Böyle şey yeryüzünde şimdiye kadar görülmemiştir!

Hz. Musa’nın asasıyla Kızıldeniz’i ikiye yarıp halkına sular arasından geçit açışı gibi bir mucizedir bu...

Hemen her mala acımasız zamlar yapıldıkça ve ağır vergiler üstüne yeni vergiler bindirildikçe ülkemizde hayat ucuzluyormuş (!)

Buna mucizeden başka ne denilebilir ki?

Damat Berat Bey’in emrindeki TÜİK enflasyonu yüzde 8.55 diye açıkladı! Helâl olsun!

Fakat nedense bu rakama kendilerinden başka inanan tek kişi yok!

Nasıl hesapladılar acaba?

Ülkede zam yağmuru devam ediyor. Vergiler de, cezalar da artıyor. Çarşı-pazarda fiyatlar can yakacak boyutlara ulaştı. Elektrik, su, doğalgaz, benzin, mazot zamları da cabası! Ancak...

Damat Berat Bey’in ünlü tabiriyle “Bakın burası çok önemli” Enflasyon düştükçe düşüyor!

Vay canına! Gıdıklasalar da gülsek bari! Hiç yoktan iyidir! Çünkü koca ülkede vatandaşın gülecek hâli kalmadı!

Bunlar destan yaratıyorlar, destan (!)



Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin önceki başkanlarından Burhan Felek adına düzenlenen “Burhan Felek Hizmet Basın Ödülleri”ne değer bulunan 15 meslektaşımız önceki gün düzenlenen törende ödüllerini aldı.

Burhan Felek (1889-1982) bizden önceki kuşağın en önemli yazarlarından biridir.

Ona “Şeyh-ül muharririn” unvanı verilmişti.

Şeyh-ül muharririn “Bilge yazar, yazarların üstadı, gazeteciliğin pirî” demektir. Türkiye’de böyle bir unvana sahip başka yazar yoktur. Üstat, çok zeki, bilgili, sempatik ve esprili bir kişiliğe sahipti.

★★★

Ödül jürisinde ben de vardım. Bu nedenle sevdiğim bir meslektaşım olan Yeni Çağ Gazetesi köşe yazarı Burhan Ayeri’ye ödülünü ben vermek istedim. Fakat rahatsızdı, törene gelemedi, onun adına ödülü Orhan Ayhan aldı.

Mesleğinin zirvesinde olan Orhan Ayhan benim can arkadaşımdır. Onunla gazeteciliğe aynı yıl, aynı ay, aynı gün, aynı yerde başlamıştık. Aradan 54 yıl geçti...

Orhan Ayhan, ödül töreninde konuklara bunu anlattı “Çok sevdiğim dostum bilge yazar Burhan Ayeri’nin ödülünü 54 yıllık arkadaşım Rahmi Turan’ın elinden almak bana onur verdi” dedi.

Zamanın çağıldayan bir ırmak gibi aktığını ve yılların biz farkına varmadan çok hızlı geçtiğini bir kez daha anladım.

Gençler bu hızı anlamaz. Tabii ki şimdilik!

★★★

Sunuculuğunu TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş’in üstlendiği törende açılış konuşmasını yapan Başkan Turgay Olcayto, Burhan Felek’in sıkıyönetimler döneminde başkanlık yaptığını ve cemiyeti ayakta tuttuğunu anlattı.

TGC’nin önceki başkanı Orhan Erinç de yaptığı konuşmada, haberin veya bilginin önünü kesecek yasalar çıkarıldığını belirterek “Ülkede basın özgürlüğü var mı sorusuna ‘YOK’ yanıtı vermek durumundayız” dedi.

Gazetecilik mesleğinin duayeni ve CHP’nin önceki genel başkanlarından Altan Öymen de, basına baskıların arttığı bir dönemde TGC’nin verdiği Burhan Felek ödüllerinin anlam ve önemini anlattı.

★★★

Hürriyet Gazetesi’nin önceki dönemin önemli isimlerinden Fikret  Ercan ile Nejat Seçen de Burhan Felek ödülü alan meslektaşlarımız arasındaydı.

Fikret Ercan’a ödülünü, Hürriyet’te yapılan gazeteci kıyımını protesto etmek için Genel Yayın Müdürlüğü görevinden istifa eden Vahap Munyar verdi.

Fikret Ercan ödülü aldıktan sonra yaptığı duygusal konuşmada:

“Aldığım bu ödülü Hürriyet Gazetesi’nden haksız yere atılan 45 Hürriyet çalışanına adıyorum” dedi.

Böyle gazeteci kıyımı yapanlar meslekte hiçbir zaman hayırla yad edilmeyecekler!

TEBESSÜM

Damdaki eşek!


İstanbul’un eski Vali Muavini ve Sarıyer’in eski Belediye Başkanı İhsan Yalçın’ın anlattığı bir Nasreddin Hoca öyküsü:

“Nasreddin Hoca benim hemşerimdir. Hikâyelerini çok severim.

Hoca bir gün Akşehir’in ünlü Hıdırlık tepesine eşeğiyle gider. Yorgun argın eve dönünce “Hadi evin damında biraz dinlenip hava alalım” der. Eşeğiyle birlikte dama çıkarlar.

Bir süre sonra Hoca iner ama eşek direnir, inmez. Hoca uğraşır, kan ter içinde kalır ama inatçı eşeği yerinden kımıldatamaz.

Bunun üzerine çok kızar ve “Ne halin varsa gör” diyerek eşeği damda bırakıp aşağıya iner.

Meydanı boş bulan eşek damda tepinmeye başlayınca, eşeğin attığı çiftelere dayanamayan toprak dam çöker, Hoca evin dışına kaçarak canını zor kurtarır.

Evi yıkıldığı için kara kara düşünen Hoca sonuçta “Kıssadan hisse” der ve bu öyküden şu dersi çıkartır.

“Eğer hak etmeyen birini yüksek yere çıkartırsan, hem kendisine, hem de çevresine böyle zarar verir!”

GÜNÜN SÖZÜ


Bağımsız gazeteler olmadan hiçbir yönetim demokratik olamaz!