ın ‘Kendim ettim kendim buldum’ türküsünü söylersiniz. Siyasette ders zamanında verilir. Pazar günü tüm seçmenler için tam da ders verme zamanıdır. Hele hele CHP’lilerin ‘küstüm, beğenmedim’ deme lüksü yok. Ben de beğenmedim bazı listeleri ama göğsümü gere gere oyumu kullanacağım.

Muharrem İnce okeyde kaybetti rakibini kutladı.

Kütahya, Niğde beni çok şaşırttı, İstanbul’da yeni ilçeler alacağız


- Bir Türkiye analizi yapar mısınız? İnce nasıl görüyor?  

CHP’nin başarılı olması için il il, kasaba kasaba dolaştık. Beni şaşırtan yerler var. Ben Türkiye’nin hemen hemen bütün vilayetlerinde defalarca miting yapmış birisiyim. Kütahya, Niğde beni şaşırttı. Kütahya’da 76 yıldır belediye bizde değil. Hiç bizde olmamış. Ama öyle bir kalabalık vardı ki şaşırdım…Niğde keza öyle. Pek çok yerde bunu gördüm. Bu değişimin sinyali. Bunlar CHP açısından zor yerler. Karadeniz’de Fatsa’dan çok etkilendim. İstanbul’da yeni ilçeler eklenecek onu söyleyeyim. Küçükçekmece, Sancaktepe, Üsküdar, Esenyurt. Bunlar bize geçer görüyorum.

İnce, CHP’nin İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu ile birlikte gençlerle buluşmuştu.

Seçimde bükemediğin bileği öpeceksin


- CHP’li Ekrem İmamoğlu sizin de isminizin geçtiği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday. Nasıl buldunuz kendisini ve yürüttüğü kampanyasını?

Gayet başarılı. İstanbul’un bir kaç ilçesine yeniden gideceğim. Arkadaşımızın başarması için var gücümüzle çalışıyoruz. Elimizden ne geliyorsa, ne katkı koyabilirsek, ne talep ettilerse arkadaşımızın da kazanması için elimizden geleni yapacağız. Sadece İstanbul’un adayı Ekrem İmamoğlu’na değil CHP’nin bütün adayları için böyle.

- Hem anketler hem de saha, Ankara’nın Mansur Bey tarafından alınmasının yüksek ihtimal olduğunu gösteriyor. Böyle bir şey olursa... Cumhurbaşkanı tüm mitinglerinde de açıklıkla ifade ettiği gibi Mansur Beyi’i ‘İndirirse’ bu yaklaşıma ne diyorsunuz?

Siyasi etiğe, ahlaka, demokrasiye uymayan bir davranıştır. Bükemediğin bileği öpeceksin.

- İndirebilir mi gerçekten?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Sayın Tayyip Erdoğan’ın babasının çiftliği mi? Ben onla yarıştım kendisi Cumhurbaşkanı seçildi, aradım kendisini kutladım. Mansur Yavaş kazandığında da başkentin belediye başkanı olacak. Cumhurbaşkanı’na yakışan Ankara’nın belediye başkanını kabul etmek, başarılar dilemektir. Ona kaynak vermektir. Yoksa biz kazanamadık seni görevden alıyorum. Burası orta çağ mı? Ali kıran baş kesen mi?