Ali Babacan kimdi? AKP kurucusuydu. Dededen-babadan iş hayatının içindeydi. Ekonomi bilgisi yüksekti. Başbakan Yardımcılığı, Ekonomi Bakanlığı yaptı. O günlerde İstanbul Finans Zirvesi toplantısının açış konuşması için çağırdılar.
Şunları söyledi:
“Bundan böyle bizim için imalat sanayinde daha çok yatırım önemli olacak. İnşaat sektörünü de teşvik ediyoruz. Ama bu sektörde ‘küçük kalem oynatmaları’ ile bir gecede mevzuat değişimiyle oluşan bir rant var...”
Ne diyor?
Bir kalem oynatılıyor.
Plan değişiyor.
Büyük rantlar doğuyor.

★★★

Nihat Ergün kimdi? O da AKP kurucusuydu. Ekonomi ve teknoloji bilgisi yüksekti. O da Başbakan Yardımcılığı, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı yaptı. Bakanlık’tan sonra kitap yazdı. Kitabında; “ranta dayalı zenginleşmeyi” de ele aldı.
Şunları yazıyor:
“Siz 0.25 emsal olan bir şehir arsasını Belediye Meclisi’nin, TOKİ’nin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın veya başka bir mekanizmanın kararıyla 2.5 emsale- 4 emsale çıkarıyorsanız bir çok insan bunun peşinden koşar. Hele bu artışlar parsel bazında, ada bazında yapılıyorsa o zaman bu işlerin içine rüşvetin, irtikabın, iltimasın girmemesi mümkün değil...”
Çok açık söylüyor.
Bir kalem oynatılıyor.
Emsal yükseltiliyor.
Büyük rantlar doğuyor.

★★★

Demek ki, bu iki önde gelen AKP kurucusu, en önde gelen AKP kurucusu Tayyip Erdoğan’ın bugün yana yakıla şikayet ettiği “parsel bazında plan değişikliklerinin yaratacağı sorunu” çok önceden görmüşler.
Uyarmışlar.
Dinleyen olmamış.
2004-2015 yılları arasında sadece İstanbul’da “ana plana aykırı-imar kanuna aykırı- plan yapım ilkelerine aykırı-kıyı kanununa aykırı-emsal teşkil edici- trafik yoğunluğunu artırıcı” 17 bin 300 dosyada “kalem oynatılarak kişiye, şirkete, holdinge özel imar planı değişikliği” yapıldı. İnşaattan, ranttan, emsalden ve parselden bir gecede kazanılan büyük zenginliklerin gerisinde çökmüş şehircilik, batmış belediyecilik kaldı.
(Not: Bu bilgiler İstanbul Belediye Meclisi üyesi Hüseyin Sağ’ın (CHP) Meclis’te yaptığı konuşmadan derlenmiştir)

★★★

Bugüne böyle geldik.
Bugün ne oldu?
Numan Kurtulmuş, Halkın Sesi Partisi adlı bir muhalefet partisi kurmuş ve o yıllarda AKP’yi ve Tayyip Erdoğan’ı “Harun olmaya geldiniz. Karun oldunuz” diye eleştirmişti. Sonra AKP’ye geçti, üst görevlere yükseldi, Başbakan Yardımcılığı, Bakanlık yaptı, şimdi AKP sözcüsü. Ankara’dan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın İstanbul’da Yeni Havalimanı ile Kanal İstanbul projesi arasında kalan tarım arazisi niteliğindeki 2.7 milyon metrekarelik arazi üzerinde plan değişikliği yaptı, araziyi imara açtı. Bu arazi içinde Numan Kurtulmuş’un babadan kalma ve kendisinin unuttuğu hissesi olduğu ortaya çıktı.
Harun olacaktı.
Yine kalem oynadı.
Karun oldu.

KALEMİN GÖR DEDİĞİ

Polis okulu arazisinin tapu kavgası olmuştu!


Hatırlatmak da gazetecilik görevidir. İstanbul’un en kıymetli semtlerinden Ulus - Etiler’de polis okulu arazisi için tapu kavgası olmuştu. Etiler Polis Meslek Okulu arazisiyle birlikte polis lojmanı yapılması karşılığında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne devredilmişti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ise Ankara’dan yaptığı imar planı değişiklikleriyle 32 bin metrekarelik araziye, 2.5 emsal inşaat izni vermiş; böylece inşaat hakkı 100 bin metrekareye çıkarken, yükseklik ise serbest bırakılmıştı. Yeni imar planında araziye AVM, rezidans, restoran, mağaza, otel yapımına izin çıkmıştı. Arazinin Yasin El Kadının oğlu Muaz Kadı ve Mısırlı İşadamı Usame Kutub’un da aralarında bulunduğu bir şirkete, 460 milyon dolar bedelle ihalesiz verildiği iddia edilmişti. Bu iddialar üzerine o sırada İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Kadir Topbaş, 30 Aralık 2013 tarihinde yaptığı basın toplantısında bu iddiaları yalanlamış ve tapuları göstererek, arsanın kendilerinde olduğunu söylemişti. Topbaş “Birileri kendi aralarında bir takım organizasyonlar yapabilirler, ilişkiler kurabilirler, üzerinde bir takım gelecek adına hesaplar yapabilirler. Kendi aralarında bir takım konuşmalar geçmiş olabilir” demişti.