7161 Sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Resmi Gazete’de 18 Ocak 2019’da yayımlandı.
Söz konusu kanun ile yapılan düzenlemelerden öne çıkanların bazılarını sizlerle paylaşmak istiyorum.

KUR FARKININ KATMA DEĞER VERGİSİ’NE TABİ OLUP OLMADIĞI ARTIK TARTIŞILMAYACAK…

Bilindiği üzere, Katma Değer Vergisi Kanunu’nda, (KDV) kur farklarının KDV’ye tabi olduğuna ilişkin açık bir hüküm yoktu. Bu durum, kur farklarının KDV’ye tabi olup olmadığına yönelik tereddüt yaşanmasına ve binlerce ihtilafa neden olmaktaydı.
Yaşanılan tereddütlerin giderilmesi amacıyla, 7161 Sayılı Kanun’un 18’inci maddesiyle, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun “Matraha Dahil Olan Unsurlar” başlıklı 24’üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine “fiyat farkı” ibaresinden sonra gelmek üzere “kur farkı” ibaresi eklenmiştir.
Yapılan değişiklik ile bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde, bedelin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra ödenmesi halinde, satıcı lehine ortaya çıkan kur farkının, matrahın bir unsuru olarak Katma Değer Vergisi matrahına dahil edilerek vergilendirileceği kesinleştirilmiştir. Bu düzenleme kanunun yayım tarihi olan 18.01.2019 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

YANLIŞTAN DÖNMEK ERDEMDİR

Bu kanunun 37’nci maddesiyle, ÖTV Kanunu’na ekli (III) sayılı listenin (A) cetvelinin 22.02 G.T.İ.P. numaralı sırasındaki “mal ismi” sütunundaki beşinci parantez içi hükümde yapılan değişiklikle, şalgam suyu, çeşnili ve aromalı/aromalandırılmış içme sütleri ile bebek ve devam sütü sayılan içecekler ÖTV kapmasından çıkarıldı.
Diğer taraftan, aynı Kanunun 38’inci maddesiyle, ÖTV Kanunu’na eklenen geçici 8’inci madde ile 18.1.2019 tarihinden önce ithal veya teslim edilen şalgam suları ile Türk Gıda Kodeksi’ne göre çeşnili ve aromalı/aromalandırılmış içme sütleri, bebek ve devam sütü sayılan içeceklerle ilgili olarak, ÖTV ve bu vergiye isabet eden KDV bakımından vergi tarhiyatı yapılmaması, vergi cezası kesilmemesi, daha önce yapılmış olan tarhiyatlardan ve kesilmiş cezalardan varsa açılmış davalardan feragat edilmesi kaydıyla vazgeçileceği, tahakkuk eden tutarların terkin edileceği, tahsil edilen tutarların ise red ve iade edilmeyeceği düzenlemesi yapıldı.
Yaklaşık 1.5 yıl önce bu düzenleme yapılırken “yapmayın etmeyin” dedik, bizi dinlemediler. Ama sonuçta, ülkemizi komik duruma düşüren bebek sütü ve şalgamdan Özel Tüketim Vergisi alma uygulaması kaldırıldı.

PİLOTUN VERGİSİNİ DEVLETE YIKMAK!

Bu kanunun 3’üncü maddesi ile Gelir Vergisi Kanunu’nun 23’üncü maddesinin birinci fıkrasında yapılan değişiklik ile Türk Hava Kurumu ile sivil havacılıkta görevli pilotlar ve sertifikalandırılmış personele yapılan aylık ücret ödemelerinin gerçek safi değerinin yüzde 70’i Gelir Vergisi’nden istisna edildi.
Diğer taraftan, aynı kanunun 4’üncü maddesiyle, Gelir Vergisi Kanunu’nun 29’uncu maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi değiştirilerek, söz konusu kişilere teşvik amaçlı olarak ödenen tazminatlara ilişkin istisna hükmü de kaldırıldı.
Bu düzenlemeler 1 Şubat 2019’da yürürlüğe girecek.
FETÖ terör örgütü soruşturmaları sebebi ile pilotların çok büyük bir bölümünün çalışma hayatı dışında kalması, artan uçak ve yolcu sayıları nedeniyle, memlekette pilot kıtlığı yaşanan bu dönemde; pilotların aldıkları ücretlerin yüzde 70’i Gelir Vergisi stopajından istisna edilerek, havacılık sektörünün pilotlara daha yüksek maaş ödemesinin yolu açılmış oldu. Denge sağlamak için de; havacılık personeline verilen bir kısım teşvik ve ikramiyelerin vergi istisnası kaldırıldı. Tanınan istisna ile kaldırılan istisnayı mukayese etmek; çok doğru olmasa da, tablo bu.
Pilotların elde ettikleri ücretlerin yüzde 70’inin Gelir Vergisi stopajından istisna edildiğini duyan bordro mahkumları soruyor: Uçana var da, bize yok mu?