Ahmet Zeki Üçok’un “Yargıda 2 bin 221 hakim-savcı FETÖ iltisaklı” açıklamasının ardından yanıtı aranan soru şu:


FETÖ mücadelesinin etkili ismi Bakan Gül üzerinden tartışma yaratmak doğru mu?


Ankesör operasyonları olmasaydı, örgütün hücrelerine ulaşmak mümkün müydü?


Kriptolara ulaşılırsa, örgütle mücadelenin nasıl engellendiği ortaya çıkmayacak mı?


Mesele üzüm yemek değil mi? Her kurum, neden koordineli biçimde çalışmıyor?


Adalet Bakanı Abdulhamit Gül 2014’ten bu yana örgütle mücadele eden önemli bir isim.


1 - Mesele üzüm yemek mi bağcıyı dövmek mi? 1970’lerden bu yana aktif bir yapı ve devletin her tarafını sarmış örgütle mücadelede esas soru bu! Çünkü...

Günlerdir yapılan “Yargıda ve Emniyet’teki ankesörcüler” tartışması başka bir mecraya girdi!

Esas konudan uzaklaşıldı!

Birileri, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül üzerinden bir tartışma yaratmaya çalıştı ve ‘bağcıyı dövmeye’ çalıştı... Oysa, Bakan Abdulhamit Gül’ün karanlık örgütle mücadelede en samimi isim olduğu ve geçmişinde bir ‘iz’ olmadığı biliniyor!

Birileri de bu tartışmalar üzerinden yeni ‘paralel’ tartışmalarına girdi...  Konumuz belli değil mi? Belli...

Fetullahçı örgütlenmenin varlığını 2013’ten sonra anlayanların bile bugün geldiği nokta yargı kararlarıyla netleşmedi mi?

Ergenekon, Balyoz başta olmak üzere diğer kumpas davalarında nasıl sahtecilik yaplığı, hayali örgütler kurulduğu tespit edildi.

ADALET BAKANI YIPRATILMAMALI

Bu örgüt, 35 yıla yakın bir süredir faal! Bugün, FETÖ’yle mücadelede en önemli bakanlık olan Adalet Bakanlığı üzerinden konuşmak kimin işine geliyor? Ya da mücadele eden kurumları yıpratmak...

O zaman esas meseleyle devam edelim. Soru şu:

Ankesör operasyonları olmasaydı, örgütün kripto (gizli) hücrelerine ulaşmak mümkün müydü? Hayır!

O zaman kurumların mücadelesine zarar vermeyecek şekilde tartışmak gerekiyor.

Çünkü... Bugün tehlike geçmedi!

2 - HSK Başmüfettişliği ‘ankesör’ konusunda ‘titiz’ davranıyor


Ankesör operasyonları örgütün çözülmesine neden oldu.


Tarih 18 Eylül 2018... İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na bir ihbar ulaşır. İhbarda, yargı içindeki kendini gizleyen ‘kriptoların’ isimleri vardır. ‘Ankesör’le görüşme yapanların kim oldukları yazmaktadır!…

HSK Birinci Dairesi de 27 Kasım 2018’de ihbarı gündemine alır ve müfettiş görevlendirilir.

6 Eylül 2019’da, HSK müfettişi, Teftiş Kurulu Başkanlığı’na bir yazı gönderir. Yazıda özetle şöyle denir: “İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yazı ile yapılan ihbarı üzerine, HSK Birinci Dairesi’nin 27 Kasım 2018’de ‘kısmen inceleme izni verilmesi teklifi’ kararına ilişkin Teftiş Kurulu’nun 27 Aralık 2018’de ‘olur’ları ile görev emri gereğince başmüfettişliğimizce yürütülen incelemede... İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ihbarına konu ilgililer hakkında Yargıtay Başkanlığı’nca yürütülen tahkikat evrakının onaylı bir suretinin istenilmesi hususunda...”

Tahkikat evrakının onaylı bir suretinin müfettişliğe gönderilip gönderilmediği konusunda bir bilgi yok… Ancak...

HSK’nın soruşturmasını derinleştirdiği, önümüzdeki zaman diliminde sonuçlarının görüleceği ifade ediliyor. Yargıtay’a gelince...

Soruşturmanın yukarılara uzanacağı Ankara’da konuşuluyor. Hatta önemli isimlerden bile bahsediliyor. Bazı sorulara da yanıt aranıyor.

Örneğin... Yargıtay’daki üst düzey FETÖ iltisaklı kişiler kimler? Sahte tanıklık mı var? Yürüyen mücadeleyi kimler engelliyor?

3 - FETÖ, 2012’de Hakan Fidan’a başarısız operasyonundan sonra ankesöre geçti


MİT Müsteşarı Hakan Fidan FETÖ’nün hedefindeydi.


Emekli Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok dün “Yargıda halen 2 bin 221 hakim savcının FETÖ bağlantısı olduğunu” söyledi. Üçok’tan ankesör mücadelesini biraz daha açmasını istedim. Söz Üçok’un:

“Basında, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 1.500 hakim-savcının ankesörlü telefon ile aranmaları nedeniyle soruşturma yürütüldüğü haberleri yer almıştır. Konuyu iyi anlayabilmek için ankesörlü ve sabit hat soruşturması ne demek izah edelim.”

MİT OPERASYONU

“7 Şubat 2012 tarihinde FETÖ, MİT Müsteşarı’na karşı operasyon yaptı. Bu operasyondan sonra, FETÖ üyeleri, MİT bizi takip eder deşifre oluruz korkusuyla cep telefonu ile iletişimi bıraktılar. FETÖ abileri kendi sorumluluğunda olan yargı, emniyet ve TSK’da ki üyelerini ankesörlü telefon, büfe telefonu gibi sabit hatlardan aramaya başladılar. Sabit hatlardan arananların tespiti için yapılan çalışmaya bu ad verilmektedir. HSK başkan Vekili sayın Mehmet Yılmaz, dördü ihraç üçü görevde olan yedi hakim-savcı için İzmir Savcılığının talebi üzerine soruşturma izni verildiğini, bin 500 kişi ile ilgili bir soruşturmanın söz konusu olmadığını açıkladı. Bu kesinlikle doğru.”

TELEFON KAYITLARI ÖNEMLİ

“Çünkü İzmir savcılığı da dahil olmak üzere hiçbir savcılığın HSK’nın izni olmadan hiçbir hakim savcı hakkında soruşturma yapma ve dolayısıyla da telefon kayıtlarını inceleme yetkisi yoktur. Bu nedenle hiçbir savcılıkta 1.500 hakim savcı hakkında ankesör soruşturması yoktur. Ancak... Tüm illerdeki Anayasal Suçlar savcılıklarının hepsinin, ihraç edilmiş olan hakim ve savcıların tüm telefon kayıtlarını inceleme yetkisi vardır.”

İSTİHBARATA BİLDİRİLDİ

“İhraç edilmiş hakim savcılar hakkında yürütülen ankesör incelemeleri sırasında, aynı ankesör ve sabit hatlardan şu anda görevde olan hakim ve savcıların da arandıkları tespit edilmiştir. İşte haberlere konu olan bin 500 kişi bu şekilde tespit edilmiş olan Yargıtay, Danıştay üyeleri ile adli ve idari yargı hakim ve savcılarıdır. Tüm bu hakim savcıların isimleri MİT’e ve Emniyet İstihbarat birimlerine bildirilmiştir.”

ANKESÖRDEN ARANANLAR

“Bin 500 hakim ve savcı hakkında yürütülen ankesör soruşturması yok. Her biri FETÖ abileri tarafından ankesörlü veya sabit telefonlardan aranmış olan ve savcılıklar tarafından bilinen bin 500 hakim-savcı vardır.”

SUÇ DUYURUSUNA HAZIRIM

“Şimdi yapılması gereken –öyle yaptıklarını tahmin ediyorum- HSK tarafından, Türk adalet sistemi içerisinde halen fiilen görev yapan bu kişilerin isimleri MİT ve Emniyet’ten istenilerek, haklarında FETÖ üyesi olmak suçundan derhal soruşturma izni verilmesidir. Eğer bu beyanlarımı suç duyurusu olarak kabul etmiyorlarsa, ben Hakimler ve Savcılar Kurulu’na giderek suç duyurusunda bulunmaya hemen hazırım.”