31 Mart 2019 günü yapılacak yerel seçimler öncesinde, aday açıklama konusunda Cumhur İttifakı’nın Millet İttifakı’ndan daha hızlı hareket ettiğini söylemek mümkün.
Bunda İYİ Parti’nin istek çıtasını en yükseğe koyması ve CHP’nin bu isteklerin çoğunu kabul etmemesinin rolü büyük.
Bir başka etken de CHP’nin elindeki belediyelerde çok sayıda aday adayı çıkması. CHP ve İYİ Parti’nin aday belirleme sürecinin, şeffaflık bakımından Cumhur İttifakı’ndakinden çok farklı olmadığı açık.
Üstelik, Cumhur İttifakı, paylaşılan kentleri ve adayları “kazanma” odaklı belirliyor.
Millet İttifakı ise adayları parti yöneticilerinin ve “kanaat önderlerinin” telkinleri ile netleştiriyor.
İYİ Parti’nin isteklerini İstanbul’da Şişli’yi, Beşiktaş’ı isteyecek kadar ileri götürmesi, Kürt seçmenlerin ağırlıklı olduğu bazı yerlerin İYİ Parti’ye bırakılmak istenmesi, nüfusunun yüzde 60’ı Doğu ve Güneydoğu kökenlilerden oluşan Esenyurt’ta Artvinli bir aday çıkarılmak istenmesi siyaset teorisi ya da sosyoloji ile açıklanacak cinsten değil.
Madem ismini telaffuz ettim, Esenyurt üzerinden devam edelim.
Esenyurt seçmen sayısı ve imkanları bakımından Kadıköy’den, Beşiktaş’tan, Şişli’den çok büyük. Alınması, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kazanılması açısından da etkili olur.
Madem hedef AK Parti’nin elindeki belediyeleri kazanmak, Karslıların, Ardahanlıların, Vanlıların yoğun yaşadığı Esenyurt’a, ilçede büyük karşılığı olan Gürsel Tekin neden talip olmuyor?
CHP Genel Merkezi neden kendisini talimatla Esenyurt’a aday yapmıyor?
TBMM Başkanı Binali Yıldırım bile İstanbul Belediye Başkanlığı için “evet” derken, böyle bir teklif karşısında Gürsel Tekin’in “hayır” demesi ne kadar doğru olur?
CHP yönetimindeki bazı isimlerin Gürsel Tekin alerjisi ya da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun hatrını kıramadığı bazı kanaat önderlerinin önerdiği isimlerin farklı olması, CHP’nin Esenyurt’u almasından daha mı önemli?
Bir başka örnek de İzmir.
2014 yerel seçimlerinde Aziz Kocaoğlu FETÖ’cüler tarafından mağdur edilmeseydi Kılıçdaroğlu Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer’i Büyükşehir adayı yapacaktı. 2019 yerel seçimlerinin konuşulmaya başlandığı günlerde de Kılıçdaroğlu’nun aklındaki aday Soyer’di. Bunu bilmeyen yok.
Peki, zaten 5 yıldır aklında olan bir ismi, sürecin sonunda aday gösterecektiyse, neden haftalardır diğer aday adaylarının önüne atıp hırpalattırdı?
Ne babasının açtığı soruşturmalar kaldı, ne Seferihisar’ın ekonomik sorunları.
Daha çok örnek sıralayabilirim ama köşe de yetmez, faydası da olmaz.
Ön seçim, eğilim yoklaması, kamuoyu araştırması gibi şeffaf yöntemler dururken, kapalı kapılar ardında, yöneticilerin kıstaslarıyla, kanaat önderlerinin telkinleriyle aday belirlenince ortaya bu tablo çıkıyor.
Bu tabloya bakınca da insan “CHP kazanmak istemiyor mu” diye sormadan edemiyor.

Trump’ın tweet’i ve Suriye’de durum raporu


ABD Başkanı Donald Trump sadece kendi asker ve sivil bürokrasisinin değil bütün dünyanın kimyasını bozdu. Artık kimse önünü göremiyor ve Trump’ın ne yapmaya çalıştığını anlamıyor. Suriye konusunda son durumu şöyle özetleyebilirim:

  • ABD asker ve sivil bürokrasisi Suriye’den hızlı çekilmek istemiyor. Kendi planlarını Trump’a kabul ettirdiler.

  • Trump’ın söz ettiği “Suriye’nin kuzeyinde 20 millik bölge” daha önce hiç konuşulmadı.

  • Münbiç’in statüsü konusunda hiçbir ilerleme sağlanmadı.

  • ABD’nin Türkiye’den ne istediği henüz somut olarak Ankara’ya iletilmedi. Ankara planlarını ertelemek zorunda kaldı.

  • Türkiye’den beklenen IŞİD ile mücadele, Türkiye’nin ABD’nin boşaltacağı bölgeye yerleşmesiyle mümkün ama ABD buna karşı.

  • Bu arada Türkiye Fırat’ın doğusunda operasyon planlarken batı cephesindeki İdlib’de 5 HTŞ’li terörist öldürüldü ve HTŞ ile diğer gruplar arasında çatışma başladı. Ankara bu gelişmeyi manidar buluyor.

  • Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın iki hafta içinde gerçekleşecek Moskova ziyaretinde bütün bunlar masaya yatırılacak.