İstanbul’u kaybetmesi; iktidarın çöküşünün işaretiydi...
İstanbul’da seçimi iptal ettirmesi; bitişinin işaretidir...



Çünkü tüm demokrat güçler, demokrasiden yana olan herkes, bu iktidarla mücadelenin seçimle falan yapılamayacağını anladı...
Dert artık İstanbul seçimleri olmaktan çıktı...
İmamoğlu’nun daha ilk dakikalarda “Madem öyle, referandum da, cumhurbaşkanlığı seçimi de şaibelidir” demesi bundan...
Devamı gelecek...



Yok böyle garabet...
Rahmetli oy kullandı...
Zarfa koyduğu dört pusuladan üçü tamam, nur içinde yatsın...
Yüksek Seçim Kurulu’nda rahmetlinin “Belediye Başkanı” için verdiği oya baktılar... Bir üye “Bu seçmen ölmüş Sadi Bey” dedi... Böylece rahmetlinin ilçe başkanlarını seçmesi kabul edildi, Ekrem İmamoğlu’na verdiği oy iptal nedeni oldu güzel kardeşim...



Kamu görevlisi olmayanların sandık görevlisi olmaları da iptal nedeni...
Başına oturdukları sandık aynı, zarf aynı, mühür aynı, görevli aynı... Bu ilçe başkanının seçilmesi için yeterli...
Ancak İmamoğlu için yeterli görmedi YSK...



O sevimsiz AKP sözcüsü “Kesin bir şey oldu” demişti zaten...
İşte Yüksek Seçim Kurulu bu “Kesin bir şey oldu” maddesine göre verdi bu kararları...
Mesela Belediye Meclisi’nde AKP çoğunluğu aldığı için Yüksek Seçim Kurulu, Belediye Meclisi üyelerini iptal etmedi...
Aynı torbalardan çıkan meclis kaldı, başkan gitti...



Siyasi mücadeleye, hadi devam...
Tekrar seçim, hadi tamam...
Ama her türlü suçu işlemeyi göze almış bir iktidarın emrindeki bir YSK ile tekrar seçim nasıl yapılır?..
Kim güvenir böyle bir mahkemeye?..



İşte “beka” sorunu asıl şimdi başlamıştır...
“Önümüzde seçimsiz 4.5 yıl var” lafını artık geçiniz...
İstanbul seçimlerinin çok ötesinde, sızlayan vicdanların demokrasi ve hukuk mücadelesidir bu ayağa kalkan...
Yoksa, bin bir hile ile İstanbul’u vermeyenin elinden, Türkiye’yi nasıl kurtaracaksınız?..