5 Nisan 1946’da Missouri Zırhlısı İstanbul’a geldi Türkiye Amerika oltasında balık oldu.
Cami mahyalarına ‘Well Come Missouri’ yazıldı.
Türkiye’nin her yerinden Amerikan askerini mutlu edecek genelev kadınları getirildi.
O gün bugün Washington bu ülkede istediği her şeyi yaptı. Türkiye 73 yıldır bu oltadan kurtulamıyor.
68 yıldır bu ülkede Amerikan ve NATO üsleri var.
Türkiye’nin tüm kötülüklerinde ABD’nin rolü ve payı var.
Yaklaşık bir yıldır Ankara ABD’nin YPG’ye 20-25 bin TIR silah gönderdiğinden söz ediyor ama hiçbir şey yapamıyor yapmıyor.
Bir yıldır Menbiç ve Fırat’ın doğusunu konuşuyoruz ama sonuç yok.
Yine bir yıldır S-400’leri konuşuyoruz ama Trump amca bizi tehdit edip duruyor.
Ve her şeye rağmen Amerika’nın Türkiye’deki üsleri tıkır tıkır çalışıyor.
Özellikle İran’a yakın Malatya’daki Kürecik.
Anlayan varsa beri gelsin.
Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki gece Kanal 24’te S-400 konusunda çok kesin konuştu ama Yardımcısı Fuat Oktay dün ‘Patriot’ları da alırız gibilerinden bir şeyler dedi.
Ankara NATO ve ABD’ye rağmen S-400’leri alır mı bilinmez ama Trump gibi çılgın bir Başkanın Putin karşısında yenilgiyi kabullenebileceğini sanmıyorum.
Ne yapar bilemem ama Ankara’nın Trump’a rağmen bir şeyler yapması mucize olur.
Olursa Türkiye ve bölgede çok şey değişir.
Yapması için Rusya, İran ve Esad kampına geçmesi gerekiyor ama kolay değil.
Başka çaresi de yok çünkü bölgede herkes Erdoğan’a karşı.
Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn, Mısır, Yunanistan, Kıbrıs, İsrail ve başkaları...
Son üç ülkenin lideri 20 Şubat’ta ‘Başkent’ Kudüs’de bir araya gelecek.
Üç lidere ABD Dışişleri Bakanı Pompeo eşlik edecek ve doğal gazın Avrupa’ya taşınması konuşulacak.
Yunanistan üzerinden döşenecek boru Kıbrıs (Güney), İsrail ve Mısır gazını taşıyacak.
Türkiye dostu Katar’ın Kıbrıs ve daha sonra Gazze açıklarından çıkaracağı gaz bu borulara aktarılacak.
Boru değip geçmeyin.
Suriye ve Lübnan gazı da var ama savaşın bitmesine bağlı.
Savaş Türkiye’ye bağlı.
Erdoğan’ın Putin ve Ruhani ile samimi dostluğuna bağlı.
Yani Trump’la kozlarını paylaşmasına.
Adam ‘Suriye’den çekildim çekiliyorum’ diyor ama üç gün önce Irak’taki üslerin genişletilmesi için 3 milyar harcayacağını anlattı.
Bizimle dalga geçiyor.
Benden söylemesi Fırat’ın doğusunda çok büyük oyunlar oynanıyor.
Trump ‘Fırat’ın doğusundan çekileceğim’ diyor ama YPG’ye verdiği silahlar dahil bölgedeki tüm operasyonlarını Katar’daki üslerinden yönetiyor.
Peki Türk askerinin Katar’da ne yaptığını bilen var mı?
Ya da alımı bu kadar gürültü koparan S-400 ya da Patriot’ların kime karşı kullanılacağını?
Amerikalılara karşı olmaz çünkü adamların Türkiye’de üsleri var.
Rusya’ya karşı hiç olmaz çünkü acayip kanka olduk.
İsrail zinhar olmaz çünkü ona dokunan yanar.
Geriye İran mı kalır?
O da olmaz adamların nükleer bombası olabilir.
Yoksa da çok güçlüler.
Öyle olmasaydılar dünyanın tüm ambargosuna rağmen 40 yıl ayakta kalamazlardı.
Amerikalılar korkmasaydı şimdiye kadar on kez saldırmıştı.
İran’ı çevreleyen Türkiye, Afganistan, Pakistan, Hindistan, Irak, BAE, Bahreyn, Kuveyt, Katar, Umman, S.Arabistan, İsrail ve Ürdün’de Amerikan üsleri var.
İran sessiz sedasız işine bakıyor ve her seferinde güçlü olduğunu kanıtlıyor.
ABD Irak’ı işgal etti ama İran karlı çıktı.
Ambargoya rağmen İran teknolojisini geliştiriyor.
Hem de ABD’yi korkutacak kadar.
Kısa bir süre önce İran’lılar Suriye ve Irak üzerinde sürekli uçan Amerikan İHA’sının bilgisayar sisteminin şifrelerini kırmış ve İHA ile Amerikan uydusu arasındaki iletişim bilgilerine ulaşmış.
2011’de Afganistan’dan havalanan en gelişmiş RQ170 İHA’sını benzer yöntemlerle yere indirebilmişti.
Anlaşılan Amerika’nın bölgedeki tüm üsleri, savaş gemileri ve füzeleri risk altında.
S-400 ve Patriot’lar İran’ın umurunda bile değil.
Onlar ABD’den değil ABD ve yandaşları ondan korkuyor.
Nedeni: Palavra değil teknoloji.
Boru değil!