Bizim politikacılarda artık ipler koptu... Fren­siz atıyorlar!
Salla sallayabildiğin kadar...
Hani “At Martin’i dağlar inlesin” denir ya, işte öyle!
Tarım Bakanı Be­kir Pakdemirli, mille­tin gözlerinin içine baka baka, tarımda Avrupa birincisi olduğumuzu, dünya genelinde ise 7’nci sıraya yükseldiği­mizi söyledi.
Vay canına! Biz ney­mişiz meğerse?
Bakan Pakdemirli bu değerlendirmeyi hangi kritere göre yaptı? Hangi ölçüleri esas aldı? Bunu bilemi­yoruz ama bol keseden atarken bile biraz ölçülü olmalıydı!
Diyelim ki onun dediği gibi tarımda Av­rupa birincisi, dünya yedincisiyiz. O halde neden 126 ülkeden tarım ürünleri ithal ediyor, yabancılara yüz milyonlarca dolar para ödüyoruz?
Tarımda birinci oldu­ğumuz için mi namerde el açıyoruz?
Dünyada bu kadar çok ülkeden tarım ürünü satın alan biz­den başka bir mem­leket yok! Kendimizi mi aldatıyoruz, nedir?
Birkaç gün önce Binali Bey için “Ufak at da civcivler yesin” demiştim. O sözü yanlış yerde kullanmışım. Asıl şimdi Tarım Bakanı için öyle söylemem gerekiyor!



Ben Kıbrıslı kardeşlerimizin, Mustafa Akıncı gibi birini nasıl Cumhurbaşkanı seçtiklerine şaşırıyorum.
Akıncı, sanki Rumları savunuyor gibi... Onlara teslim olmayı mı düşünüyor, bilemiyorum. Diyor ki:
“Kıbrıs’ta çözüm için birçok seçenek var da benim ‘Federasyon’ ısrarım yüzünden mi bunlar gerçekleşmiyor? Toplantılarda söylediğim gibi masa başında Rumların KKTC’yi ayrı bir devlet olarak tanınmasını içerecek bir formülü benimsemesini beklemek boşunadır.”
Ee, o zaman ne yapmak lâzım? Rumlara boyun eğerek teslim olmak mı?
Türkiye’yi eleştiren Mustafa Akıncı aklına estiği gibi tehlikeli yoluna devam ediyor, onurlu ve güvenli bir geleceğe boş verip Türkiye’nin uyarılarına aldırış etmiyor!

★★★

Eski dönemlerde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Maliye Bakanı olarak görev yapan Tansel Fikri’den bir mesaj aldım. Vatansever bir siyasetçi olan Tansel Bey ciddi bir soruna işaret ederek (özetle) şöyle diyor:
“Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın son girişimleri ışığında KKTC Devleti’nin ve Kıbrıs Türkünün geleceğini belirleyecek bir yol ayrımına gidiliyor.
Kuzey Kıbrıs’taki bütün siyasi partiler ve kurumlar iş işten geçmeden durumu acilen değerlendirmelidir.
Siyasal ve toplumsal kurumlarımız arasında kol gezen Rum destekçisi ‘Truva atlarının’ varlığı, ibret ve dehşetle görülmeli, anlaşılmalı.
Tuzak yüklü ‘Truva atları’ küçümsenmeyecek mesafeler kaydederek toplumsal bünyemiz ve ulusal direncimizde kanayan yaralar açmıştır. Bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bekasını tehdit eden en büyük tehlike budur!”

Kaybetme paniği!


Ankara’dan ilginç haberler geliyor.
CHP’nin Büyükşehir adayı Mansur Yavaş’ın 7 puan önde olduğu, AKP’nin Başkent’i kaybetme paniğine kapıldığı belirtiliyor.
İktidara çok yakın olan araştırma kuruluşları bile Mansur Yavaş’ın önde olduğunu kabul ediyor, fakat “Fark 7 puan değil, 3 puan” diyorlar.
Mehmet Özhaseki’nin Mansur Yavaş karşısında hafif kaldığını gören AKP yönetiminin buna acil çare aradığı söyleniyor.
Nedir bu acil çare?
Adayı değiştirmek!
Seçim kuruluna verilen aday listeleri 3 Mart tarihine kadar değiştirilebiliyor.
Özhaseki’nin yerine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu aday gösterilecekmiş.
AKP kaynaklarından bana fısıldanan şu:
“Sayın Özhaseki, sağlık sorunları gerekçesiyle ve kendi iradesiyle adaylıktan çekilecek, onun yerine son anda Süleyman Soylu aday yapacak.”
Anlaşılan Mansur Yavaş, AKP’nin moralini bozmuş...
Süleyman Soylu (eğer aday olursa) Mansur Yavaş’ı zorlar mı? Bu ancak sahada belli olur!

Din ve işkembe!


Dindar kesimin önde gelen yazarlarından Mehmet Şevket Eygi’nin birkaç gün önce yazdığı köşe yazısından kısa bir alıntıyı sizlerle paylaşmak istiyorum. Şöyle diyor:
“İslâma işkembeleri ile bağlı olan münafıklar ve sahtekârlar, hizmet etmezler, hizmet ediyormuş gibi görünürler.
Asıl hizmeti İslâma gönülden bağlı olan ihlâslı kimseler edebilir.
Sadece ihlâs ile de olmaz. Yanında ilim, irfan, hikmet, Aklıselim, mürüvvet, fürüvvet, Resullullah’a (Salât ve selam olsun ona) biat, irtibat, itaat olması
gerekir.”
Mehmet Şevket Eygi’nin, dine işkembeleri ile bağlı olduğunu ve halkı kandırdıklarını söylediği tipler din ve inanç bezirgânlarıdır!

TEBESSÜM

Doktorun tavsiyesi!


Genç kadın, akşam işten dönen kocasına der ki:
“Sorma kocacığım. Bugün doktora gittim...”
Adam merakla sorar:
“Hayırdır inşallah, sonra ne oldu?”
“Doktor beni muayene ettikten sonra ne dedi biliyor musun?”
“Çabuk söyle, ne dedi?”
Kadın cevap verir:
“Bir ay deniz kıyısında tatil yapmam gerekiyormuş. Nereye gidelim dersin?”
Adam “Valla karıcığım” der ve ekler:
“En iyisi başka bir doktora gidelim!”

GÜNÜN SÖZÜ


Konuşmak erken öğrenilir ama susmayı öğrenmek için yaşlanmak gerekir!